Devlet-i Aliye’nin resmi mezheblerinin itikadda Maturidi, amelde Hanefi olduğunu duyduğumda Hanefi oluşunu pek garip karşılamamıştım ama içimden “Maturidiyye de ne ola ki?” deyu bir soru da sormamış değildim. Sonra bir gün annemin pek geniş kitaplığında ufak bir gezintiye çıkmışken gördüm o kitabı. “Maturidiyye Akaidi” idi ismi. 2-3 yıl önce rastladığım bu kitabı uzun vadede okunacaklar listesine koymuştum ve bu yaz -Allah’a şükür ki- okuma imkanı buldum. Kitabın müellifi ünlü Buharalı alim Nureddin es-Sabuni, esas ismi ise “El-Bidayetü fi Usuli’d-Din”. Eseri Türkçeye kazandıran Prof. Dr. Bekir Topaloğlu Hoca, yayımlayan ise Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları.
Kitabın içeriği
Nureddin es-Sabuni Hoca’nın hayatının ve eserlerinin anlatımı ve tanıtımıyla başlıyor kitap. Bu yaklaşık 20 sayfalık kısa başlangıçtan sonra temellerini Türkistanlı büyük Alim Ebu Mansur Muhammed el-Maturidi’nin attığı Maturidiyye Akaidi anlatılıyor. Üstad Sabuni, evvela bilgi edinme yollarını sıralamış teker teker. Bunları Duyular, Haber-i Sadık ve Akli tefekkür oluşturuyor ve bu bölümde, sayılan bilgi edinme yollarının mahiyeti anlatılıyor. Hemen ardından İlahiyat Bahisleri adını taşıyan 1. Bölüm geliyor. Burada Allah’ın varlığı, zatı, sıfatları, sıfatlarının kadim veya hadis oluşu gibi hayati mevzular anlatılıyor. 2. bölümde ise tahmin edileceği üzere Nübüvvet bahsi var. Peygamberlerin varlığının delilleri, özellikleri, velilerin kerametleri, devlet reisliği ve ona bağlı meseleler 2. bölümü oluşturuyor. 3. bölüm, Kaza ve Kader Bahisleri’ni içeriyor. 4. ve son bölümde ise İmanın Mahiyeti ve Bazı Sem’iyyat Bahisleri yer alıyor. Sem’iyyat bahislerinden kastedilen, Kabiz azabı, Amel defterleri, Sırat Köprüsü, Cennet ve Cehennem gibi konular.
Bize güç veriyor
İmam Sabuni, bu önemli eserde bir yandan doğru itikadın nasıl olacağını açıklarken bir yandan da gerek diğer itikadi fırkaların görüşlerinin butlanını izah ederek gerek de bu batıl itikad sahiplerinden gelecek muhtemel soruları yanıtlandırarak akidevi alanda bizlere güç kazandırıyor. İtikad, kelime anlamı olarak “bağlama, bağlanış” gibi anlamlara geliyor. Istılahi olaraksa insanın din ile kurduğu bağı ifade ediyor. Öyle inanıyorum ki din ile kurduğumuz bağların, yani itikadımızın sağlam oluşu bizi ameli açıdan da güvenli bir konuma yaklaştıracak ve Sünnet- Resulullah’ı (sallallahu aleyhi ve selem) takib etmek konusunda azmimze azim katacak. Bu zaviyeden bakınca Maturidiyye Akaidi’nin, hem Maturidi’ler için benimsemek amacıyla, hem de Eş’ari’ler için bilgi edinmek amacıyla öğrenilmesini, araştırılmasını elzem buluyorum.
Melih Koşucu bildirdi.
Maturidilik ve akaidin öğrenilmesinden bahsedilmiş ancak 'itikadi' mezhebler fıkhi mezheplerle aynı işlevselliğe ve kesinliğe sahip değil. İmam Maturidi'de İmam Eşari'de ender raslanan büyük alimlerimizdendir ama onlar bulundukları çağdaki tartışmaları merkeze alarak o güne uygun orta noktayı bulmaya çalışmıştır. Bu sebebten o çalışmalar bizim için önemli kaynaklar olsada her çağda itikadın en önemli kitaplarının Kur'an ve sünnet olduğu unutulmamalıdır.