Osmanlı'dan Cumhuriyet'e Trabzonlu Bir Yayıncı: Kitabi Hamdi Efendi

1862-1948 yılları arasında yaşamış, 85 yıllık ömrünü yayıncılığa adamış, geniş ufuk sahibi bir isim Kitabi Hamdi Efendi. Tercüme kitaplar ve okul kitapları başta olmak üzere yayınladığı 54 eserle ilmi sahadaki eksiklikleri giderme yolunda ciddi gayretler ortaya koyan Hamdi Başman, kitapların büyük bir kısmını Trabzon’daki matbaalarda bastırmış ve genellikle de Karadeniz Bölgesi’nde satmıştı. Mehmet Ali Başaran yazdı.

Osmanlı'dan Cumhuriyet'e Trabzonlu Bir Yayıncı: Kitabi Hamdi Efendi

1862-1948 yılları arasında yaşamış, 85 yıllık ömrünü yayıncılığa adamış, geniş ufuk sahibi bir isim: Kitabi Hamdi Efendi. Osmanlı İmparatorluğu’nun son dönemi ile Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk dönemine, her ikisi de büyük acılar ve sancılar taşıyan yıllara şahitlik etti. Kültür tarihimizde unutulmaya yüz tutmuş bu hayat, Prof. Önder Küçükerman’ın kaleme aldığı “Kitabi Hamdi Efendi ve Trabzon” adlı kitapta enine boyuna anlatılıyor.

Kitabi Hamdi Efendi’nin yayıncılık alanında nasıl bir boşluğu doldurduğunu gözler önüne sermeden önce, Osmanlı’nın son döneminde Trabzon’un sosyal ve ekonomik yapısı hakkında bilgi vermekte fayda var:

1869 yılında Trabzon’un nüfusu 5.235 Müslüman, 1.776 Rum, 1.254 Ermeni ve 397 Katolik’ten oluşuyordu. Ancak, kadınlar bu sayıma dâhil edilmediği için bu sayı sadece erkekleri gösteriyordu.” (Odacıbaşıoğlu, Cumhur, Trabzon 1869-1933 Yıllar Yaşantısı, s.26, tarihsiz, Trabzon)

Trabzon’daki ticari hareketlilik limandaki hareketlilikten anlaşılıyordu. “1904 yılında 130 ‘Osmanlı’, 24 Alman, 36 Avusturya, 37 Fransız, 24 İtalyan, 36 Rus ve 38 Yunan vapuru gelmişti. Trabzon’a gelen ve giden toplam 37.449 kişiydi. Bütün bu sayılar gerçekten de çok hareketli bir ticari ortam bulunduğunu gösterir.” (Odacıbaşıoğlu, Cumhur, Trabzon 1869-1933 Yıllar Yaşantısı, s.84, tarihsiz, Trabzon)

Ticari hareketlilik hayatın kolaylığına delalet ediyor değildir zira ticaret için gelenlerin bir kısmı bir süre sonra işgal için gelecektir.

Trabzon’da ilk kitapçı

Mehmet Hamdi, 1885 yılında Trabzon’un merkezinde yer alan Uzun Sokak’ta kendi adına küçük bir dükkân açtığında 22 yaşındaydı. Babası ile birlikte bu dükkânda tütün, kırtasiye ve hırdavat malzemeleri satarken, dükkânın bir kısmını da kitapçı olarak işletiyordu. Ardından, İstanbul’a giderek tanınmış yazar, şair ve ilim erbabına ait pek çok kitabı getirtmeye, böylelikle Trabzon’da kitap satışı ve kiralama işine yoğunlaşmaya başladı.

Yıllar içinde kitapçı dükkânını genişletti. Bir yandan kitap ve kırtasiye konusunda yeni ürünleri getirtirken, öte yandan kitapları özel dolaplara yerleştiriyor, camekân ve vitrin düzenleyerek yenilikleri ilk kez, ilgi çekici bir biçimde halka tanıtıyordu. Gençlerde kitaba olan ilgi, okuma sevgisi artıyor, bu vesileyle evlerde özel kütüphaneler kurulmaya başlanıyordu.

