Merhum Akif İnan’ın sendikacı yönü, onun şiirini gölgeleyen bir şeydir sanki. Akif İnan’ı anarken birçok yönü üzerinde dururuz da şiirlerini/şairliğini ıskalarız gibime geliyor. Mesela onun iki şiir kitabı olduğunu birçoklarımız bilmeyiz belki de…
Akif İnan’ın nesir kitaplarının yanında mütevazı bir yeri vardır şiirlerinin. İki kitabının hacmi de küçüktür. Bir uzun soluk, bir ikindi çayı yeter bu şiirleri okumaya. İnsanın üzerinde öğle uykusu tadı bırakır bu şiirler…
Şiir kitaplarının isimleri arasında iki şiir kitabında da olduğu gibi bir insicam söz konusudur. Tenha Sözler ve Hicret. Hicret ‘tenha bir söz’dür aslında. Konuşmadan çok şeyin ifadesidir. Eylemin konuşmasıdır. Bu yönüyle Akif İnan şiir kitapları aslında tek bir şiir kitabı olabilme özelliği de taşır.
Çokça Yorumlandı Bu Şiirler!
Tenha’daki şiirlerin küçük bir kısmı hariç gazel formatındadır. İkişer dizelik bölümlerden oluşurlar. Hicret’teki şiirlerin ise tamamı ikişer dizelik bölümlerden oluşan, klasik formu çağrıştıran şiirlerdir. Akif İnan’ın şiirinde biçim divan edebiyatına yakın durur ve bir takım tekrarlar ve mısra sonu ses benzerlikleriyle bir müzik yakalanır. Bu yüzden birçok şiiri birçok sanatçımız tarafından bestelenmiştir. Mescid-i Aksa ve El Gazeli şiirlerini buna örnek gösterebiliriz. Ya da Ömer Karaoğlu’nun yorumladığını bildiğim Şehir Gazeli.
Tebliğci Şiir!
Akif İnan şiirlerinin bazıları şahsi dertlerin, duyguların, isteklerin, bir insanın kaotik yanının ortaya koyduğu şiirlerdir. Bazı şiirleri ise bir yol gösterici, tebliğci, uyarıcı şiirlerdir. Uzun yıllar ve hala Akif İnan’ın Mescid-i Aksa şiiri bize Filistin meselemizi hatırlatır:
“Mescid-i Aksa’yı gördüm düşümde
Bir çocuk gibiydi ve ağlıyordu
Varıp eşiğine alnımı koydum
Sanki bir yer altı nehri çağlıyordu”
Mahrem Aşkların Şairi!
Akif İnan’ın tebliğci şiirinin yanında şahsi dertlerin, duyguların, isteklerin, bir insanın kaotik yanını ortaya koyan şiirlerinin olduğunu söylemiştik. Hicret’teki Mahzen şiiri bu savımız için önemli bir şiirdir. Şiirin başlığı bile aşkın o mahcup yanını ortaya koyar niteliktedir. Mahzen başlığı bize bir kuytuluğu, bir saklanmışlığı çağrıştırıyor çünkü. “Çevir gözlerini içimden yana / Sırrını saklayan mahzeninim ben” mısralarıyla başlar bu iç okşayıcı şiir. Burada bir hitap vardır şair tarafından: “Uzat umutlarını düşlerime dek / Hiçbir şeyin değil hep seninim ben” der. Ve şiiriyet açısından oldukça yüksek bir mısrayla bitirir şiiri: “İyi bil neyimsin benim nenim ben”
Akif İnan’ın genel olarak tüm kitapları olmakla birlikte özelde şiir kitapları asla hak ettiği yerde değildir. Sağlıklı şiir okuyucusunun yapması gereken şey en kısa zamanda Akif İnan’ın şiir kitaplarını da kitaplığına katmasıdır.
Bütün bu söylediklerimizden sonra Akif İnan’ın çok sevdiğim şiirlerinden biri olan El Gazeli’ni hep birlikte okuyarak bitirelim haberimizi. Bütün haber yazısı bir yana bu şiir bir yana…
El Gazeli
Ellerine sarın kalbimin içi
O ayla boyanmış nar ellerine
Bahar ellerine giydir düşleri
Göksel şarkıları sar ellerine
O kar ellerine yar ellerine
Deme sabah akşam var ellerine
Rüzgâr mı asker mi biçti yolumu
Önünde kaç engel var ellerine
Bitirip şu kuru kara ekmeği
Göç etsem diyorum yar ellerine
Besim Bal bildirdi.
Mescidi aksa adlı şiirini çok iyi yorumlamışlar...
http://www.youtube.com/watch?v=dEOdppUyLa8