Devletlerin güçlü olduğu dönemlerde ülke içinde ve dışındaki olumsuz unsurlara karşı gözdağı vermesi oldukça kolaydır. Osmanlı Devleti’nin yükselme döneminde imzaladığı anlaşmalara bakarsak bunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Örnek olarak Kanuni döneminde Avusturya ile imzalanan İstanbul Antlaşması’na göre, Avusturya Arşidükü Osmanlı sadrazamına denktir maddesi, devletin Avusturya üzerindeki diplomatik, siyasi ve psikolojik gücünü göstermektedir. Yine bu dönemde Fransa’ya ve Hindistan’daki Müslümanlara karşı yapılan yardımları örnek olarak göstermek mümkündür.
Tam tersi olduğunda yani Osmanlı Devleti zayıfladığında ise hem ülke içinde hem de ülke dışındaki gelişmelere karşı sorunları çözmede devletin yetersiz kaldığını, liderlerin iktidar olduğunu ama muktedir olmadığını görüyoruz. Bu durumun neticesinde ise devletin yıkılması daha da hızlanmaktadır.
Bu yıkılış sürecini kolaylaştıran unsurlardan birisi de Osmanlı Devleti’nin son döneminde devletin yıkılmaya yüz tutmasını fırsat bilerek Kudüs coğrafyasında bir devlet kurmaya çalışan Yahudilerin faaliyetleri olmuştur. Yazıya konu olan faaliyet 1. Dünya Savaşı’nda Yahudilerin kurduğu Nili adlı casusluk faaliyetidir. Yakın zamanda bu casusluk faaliyetini anlatan bir kitap yayımlandı. Ortadoğu’da Casuslar Savaşı-Nili başlıklı kitabı Necmettin Alkan yazmış. Kitap, tarih kitapları basarak yayın piyasasına önemli bir giriş yapan Kronik Yayınları’ndan çıktı.
Cemal Paşa’nın danışmanlığını da yapan casus
Üyelerinin tamamı Yahudi gençlerden oluşan Nili adlı Yahudi casusluk örgütü 1915-1917 yılları arasında, Osmanlı vatandaşları Aaronsohn kardeşler tarafından kurulmuş. Bu örgüt dünya savaşı sırasında İngiltere lehine casusluk faaliyetlerinde bulunmuştur. Peki, bu faaliyetleri nasıl yapmışlar ve bahsekonu Yahudi ailesi kimdir, yakından tanımakta fayda var.
Aaronsohn kardeşlerin ailesi 1882’de Romanya’dan Osmanlı Devleti’ne sığınan Romanyalı bir ailedir. 3 kardeşler. Kardeşlerden büyüğü ve teşkilatı kuran Aaron, kurak zeminde yetişen yabani bir buğday türü olan “Triticum diococcum”u 1906’da bularak ilim dünyasında isim yapmıştır.
Casusluk faaliyetleri için Nili teşkilatını kuran Aaron, savaş sırasında Osmanlı askeridir. Fakat asker olarak fazla görev yapmamıştır. Mayıs-Haziran 1915 yılında Filistin bölgesindeki çekirge istilasından sonra bu bölgede Cemal Paşa tarafından görevlendiriliyor. Bu zat, aynı zamanda Cemal Paşa’nın danışmanlığını da yapmaktadır.
İngilizler için, Aaron’un verdiği bilgiler neden oldukça önemliydi?
Nili, Tevrat’ta geçen ve Türkçe karşılığı “İsrail’in ihtişamı aldatmaz” olan İbranice “Nezah Israel lo Yeshaker”in baş harflerinden oluşmaktadır. Teşkilatın temel amacı, Siyonizm ve Filistin’de bir Yahudi devletinin kurulmasıdır. Diğer sebepler de, Osmanlı Devleti’nin Almanya’nın yanında savaşa girmesi ki Yahudiler bu durumun Filistin’de kendi devletlerini kurma imkanını verdiğini düşünmüştür ve ayrıca teşkilata göre Osmanlı Devleti, Filistin’deki Yahudilere baskı uygulamaktadır, bu baskı da onlara Ermeni tehcirini hatırlatmıştır.
