Delâilü’l Hayrât, Hz. Peygamber sallalahu aleyhi ve sellem için okunan salavat-ı şerifeleri ve çeşitli duaları içeren bir salavat mecmuasıdır. Süleyman el-Cezûlî tarafından telif edilen eserde, seleflerden aktarılan salavat-ı şerifeler derlenmiştir. İmam el- Cezûlî, eserin mukaddimesinde, faziletine inanarak bu eseri düzenli bir şekilde okuyanların büyük sevaplara ve Hz. Peygamberin (s.a.) şefaatine nail olacaklarını, günahlarının affedilerek kötü huylarının -kendileri dahi farkında olmadan- düzeleceğini ifade etmiştir. Şeyh Muhammed el-Yakûbî’nin de kıraat meclislerinde hatırlattığı üzere, bu eser Hz. Peygambere (s.a.) olan muhabbeti ve hürmeti artırır, sünnete uymayı kolaylaştırır. Ayrıca bu eseri aksatmadan okumak, Peygamber Efendimizin ahlakıyla ahlaklanmak için en kolay yoldur; Delâilü’l Hayrât dertlere deva ve kalplere şifadır.
Delâilü’l Hayrât, İslam coğrafyasında ve bilhassa Osmanlı toplumunda en çok okunan eserler arasındaydı. Günümüzde, yazma eser kütüphanelerinde sayısız nüshasının olması, Delâilü’l Hayrât’ın yüzyıllardır dolaşımda olduğunu gösterir. Birçok âlim tarafından şerh yazılan bu kıymetli eser, Kur’an-ı Kerim’den sonra en çok okunan kitaplardan biri olmuştur.
Delâilü’l Hayrât, birçok tarikat tarafından günlük vird olarak okunmuş ve kıraat meclisleri düzenlenmiştir. Osmanlı döneminde Delâil okuması için kişilere maaş bağlanmış, çeşitli vakıflar kurulmuştur. Şeyh Muhammed el-Yakûbî; Şam, Bağdat, Mısır ve İstanbul gibi şehirlerde Delâilü’l Hayrât kırâat meclisleri kurulduğunu, çocukluğunda Şam Emeviyye Camii ve Derviş Paşa Camii’nde bu meclislere katıldığını belirtmiştir.
Ne yazık ki yüzyıllar önce İstanbul’da ve Anadolu’da çok güçlü bir şekilde yaşatılan bu gelenek, bir asırdan fazla bir süredir unutulmaya yüz tutmuştu. Bu geleneği ihya etmek için Şeyh Muhammed el-Yakûbî, Edirnekapı Mihrimah Sultan Camii’nde Delâilü’l-Hayrat’ın baştan sona okunup hatmedildiği bir meclis tertip etti. Bu meclis, sadece geleneğin ihyası açısından değil, aynı zamanda ümmetin yeniden Hz. Peygambere (s.a.) aşk ile bağlanması, muhabbetinin ve hürmetinin artması, belaların def’i, duaların kabulü ve meclise katılanların büyük fayda ve tesirler elde etmesi açısından da oldukça değerliydi. Meclise çeşitli ülkelerden âlimler, ilim talebeleri, yaşlılar, çocuklar ve kadınlar olmak üzere üç bini aşkın kişi katıldı. Şeyh Muhammed el-Yakûbî, meclisin tamamlanmasıyla, katılımcılara Seyyid Muhammed el-Mekkî el-Kettânî’den Süleyman el-Cezûlî’ye uzanan icazeti sundu.
Şeyh Muhammed el-Yakûbî, İstanbul’daki meclisten önce İngiltere’de yirmi ayrı Delâil meclisi tertip etmişti. Şeyh Yakûbî, bu meclislerin yanında akademik çalışmaları ile de Delâilü’l Hayrât’ın ihyasına hizmet ediyor. Şeyh Yakûbî, Delâil için üç ciltlik çalışmasını yakın zamanda tamamladı ve bu eseri ümmetin istifadesine sundu. Bu kıymetli külliyatın Delâilü’l Hayrât’a Giriş isimli birinci cildinde İmam el-Cezûlî’nin hayatı, Delâil okuma kültürü ve yazma eserleri hakkında titizlikle hazırlanmış akademik bilgilere yer veriliyor. İkinci ciltte, Süleyman el- Cezûlî’nin eserindeki zengin anlamı daha doğru anlatmak ve aktarmak için İngilizce tercüme bulunuyor. Bu kıymetli çalışmanın üçüncü cildinde ise, aynı zamanda kendi koleksiyonunda yer alan erken tarihli Delâil nüshalarını karşılaştıran Şeyh Yakûbî, Arapça metni tahkik etti. Bununla birlikte Osmanlı’nın meşhur hattatlarından Kayışzâde Osman Nûri Burdurî’ye ait Hicri 1305 tarihli nüshanın tıpkıbasımını gerçekleştirdi.
Şeyh Muhammed Ebu’l Hudâ el-Yakûbî’nin riyasetinde gerçekleşen bu meclis, hem Delâil okuma geleneğinin yeniden ihya edilmesi hem de Hz. Peygamber’e olan bağlılığın güçlenmesi için büyük bir önem taşıyor. Bu anlamlı meclis, ümmetin birliğini sağlamak ve peygamber sevgisini gönüllerde yeniden yeşertme yolunda atılan önemli adımlardan biri olarak tarihtekini yerini alacaktır…