“Dünyadaki cennet, huzurlu aile yuvasıdır” der Osman Nuri Topbaş Hocamız. Buna nasıl ulaşacağımızı ise Erkam Yayınları'ndan çıkan Huzurlu Aile Yuvası adlı kitabında anlatır. Aile müessesesine önem verilmeyen bu zamanda okunması gereken, içinde söylenenlerin tatbik edilmesi gereken kıymetli bir kitap. Aile hayatına dair bazı soruları Efendimiz (sav)'in hayatı ile açıklıyor Osman Nuri Hocamız kitabında...
Kumandanın kimde olduğu önemli olan aileler var
Bir konuşmaya şahit oldum da, günümüzün evliliklerinin vehametini daha fazla anladım. Bir kadın bilgisayar oyununda kırdığı rekordan bahsediyordu, diğer bayan da ona, “bilgisayar başında olman eşini rahatsız etmiyor mu” diye sordu. İşte asıl verilen cevapta dehşete düştüm. Bayan dedi ki, “eşim bu durumdan mutlu bile oluyor, çünkü kumanda ona kalıyor.”
Aman Allahım nasıl bir ev bu?
Hadis-i şerifte buyruluyor ki; “Allah bir ev halkına hayır murat ettiğinde, onları dinde fakih kılar. Küçükleri, büyüklerine hürmet eder. Onlara rızıkları hususunda kolaylık verir ve nafakalarında iktisatlı kılar. Kendilerine ayıplarını gösterir ve onlar da hemen tövbe ederler. Allah Teala bir ev halkına da hayırdan başkasını murat ederse, onları kendi hallerine bırakır.” İşte tam da kendi hallerine kalmış/bırakılmış bir ev... Allah muhafaza buyursun.
Amaçları dünyada dahi beraber olmak değil ki ahireti düşünsünler. İnternete ve televizyona bağımlı aileler çoğalmakla kalmamış, bağımlılık da artmış maalesef... Böyle ailelerin çocukları da dizilerle, subliminal mesajlarla dolu oyunlarla büyüyor. Sonra daha kötü bir hal alıyor iş. Hayırlı bir yuva her çağda mukaddestir belki ama böyle bir zamanda kutsiyeti daha fazladır herhalde... Nikahın bir peygamber sünneti olduğunu bilmeyen evlerde niyet şahsileşiyor.
Bir de son zamanlarda özellikle sosyal medya, evlilikleri de olumsuz yönde etkiliyor. Mesela resimlerini paylaşan eşler karşı cinsin eşini beğenmesiyle kavgaya tutuşuyor. Ya da bir paylaşımın beğenilmesinden bile çok ciddi sorunlar ortaya çıkabiliyor. Çok ciddi sorunlar ortaya çıksa da mesele nasıl da basit... Nereden nereye geldik? Üzüntü vermeli bu durum...
Allah rızası için dünyada huzurlu cenneti yaşamak isteyenler
Oysa ashab neler yaşamış...
Sahabelerden birinin çocuğu hastaymış. Baba evde yokken çocuk vefat etmiş. Annesi yıkamış, kefenlemiş. Sonra eşi gelmiş eve... Her zamanki gibi beyini güler yüz ile karşılayıp yemeği hazırlamış. Sonra ise ferasetli bir şekilde “komşu benden emanet bir şey almıştı, istedim ama vermedi” demiş. Bey ise “hiç iyi yapmadılar” deyince, hanım “Allah bizden emanetini aldı” demiş. Bunun üzerine Ebû Talha, “Biz Allah içiniz ve muhakkak O’na döneceğiz” demiş.
İşte sahabe ve zamanımız arasındaki fark. Anne için yavrusunu kaybetmek ne kadar zordur. Ama sırf eşini tatsız bir şekilde karşılamamak için nasıl ince davranıyor.
İşte bu örnekler bize ibret olmalı. Osman Nuri Topbaş Hocamız, kitabında yine sahabe hayatlarından çok farklı yaşanmışlıklar sunuyor önümüze...
Kitapta bir yandan sorumluluğun büyük olduğu gösterilirken, bir yandan da eşlerin birbirlerinden razı olarak vefat ettiklerinde cennet ile müjdelenecekleri sevincini veriyor. Yani sünnete teşvik ediyor. Allah rızası için dünyada huzurlu cenneti yaşamak isteyenler okumalı Huzurlu Aile Yuvası adlı eseri...
“Ey Rabbimiz! Bizlere ve ailelerimize, sana kulluk ve tâat üzre hoşnut olacağın bir takvâ hayatı nasip eyleyip hânelerimizi lütuf ve saâdet cenneti eyle! Bin bir isyan ve gaflet amellerinin tutuşturduğu azap cehennemi eyleme!” Âmîn!..
Eslem Nilay Bozdemir yazdı
Kadınlarla ilgili hadis rivayetleri üzerine doktora çalışması yaparken ben de bu rivayete denk geldim ve çok şaşırdım. Ancak rivayetin diğer varyantlarına ve şerhlerine bakınca, başka bir ayrıntıya muttali oldum. Ölen çocuk, kadının öz çocuğu değil, kocasının çocuğu. Bu ayrıntı durumun vehametini biraz hafifletse de, bence yine de bu rivayet ölen bir çocuğun varlığını önemsizleştirmek, hatta karı koca saadetine kurban etmek gibi bir sakatlık ihtiva ediyor; kullanılmaması gerekir bence...