Örgütün çekirdek kadrosu 40 üyeden oluşmakta ve bu üyeler farklı meslek gruplarına mensuptur. Üyelerin yaşları 24 ile 27 arasında değişmektedir.
Örgüt lideri Aaron, 1.Dünya Savaşı devam ettiği sırada Mısır’a geçerek İngiliz yetkililerle görüşür, lakin İngilizler önce bu casusu dikkate almaz, duruma temkinli yaklaşırlar. Ardından Aaron İskenderiye’de İngiliz Bahriye istihbaratçısı Wolley ile görüşür. Görüşmede Wolley Filistin’de silahlı bir ayaklanma düşüncesini Aaron’a aktarır. Aaron’un Türk askeri birlikleri ve Türklerin Filistin’deki askeri hazırlıkları hakkında bilgi vermesi, eski bir Osmanlı askeri olarak Wolley’in dikkatini çekmiştir. Aaron Filistin’de devlet kurulmasının ancak Dünya Savaşı’nın İngiltere tarafından kazanılmasıyla mümkün olacağını düşünmektedir. Bu sebeple ne Filistin’in genel bir haritasına ne de Gazze çölünde Türklerin bulunduğu bölgeleri gösteren bir haritaya sahip olan İngilizler için, Aaron’un verdiği bilgiler oldukça önemlidir. Aaron’un verdiği bilgiler arasında Türklerin savaş düzenleri, planları ve savunma durumları da yer almaktadır.
Bir kurye güvercininin yakalanması örgütü açığa çıkarmış
Necmettin Alkan, Aaron’un hatıralarından yola çıkarak Nili’nin Filistin ve Lübnan bölgesindeki faaliyetlerini şöyle sıralamış: “Bilgi toplanması, elde edilen bilginin gönderilmesi, Kahire’deki İngiliz İstihbarat Merkezi ile irtibatlı olunması, Athlit’teki Tarım Merkezi’nin İngiliz savaş gemisi Managem’la iletişime geçmesi ve Amerikalı Yahudilerin Filistin’de ihtiyaç sahibi Yahudiler için gönderdikleri paraların altına çevrilmesinin kontrol edilmesi”. S(.74)
Faaliyetlerinden ayda 300-400 sterlin alan Nili üyeleri, İngiliz Lawrence’nin yardımıyla amaçlarına ulaşmaya çalışmıştır. Örgüt aynı zamanda İngilizlerin dünya kamuoyunu etkilemek için kurguladıkları Türklerin bölgede Yahudileri katlettiği haberini yayma konusunda yardımcı olmuştur.
Peki, örgüt elemanlarının yakalanması ve etkisiz hale getirilmeleri nasıl olmuştur? Yazar, bu durumun tesadüf eseri gerçekleştiğini dile getiriyor: “Casusların haberleşmede kullandıkları kurye güvercinlerden bir tanesinin ele geçirilmesi neticesinde, daha doğrusu bu güvercinlerden birinin bir idarecinin güvercinleri arasına karışmasıyla birlikte bu örgütün faaliyetlerinden haberdar olunmuştur.” (S.85)
Osmanlı Devleti’nin son döneminde zayıflamasına bağlı olarak ortaya çıkan Yahudi casusluk faaliyetlerinden Nili örgütünün yapısına, kuruluşuna ve işleyişine değinen yazar Necmettin Alkan, kitabın diğer yarısında teşkilatın kurulmasında etkin olan Aaron’un anılarını okurla paylaşmış. Osmanlı Devleti’nin son dönemindeki casusluk faaliyetlerini merak edenler için önemli bir eser.
Necmettin Alkan, Nili, Kronik Kitap
Sedat Palut
sedat.palut @ gmail.com