Son Bizans İmparatoru Konstantinos nasıl öldü?

MS. 330 ile 1453 yılları arasında bu topraklarda hüküm sürmüş ve sayısız eser bırakmış Bizans İmparatorluğu’na ait ne biliyoruz? Donald M. Nicol'ün ''Konstantinos Paleologos'' adlı kitabı, en azından Bizans'ın son dönemlerini aydınlatan bir çalışma. Sedat Palut yazdı.

Son Bizans İmparatoru Konstantinos nasıl öldü?

MS. 330 ile 1453 yılları arasında bu topraklarda hüküm sürmüş ve sayısız eser bırakmış Bizans İmparatorluğu’na ait ne biliyoruz? Osmanlı Devleti’nden daha önce bu topraklarda uzun yıllar yaşamış bu devlete dair bilgilerimiz neden sınırlı?

Üniversitede Tarih bölümünü okurken Bizans Tarihi dersimize giren hocamız Osmanlı tarihi anlattığında bu soruları sormuştum kendime. Hocamız sanki dersin içeriği ile anlattığı şey çok uyumluymuş gibi Osmanlı tarihini överek -ama hep överek- anlatırdı. Dersi de birkaç sayfalık fotokopi ile geçtiğimi hatırlıyorum. Yıllar sonra şimdi üniversitelerde Tarih okuyan öğrencilerime sorduğumda pek bir şey değişmediğini üzülerek öğrendim. Büyük bir üniversitenin Bizans Tarihi dersine Selçuklu Tarihi hocası, tıpkı öğrenciler gibi ders çalışıp geliyor ve öğrencilere Bizans’ı anlatıyormuş. Anadolu’da da durum çok farklı değil.

Evet, Latince ölü bir dil, bunu bilen insan sayısı az. Evet, Bizans bize ait bir kültür değil. Ama kültürel miras da bize ait olmayan ama bu topraklarda yaşamış insanların eserlerine, kültürlerine saygı duymak ve öğrenmek değil midir?

Bu konuda sevindiğim bir nokta var. Bizans’a ait kitap sayısında bir artış var. Bunun diğer açıkları kapatacağı ümidini taşıyorum.

Katoliklerin en önemli derdi, İstanbul’un Papa’ya bağlanması idi

Elimde keyifle okuduğum ve son Bizans imparatorunun hayatını anlatan bir kitap var: Konstantinos Paleologos. Kitap, İş Bankası Yayınları arasından çıkmış. Yazarı Donald M. Nicol. Kitabın yazarı Atina, Gennadion Kütüphanesi Müdürü, fahri profesör. Yazar, bu biyografik çalışmasının başında son imparatorun soy ağacını çıkarmış. Ardından Bizans’ın son yıllarını okurla paylaşmış.

1354 yılında İstanbul’un batısında büyük bir deprem olmuş, önemli kayıplar varmış ve ardından kar fırtınaları, sağanak yağmurlar… İstanbul’un batısı savunmasız kalmış Bizans’ın. Bu durum Osmanlı’nın batıya ilerleyişini kolaylaştırmış. Yazar, son imparatorun çocukluğuna dair elimizde çok fazla bilginin olmadığına değiniyor. Fakat son dönemde Bizans sarayının çok ırklı olduğunu aktarıyor okurlarına. Mesela son imparatorun annesi Sırp, babası ise yarı İtalyan; kendisi ise Bizans imparatoru… Tarihten bildiğimiz ama eksik kalan Katolik- Ortodoks çatışmalarını kitaptan çok net öğreniyoruz. II. Murat dönemi kuşatmalarından itibaren Batıdan sürekli yardım isteyen Bizans, bir türlü istediği yardımı alamıyor. İmparator VIII. İoannis 1423’te bizzat Avrupa’ya gidip Osmanlı’nın büyüdüğünü ve tedbir almaları gerektiğini anlatıyor. Lakin Katoliklerin en önemli derdi, İstanbul’un Papa’ya bağlanması oluyor. Aksi halde Bizans’a yardım etmeyeceklerini söylüyorlar. 1439’da Bizans’ın Osmanlı’ya dair girişimleri neticesinde “Konsil, 1439’un Haziran ayında Floransa’da bir anlaşmaya varmış, Rum ve Latin kiliselerinin fiilen birleştiği resmi olarak duyurulmuştu.” (S.15) Fakat bu İstanbul halkının tepkisini çekiyor. Anadolu’daki piskoposlardan bazıları da bu girişime tepki gösteriyor. II. Murat’ın Mora’yı kolayca alması DA İstanbul’u tedirgin etmiştir. Bu süreçte Katoliklerin yardımı da zayıf kalacaktır.

Babasının ölümünden sonra askeri açıdan başarılı bir gençlik geçiren ve annesinin desteğini alan Konstantinos devletin başına geçer. Konstantinos iki eşini de kaybettikten sonra, Osmanlı ile arasını iyi tutmak için ölen II. Murat’ın eşi ile evlenmek ister. “Evliliğin gerçekleşmemesinin sebebi, kendisini kâfirlerin elinden kurtarması durumunda hayatı boyunca kimseyle evlenmeyeceği ve iffet dolu bir yaşam sürdüreceği konusunda Tanrı’ya söz veren Maria’ydı.” (S.45)

Son Bizans imparatoru nasıl öldü?

Bu dönemde yazara göre, hem Batı hem de Konstantinos, Fatih Sultan Mehmed’i toy görmekte, Osmanlı için gerekli tedbirleri almamaktadır. Fatih ise düşündüklerinin tam aksine Anadolu’da çıkan isyanları hızlıca bastırmakta ve gücüne güç katmaktadır. Konstantinos bu dönemde hayatının hatasını yapar, Fatih dışında hanedanın hayattaki tek erkek üyesi ve Bizans’ta esir düşen Orhan Gazi için Fatih’in önerdiğinden daha fazla para ister. Fatih ise bunu kabul etmez.

Yazarın kuşatmayı anlattığı kısımda bildiğimiz tarih dışında büyük bir farklılık yok. Sadece yukarıda değindiğim Katolik- Ortodoks çatışmasının Konstantinos’un Batıdan istediği yardım döneminde daha fazla olduğunu söyleyebilirim. İmparator yardım istediğinde Venedik, Osmanlı’nın tarafını tutarken Papa ise hâlâ Ortodoksların, Katoliklere bağlı kalması gerektiğini ifade etmektedir. Ve Macar Urban… Bu mühendis önce imparatora giderek ağır topların tasarımı için yüklü bir meblağ talep eder, imparator bunu kabul etmeyince yönünü Fatih’e çevirir.

Yazar, İstanbul’un düşüş hikâyesini detaylı olarak anlatmak yerine imparatorun nasıl öldüğü üzerine yoğunlaşmış kitabında. İçinde Türk kaynakların da olduğu birçok kaynağı okurla paylaşıyor. Kaynakların ortak noktası şudur ki, imparator kaçma fırsatı varken kaçmamış ve sonuna kadar savaşmıştır. Sonrası ise Yunanlılar için efsane bir imparator…

Konstantinos Paleologos kitabı fetih sürecini “diğer taraftan” okumak adına oldukça önemli bir kitap. Umarım bu tür çevirilerin sayısı artar. Ve tarih bölümü öğrencileri bu topraklarda iz bırakan medeniyet ve kültürlere dair gerçek bilgilere, yetişmiş hocalardan ulaşma fırsatı bulur.

 

Sedat Palut

YORUM EKLE