Hamdi Efendi’nin kitapçı dükkânından istifade eden gençlerden biri olan İhsan Hamamioğlu, 1947 yılında yayınladığı “Trabzon’da İlk Kitapçı - Kitabi Hamdi Efendi” adlı kitabında o günlere dair şu satırlara yer vermiştir: “Hamdi Efendi, kitapları, çerçeveleri koyu krem renkli küçük dolaplarla camekânlarda ne güzel düzenlemişti. Dükkânın içi de tertemiz ve derli topluydu. Burada uzun bir hasır kanepenin üstünde, adı geçen hemşerilerle, bazen fazıl ve şair İbrahim Cudi, Hatipzade Emin ve Arnavutzade Mehmet Efendi’ler gibi tanınmış simalarla çok faydalı sohbetlerimiz olurdu.”

Mehmet Hamdi Efendi’nin “Kitabi Hamdi Efendi” adıyla tanınması, kitapçı olmasından ziyade yayıncı olmasından kaynaklanıyor. Tercüme kitaplar ve okul kitapları başta olmak üzere yayınladığı 54 eserle ilmi sahadaki eksiklikleri giderme yolunda ciddi gayretler ortaya koymuştur. Kitapların büyük bir kısmını Trabzon’daki matbaalarda bastırmış ve genellikle de Karadeniz Bölgesi’nde satmıştır.

Zor zamanda yayıncılık

Hamdi Efendi bugünlere kıyasla çok zor zamanda yayıncılık yapmıştır. 1914 yılında 53 yaşına geldiğinde 1. Dünya Savaşı patlak vermişti. Savaşlardan yorgun düşmüş bir coğrafyanın çocuğu olarak o koşullarda mücadele etmek hiç kolay olmasa gerek. Hamdi Efendi, her şeye rağmen 1914’te altı, 1915’te beş, 1916’da ise iki kitap yayımlamayı başardı. “İslam Elifbası”, “Risale-i Merdan”, “Osmanlıca Sarf Ve Nahiv Dersleri”, “Lügat-ı Cudi” bunlardan bazılarıdır.

18 Nisan 1916’da Ruslar Trabzon’u işgal ettiğinde Müslümanlar şehri terk etmek zorunda kalmışlardı. Hamdi Efendi de pek çokları gibi ailesiyle birlikte Giresun, Samsun, Merzifon, Ankara ve İstanbul hattında bir yerlerde hayatta kalmaya çalıştı. Nihayet 24 Şubat 1918’de Rusların geri çekilmesi (Trabzon’un Kurtuluşu) üzerine memleketine dönen Hamdi Efendi büyük bir yıkımla karşılaştı. Ağzına kadar kitap dolu depoları, kütüphanesi ve ev eşyaları talan edilmiş, yakılmış ve yıkılmıştı.

Rus işgali, Hamdi Efendi’nin hayatındaki ilk büyük ekonomik sarsıntıydı. Bir şekilde bu sıkıntının üstesinden geldikten 10 yıl sonra ikinci büyük sarsıntı geldi: Harf Değişimi. Türkçenin Latin harfleriyle yazılması kararıyla birlikte elindeki, binlerce lira harcayarak bastırdığı kitaplar bir günde satılamaz hale geldi.

Bu ikinci sarsıntı Kitabi Hamdi Efendi için ağır bir darbe oluyor ve işi çocuklarına bırakıp İstanbul’da yaşamaya başlıyor. Soyadı kanunu sonrası adı ile Kitabi Hamdi Başman, 25 Ocak 1948 yılında çok sevdiği şehri Trabzon’da hayata gözlerini yummuştur.

Ölümünün ardından, 31 Ocak 1948 tarihli “Yeni Yol Gazetesi”nde Cevat Alap hakkında şu satırları yazmıştır: “… Yarım asır ilmine, irfanına hizmet ederek, bir vakar ve olgunlukla hayattan ayrılan seksen beşlik bu muhterem kitapçı, bayi, müellif, tabi için ne kadar yazsam azdır. İhsan Hamami, onun için bir kitap yazdı ve onu anlattı. O da bu kubbede bir hoş seda bırakıp gitti…” (Özer, Ahmet, Kitabi Hamdi Bey, S.9, Kıyı, Kültür ve Sanat Dergisi, sayı 37, Nisan 1989, Trabzon)

Önder Küçükerman, Kitabi Hamdi Efendi ve Trabzon, Boyut Yayın Grubu

Mehmet Ali Başaran

YORUM EKLE
YORUMLAR
Ercan Şen
Ercan Şen - 6 yıl Önce

Çok değil 40 yıl önceki Trabzon kadim şehre o kadar yakındıki hayatımızda radyo hariç fazla bir değişiklik yoktu. Rahmetlinin o dükkanı kırtasiye olarak 70 li yıllara kadar gelmişti. Ne olduysa 80 lerden sonra oldu ve kadim şehir kayboldu.