Televizyon artık ya kenarından bile geçmekten çekindiğimiz ya da içine düşüp kendimizi kaybettiğimiz bir gayya kuyusu günümüzde. İçine düşersek bilincimizi ne derece kaybedeceğimizi kestiremiyoruz. İçinde faydalı bir şeyler var mı? İçinde oynayanlardan kaçtığımız için faydalı olanları, varsa da kaçırıyoruz. Günümüzde bu bilmezlik ve seviyesizlik, bir nebze dahi hesap gününü düşünen müslümanlar için had safhada.
Eskiden, yirmi sene önce diyelim, televizyon daha az kanallı ve böylelikle de ne olduğu daha kestirilebilir bir araçtı. Başından beri müslümanların aleyhine işleyen bu araçta müslümanların kanalları mevcuttu. Hizmetten ziyade müdafaa bilinciyle yayın yapılan kanallar. Bu kanallarda yayımlanan programların, fikrimce, her birinin incelenmesi ve bu dönemde, ekranın baktığı müslüman evlerde hangi söylemlerin yankılandığı günümüzde iyi kavranmalıdır.
Sırf soru sormakla kalmamış, mesele açmış, yorumlarını katmış
![]() |
Bahri Zengin ve Akif İnan |
![]() |
Hasan Sağındık ve Akif İnan |
Dönemin müslümanlarının sesini aktaran Kanal 7 televizyonunda yayınlanmış bir programa rastgeldim geçen günlerde: M. Akif İnan'ın sunduğu kültür-sanat röportajlarına. Bu programın önemi hem sunucusundan hem de döneminin kültür sanat dünyasının bir köşesine ışık tutmasından. O dönemde “bizim cenah”tan kültür, sanat adamları ile gerçekleştirilmiş bu muhabbet-röportajların günümüze vereceği çok şey var. Mesela hakkında bugün hemen hemen hiçbir şey bilmediğimiz Bahri Zengin'le bir mülakat yapmış Akif İnan. Yahut Asım Köksal'ın şahsi kütüphanesinde şiir üzerine bir muhabbet gerçekleştirmiş. Hemen hepsini bildiğimiz bu konukları kendi lisanları ile dinleyip, simalarını görmek hoş bir imkan.
Akif İnan'ın program sunuculuğu lakaytlıktan, çok bilirlikten ve kibirden uzakta. İnan, konuğuyla aynı seviyeden yürütüyor mülakatlarını. Akif İnan, mülakatlarda pasif bir konum tutmuyor. Sırf soru sormakla kalmıyor, mesele açıyor, yorumlarını katıyor. Konuklarının hayatlarını şekilendiren hususlara, ortaya koydukları eserlere ve kültür dünyamıza ne gibi şeyler soktuklarına dikkat çekiyor. Böylece program sıcak bir muhabbet hüviyetine bürünüyor.
Bu mülakatlar kitaplaştırılsa...
İnternetin himmeti ile rastladığım bu programların tam olduğuna dair kesin bir kayıt bulamadım. Akif İnan'ın eserleri arasında sayılması gereken bu mülakatlar kitaplaştırılsa güzel bir kültür çalışması olur.
Bu kayıtlar on yedi sene öncesinde, televizyonun bir köşesinde ne kadar oturaklı bir seviye bulunduğunu da gösteriyor. Günümüz televizyonunun, bugünki seviyesizliğinden kurtulup bir neşvünema bulacağını düşünmek ancak safdillilik olur. Bize düşen bu tip programlarla bağlantılar tesis edip kendi seyir çizelgemizi oluşturmak.
M. Akif İnan'ın bu röportajlarına ve diğer konuşmalarına şu adresten erişilebilir: www.mehmetakifinan.com/portfolio-category/tum-videolar-ve-konferanslar/
M. Murtaza Özeren yazdı