Galatasaray Lisesinde Arapça öğretirdi

Babanzâde Ahmet Naim Bey ile ilgili bir röportaja dikkat çekiyor Suavi Kemal Yazgıç.

Galatasaray Lisesinde Arapça öğretirdi

Cemil Meriç'in, “Fırıldaklar Ansiklopedisi”ne adı hiçbir zaman yazılamayacak bir insan olarak tanımladığı Babanzâde Ahmet Naim Bey, sadece son devir Osmanlı alimlerinden biri değil aynı zamanda da ömrü boyunca, mücadelesinden vazgeçmemiş ve doğru inandığı hiçbir şeyden taviz vermemiş olmasıyla da bilinen bir zattır. Onun hayatını vakfettiği 12 ciltlik Sahih-i Buhari Muhtasarı Tecrid-i Sarih Tercümesi ve Şerhi adlı kitaba yazdığı "Mukaddime" ise hâlâ alanında emsalsiz bir kaynak olarak kabul görüyor.

Hadislere vakfedilmiş bir ömür

Camilerde indirilen hatimlerle ve Buhari-i Şerif okunarak açılan TBMM’nin 1925 yılında, bazı tefsir ve hadis eserlerinin Türkçe'ye tercümesiyle ilgili kararından sonra görevlendirilen Ahmet Naim Bey, esas alanı felsefe olmasına ve İslâmi ilimleri özel gayretlerle öğrenmiş olmasına rağmen, Dışişleri Başkanlığında mütercim olarak çalıştığı 10 yıllık süre zarfında Galatasaray Lisesinde  Arapça derslerini de okutmuştu. Ahmet Naim Bey, ömrünün büyük bir bölümünü hadislere vakfetti ve "Hadis tercümeleriyle meşgul olmaya başlayınca ondan önce vaktimi ne kadar boşa harcadığımı  anladım. Bu iş dururken başka şeyle uğraşmak ne boş şeymiş!" dedi.

Dünyabülteni’ndeki röportajBabanzade Ahmed Naim

Eseri günümüz Türkçesiyle yayına hazırlayan Hasan Karayiğit, Dünya Bülteni için kendisiyle röportaj yapan Asım Öz’ün sorularını yanıtlarken Mukaddime’nin önemini şu sözlerle vurguladı: “Osmanlı Devletinin hızla çöküşe doğru gittiği, Batı ilim ve kültürünün İslam toplumlarına bir kâbus gibi çöktüğü, aydınların çoğunun kurtuluşu Batı'da aradığı, medresenin fonksiyonunu neredeyse kaybettiği bir dönemde Ahmet Naim, hadis ve sünneti bir kurtuluş reçetesi, bir dünya görüşü olarak sunmuştur. Düşünce yapısının kaynaklarından biri olan hadisleri, toplumun meselelerine çözüm getirecek şekilde yorumlamıştır. Yine bu tespitlere bakılırsa, ona göre toplumdaki cehaletin giderilmesi için en önemli adımların tefsir ve hadis alanında atılması gerekir. Bu nedenle yazılarının önemli bir kısmı ya hadise dayalı ya da sadece hadisle ilgilidir.”

Ahmet Naim tarafından tercüme ve şerh edilen Tecrîd-i Sarîh hadislerinin sayısı 584’ten ibaret olup Mukaddime ile beraber üç cilt halinde basıldı. Tam harf değişikliğine denk düştüğü için eserin ilk iki cildi “eskimeyen” harflerle 1928 yılında, üçüncü cilt ise 1936'da İstanbul'da basıldı. Ahmet Naim'in vefat etmesi üzerine tercümenin tamamlanması için görevlendirilen Prof. Dr. Kâmil Miras, eserin kalan kısmının tercüme ve şerhini tamamlayarak 1948'de yayınladı. Tam 20 yıl sürdü mesai…

Şimdi Edirnekapı’da komşu onlar!

Belki de en iyisi sözü Mehmet Akif ile bağlamak. Mehmet Akif 1934'te Şerif Muhyiddin'e gönderdiği mektupta kadim dostu Babanzade Naim’in vefatı dolayısıyla duyduğu üzüntüsünü şu sözlerle ifade etmişti “...Bizim biçare Naim'in vakitsiz vefatı beni pek çok  sarstı. Hanumanım yıkılmış da ben altında kalmışım  sandım. Bu zavallı şark öyle kıymetli vücutları bundan sonra pek zor yetiştirir.”

Şimdi iki merhum da Edirnekapı Mezarlığı’nda birbirlerine komşular ve Fatihalarımızı bekliyorlar…

 

Suavi Kemal Yazgıç vaktini kıymetlendirmek isteyenlere yazdı

YORUM EKLE
YORUMLAR
Abdulkadir Kemali
Abdulkadir Kemali - 12 yıl Önce

İsmail Kara, Tecrid basılmıyor diye kızıyor. Hoca haklı da hadi Diyanet basmıyor İlahiyat Vakfı bassın. Olmadı Mukaddimeyi çokça beğenen dostlar bassın. "Denge" bu işe ön ayak olsun. İçtimai hadis şerhleri bugün biraz endişelendiriyor dostları. Mehmed Arif Bey'in 1001 Hadis Şerhi yolda, Tecrid'e de az kalmıştır.