Garaudy Müslüman olmadan önce yazdı

'Geleceğimizde İslam Var', Roger Garaudy’nin Müslümanlığa geçişini sağlayan birikimlerin toplamı olmakla birlikte başka anlamlar da ihtiva ediyor. Metin Erol yazdı.

Garaudy Müslüman olmadan önce yazdı

İnsanlığın Medeniyet Destanı” kitabıyla dünya medeniyetlerinin geriye dönük bir okumasını yapan Roger Garaudy, Geleceğimizde İslam Var kitabıyla Batı'nın kâdim yalanını gözler önüne seriyor. Garaudy’nin birçok eseri gibi Geleceğimizde İslam Var eserini de Cemal Aydın Türkçe’ye çevirdi. Ancak bir incelik üzere... Cemal Aydın edeben ve hürmeten kitaba “önsöz” yazmamış. Bunun yerine “Yazar ve Eseri” bölümünün dipnotunda Garaudy’e hakkını teslim etmiş.

Sosyalizmin emperyal fikirler için kullanıldığının keşfi

Garaudy Paris'te felsefe eğitimi almış, sadece bunla kalmayıp psikolojiye merak sarmış ve resim sanatıyla yakından ilgili sosyalist dünya görüşüne sahip bir düşünürken nasıl oluyor da “Geleceğimizde İslam Var” diyebiliyordu. Fransız Komünist Partisi'ndeki konumu düşünüldüğünde sorumuzun cevabı biraz daha karmaşıklaşıyor. Ancak Garaudy sosyalizmin Rusya'nın emperyal fikirlerinin taşıyıcısı olduğunu fark edince Komünist Parti'yle arasına manidar bir mesafe koymuş ve gerek ontolojik gerek felsefi sorgusunu bu keşif üzere derinleştirmiştir. Batı medeniyetinin dünyanın tek ve hakim medeniyeti olmadığını, dünyanın her yerinde, her milletten ayrı ayrı medeniyetlerin var olduğu tezini kıyasıya savunmuştur Garaudy. İş bu ya, Avrupa'nın o başüstünde tutulan yazarı, bu savunusundan sonra göz ardı edilecekler listesinin başına yazılmıştır Batı’da.

Lawrence’nin kışkırtmasını parmakla gösteriyor

Garaudy, Batı’nın medeniyetleşme serüveninin perde arkasını ortaya koyduğu vakit Batı için bir ayrık otu idi. Yaptığı keşif dünyanın yuvarlak olduğunun keşfi kadar manidardı aslında. Çünkü Batı’nın zihin yapısını oluşturan iskeletin kamburluğunu işaret ediyordu Garaudy. Vaktiyle Arapların Türklere karşı olan kışkırtmalarına dikkat çekiyordu. Sadece Batı insanına değil, aynı zamanda İslam dinin yegane dayanağı olan tevhidin, İslam toplumları arasında nasıl bozulduğunun da tespitini yapmıştı Garaudy. Meşhur İngiliz casusu Lawrence’nin “Yeni bir millet oluşturmaya niyetlenmiştim… Yirmi milyon Sâmî'ye (Arab'a) üzerinde millet düşleri kuracakları imkânları vermek istiyordum… Osmanlı İmparatorluğu'nun topraklarının tamamının benim gözümde tek bir ölmüş İngiliz kadar bile değeri yoktu." sözünün unutulmaması gerektiğini hatırlatıyordu Garaudy. Arapların Türklere karşı nasıl kışkırtıldığının belgesiydi bu aktarım.

Lamartine’nin Doğu’ya seyahatinden bir aktarım

Garaudy sadece bununla kalmıyor, Fransız şairi Lamartine’nin dilinden Batı’nın kinini de aktarıyordu. Lamartine’nin “Doğu’ya Seyahat” kitabından Garaudy’nin “Osmanlı Düşmanlığı ve Ganimet Paylaşımı” başlığıyla aktardığı sinsi hesap şuydu: "Osmanlı İmparatorluğu'nun yıkılması durumunda... Avrupalı devletlerin her biri, Kongre'nin kararları gereği bu İmparatorluk'tan kendisine ayrılan parçaya, protektora (himaye, koruma) adı altında, sahip olacaktır... Avrupa hukukunca kabul ve tasdik edilen bu tür bağımlılık statüsü, himayeci devlete Osmanlı topraklarının şu kısmında veya şu sahil şeridinde gerek bağımsız şehirler, gerek Avrupalı yerleşimciler için alanlar, gerekse limanlar ve ticaret iskeleleri oluşturma hakkı tanıyor. Ancak bu, her devletin himayesi altındaki bölgede gerçekleştireceği silâhla donanımlı ve medenîleştirici (!) bir vesayet olacaktır.”

