Renklerin psikolojik etkileri üzerinde çok iddialar var. Bu iddialardan bir tanesi de sarının, bulunduğu ortamı kalabalık gösterdiği üzerine. Sarı gerçekten dinamik bir renk. Şair Mustafa Aydoğan’ın “Yazma Sevinci” isimli eserinin kapak rengi de sarı. Bu renk insanın iştahını açıyor gerçekten. Bir an önce açıp kitabı okumak istiyorsunuz.
Edebiyat Ortamı Yayınları arasında çıkan “Yazma Sevinci” kitabı hakkında, genel itibariyle son on yıllık deneme yazılarını toplayan şairin okuyucuya sunduğu 275 sayfalık bir mektuptur diyebiliriz. Altı bölümden oluşan kitap, edebiyat, sanat ve şiir vadilerinde kah koşan kah oturup dinlenen yazılarla ve son bölümdeki söyleşilerle gerçekten dikkatleri üzerine çekiyor.
Edebiyat dünyasının gizli ajandası
Hem şair olup hem de şiir poetikası hakkında yazan birçok isim ne yazık ki bu konularda sağlıklı metin üretmekte zorluk yaşıyor. Fakat Mustafa Aydoğan bu meseleyi aşmış. O, şairliği ile eleştirmenliği arasındaki rol farkını ayırt edebiliyor. Okuyucuyu bir kaosun, bir anlamsızlığın içine düşmekten koruyor. Evet, şair olup da poetik metin yazanlar arasında başarılı olan insan sayısı gerçekten çok az. Bu noktada Mustafa Aydoğan’ın bu kişilerden birisi olduğunu söyleyebiliriz.
“Yazma Sevinci”, şairlerin ve edebiyatla hemhal olmuş insanların bir araya geldiklerinde konuştukları, dile getirdikleri fakat bir türlü yazmadıkları meselelerden oluşuyor. Bir nevi edebiyat dünyasının gizli ajandası.
Şiiri ve şiirle ilgili meseleleri konuşmak ile ontolojik meseleler arasında bir paralellik kuran Mustafa Aydoğan, bir noktada şiirde insan gerçeğini arıyor. O, anlamsız ve ayakları yere basmayan bir dünyadan ziyade, varoluş kaygısı çeken, metafizik gerçekliğin peşinde koşan bir dünya algısının içinden sesleniyor.
Mustafa Aydoğan için mekân önemli bir unsur olarak dikkat çekmekte. Mekânını yitirmiş bir şiirin sürgüne döneceği endişesini taşıyor. Onun için şiir kadar şiirin mekânı da önemli bir husus olarak ele alınabilir.
Şairler hakkında gerçekten kuşatıcı ve doyurucu yazılar
Mehmet Akif, Necip Fazıl, Asaf Hâlet, Ahmet Muhip Dıranas, Behçet Necatigil, İlhan Berk, Ece Ayhan, Cahit Zarifoğlu Erdem Bayazıt, Akif İnan, Alaeddin Özdenören, Arif Ay, Cahit Yeşilyurt, M. Ragıp Karcı gibi şairler hakkında gerçekten kuşatıcı ve doyurucu yazılar okuyucular için birer hazine değerinde. Farklı cephelerden birçok şairi bir arada ele almak herkesin başarabileceği bir şey değil. Bu kişiler hakkında ideolojik bir körlüğe düşmeden sağlıklı bir bakış açısı geliştiren Mustafa Aydoğan, aynı zamanda önyargılarından sıyrılmış vicdan sahibi sorumlu bir entelektüelin tavrını sergiliyor.
Bir okuyucu olarak Yazma Sevinci’ni okuyunca ve düşünen bir beynin ve hisli bir kalbin kaleminden dökülen satırlar arasında dolaşınca, hâlâ bu meselelerle ilgilenen insanların var olduğunu anlamak insanı mutlu oluyor gerçekten. Edebiyat ve sanatın bir pul koleksiyonculuğu durumuna düşürüldüğü günümüzün mekanikleşmiş dijital yalanlar dünyasında bu eseriyle Mustafa Aydoğan, bu sahte dünya algısına karşı çıkan ve direnenlerin hâlâ var olduğunu göstermektedir.
Mehmet Baş yazdı