İşitme engellilerin eğitimi ile ilgili birçok problem söz konusu. İşitme engelli okullarına ait bir müfredat programının olmamasından tutun da sınıfların kalabalık olup okulların engelli ihtiyaçları gözetilmeden dizayn edilmesine, nasıl bir eğitim yaklaşımı ile eğitim yapılacağının hâlâ üzerinde anlaşma sağlanmamış olmasına kadar. Kaldı ki son yıllarda bu okulların kapatılarak işitme engelli öğrencilerin normal okullarda kaynaştırma eğitimine tâbi tutulması gibi bir yaklaşım da gittikçe hâkim olmaya başladı. Tüm bu olumsuzlukların içinde Milli Eğitim Bakanlığı'nın yayımladığı Türk İşaret Dili Sözlüğü oldukça isabetli oldu.

2607 sözcük içeriyor

İbrahim Demirdöğen, Vedat Karahan ile Aslı Günaydın’ın hazırladığı ve Özel Eğitim Rehberlik Hizmetleri Genel Müdürlüğü'nün yayımladığı sözlük; şehirden şehre, okuldan okula hatta sınıflar arasında bile farklı kullanım özellikleri gösteren işaret diline bir standart getirmesi noktasında oldukça önemli bir çalışma. Daha önce Türk Dil Kurumu'nun yayımladığı ve kapsam olarak sınırlı kalan sözlüğün aksine 2607 sözcükle ihtiyaca cevap verecek yapıda hazırlanmış bu sözlük. Kelimenin anlamı, işareti, işaretin açıklanması, kelimeye ait bir görsel ve elin yakın plan fotoğrafının yer aldığı her madde, öğrenmek isteyenler için oldukça kolaylık sağlayıcı bir yapıda.

İşaret yöntemi eğitimde daha sık kullanılıyor artık

İşitme engellilerin eğitiminde kullanılan sözel-işitsel (İşaretsiz konuşturmaya yönelik), işaret ve total (karma) yöntemlerinden hangisinin daha yararlı olduğu ve kullanılması gerektiği konusunda henüz bir mutabakat olmamasına rağmen, işaret yönteminin son yıllarda gitgide ağırlık kazandığı su götürmez bir gerçek. Bu noktada eğitimin daha çabuk ve etkili olması için kullanılan işaretlerin ortak olması oldukça önemli. Sözlüğün, bu amacın gerçekleşmesine katkısı şüphesiz büyük olacaktır. 10000 adet basılan kitap, ayrıca Özel Eğitim Rehberlik Hizmetleri Genel Müdürlüğü'nün sitesinden pdf formatında indirilebilir. Kitabı hazırlayanlara ve yayımlayan Milli Eğitim Bakanlığı'na teşekkür ederek işitme engellilerin dünyasına dair bazı detaylar paylaşalım.

İşitme engellilerin dünyasına kulak kesilmek

İşitme engelliler diğer engel gruplarına oranla en dezavantajlı engelli grubu. Çünkü insanın düşünme melekesini borçlu olduğu kavramlardan yoksunlar. Daha doğrusu kavram öğrenimleri ve de soyut düşünme becerileri çok yavaş gelişiyor. Hal böyle olunca da sağlıklı iletişim kurmak, soyut düşünmek, okumak, yazmak gibi yaşamsal faaliyetleri ne yazık ki sağlıklı gerçekleştiremiyorlar. Çevre ile olan sosyal ilişkileri, dilin iletişime imkân tanıyacak düzeyde gelişmemesinden dolayı çok sınırlı kalıyor. Hatta çoğu defa sadece kendileri gibi engelliler ile iletişim kurma yoluna gidiyorlar. Tabi bu durumun farkında olduktan sonra yapılması gereken onları ayırmak değil, farklı bir ihtimam göstermek olmalı. Sadece bu yapıları hesaba katılarak yaklaşmak ve onları ayrıştırmamaya çalışmak, hayata dâhil olmaları noktasında imkân tanımak en önemli yaklaşım biçimi olacaktır.

İşitme engelliler gözleri ile duyarlar

Engelli olmayan bir insanın duymasını nasıl ki sesin belli bir seviyedeki duyulabilirlik derecesi belirliyorsa, işitme engellilerin de duyabilmesini konuşma anında yüzünüzün onlara dönük olması belirler. Dudak hareketlerinin onların iletişiminde çok önemli olduğu unutulmamalı.

İşaret dilini öğrenmek yakın çevresinde işitme engelli olmayanlar için zor gelebilir. Fakat işaret dili alfabesini öğrenmek çok zaman almayacaktır. Bu alfabenin iletişimin süresini uzatsa da asgari düzeyde bir iletişim kurmaya imkân tanıyacağı bilinmelidir.

Sözlüğü indirmek için: http://orgm.meb.gov.tr/alt_sayfalar/duyurular/1.pdf

Serdar Arslan yazdı