Kurgulanmış ancak sinsice saklanmış bu hesap belki de tüm Anadolu toprağında yaşayanların ezberinde. Bu sebeple bizler için çok da hayati gelmeyen bu bilgi Avrupalılar için bilhassa hayatiyet taşıyor kanımca. Hukuksal zeminde yapılan işlerin her türlü meşruluğundan tutun da, demokrasi adı altında bağımsızlık sağlama zokasının yutturulduğu Avrupalıların çok sevdikleri ve insanlığın tüm değerlerini zihinlerinde mündemiç olarak taşıdıklarını savundukları atalarının riyakarlıklarının resmiydi Garaydy’nin Lamartine’den aktardıkları.

Geleceğimizde İslam Var

R. Garaudy’nin Müslüman olmadan bir sene evvel yazdığı kitabı “Geleceğimizde İslam Var” tek yönlü bir eser değil. Geleceğimizde İslam Var; Garaudy’nin Müslümanlığa geçişini sağlayan birikimlerin toplamı olmakla birlikte Doğu toplumlarında yaşanan tarihsel süreçlerin perde arkasını aktaran, hem de Batı toplumu için İslam’a yapılan karalamaları tek tek silen bir eser. Kitabın en ilginç yanı ismi. Garaudy henüz Müslüman değil iken geleceğimizde İslam’ın olduğunu söylüyor. Halbuki pekâla “geleceğimde İslam var” diyebilirdi. Böylesi bir söyleyiş dahi Garaudy gibi yazdıkları gerek Avrupa’da gerekse de Amerika’da oldukça yankı bulan bir yazar için İslam adına büyük bir kazanç olurdu. Ancak Garaudy İslam’ın o mübarek atmosferine girmiş olmanın verdiği bereketle geleceğimiz diyor ve kendisini de biz olanın içine dahil ediyordu.

Doğu toplumları için tevhidin batı eliyle nasıl yıpratıldığının bir resmi çizili “Geleceğimizde İslam Var” kitabında. Bunun yanında Garaudy “Dünyanın çevresini ilk defa müslümanlar ölçtü”, “Küçük kan dolaşımını Batı’dan asırlarca önce Müslümanlar buldu”, “Cebir ve algoritma Müslüman bilginlerin eseridir”, “İbn Sina gibi pek çok Müslüman bilginin tıp ve diğer dallarla ilgili kitapları yedi asır boyunca Batı üniversitelerinde okutuldu” tespitleriyle Batılıların zihnindeki İslam karalamasını silmeye gayret ediyor. Batılıları şaşırtan tam olarak bu; dünyaca ünlü komünist bir düşünürün İslam üzerine böylesine eğilmesi. Daha da önemlisi İslam’ın yetiştirdiği güzide şahsiyetlerin yaptığı birçok keşfi görüp dile getirmesi... Elbette kendisi gibi bu bilgilere evvelce aşina olan nice komünist yazarlar vardı. Ancak Garaudy İslam üzere bir hayat yaşayacağım diyeceğinde yaşayacağı rahatsızlığı, komünizmin kendisine sağladığı rahata çoktan galebe ettirmişti.

Batılılar için bir sesleniş

Geleceğimizde İslam Var. Geçmişimizde de İslam vardı. Geleceğimiz de bi-iznillah İslam olacak. Batılıların yahut cümle İslam karşıtı ve düşmanlarının anlaması için bir sesleniş Garaudy’den: “Dün Batı’yı Ortaçağ karanlığından İslâm medeniyeti kurtarmıştı. Bugün de habire üretmek ve habire tüketmekten başka gayesi kalmamış ve Allah’ı neredeyse tamamen unutmuş Batı’yı yine İslâm manevî değerleri kurtaracaktır. Araçları amaca dönüştürmüş hiçbir medeniyet ayakta kalamaz. Ya İslâm’la geleceğimizi kurtaracağız ya da bu üretim ve tüketim ekonomisiyle intihara sürükleneceğiz.” 

Metin Erol, geçmişimizin de İslam olduğunu bilerek yazdı

YORUM EKLE