İstanbul Üniversitesi Halk Edebiyatı Kürsüsü'nün kurucusu, klasik Türk edebiyatının öncü yazarlarından, akademisyen Prof. Dr. Abdulkadir Karahan, yaptığı çalışmalar uluslararası alanda kabul görmüş biri olarak anılıyor.
Urfa’nın tanınmış din alimlerinden Molla Hacı Zülfikar Efendi'nin oğlu olan Karahan, 1913 yılında Şanlıurfa'nın Siverek ilçesinde dünyaya geldi. İlk tahsilini Siverek'te, orta öğretimini İzmir'de tamamlayan yazar, bir yıl kadar ilkokul öğretmenliği yaptıktan sonra Yüksek Muallim Mektebi'ni, ardından 1939'da İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü'nü bitirdi.
İstiklal Marşı şairine vefa gösteren talebe
Abdulkadir Karahan'ın, Yüksek Muallim Mektebi'nde öğrenci olduğu 1936 yılında, İstiklal Marşı şairi Mehmet Akif Ersoy'un cenazesini tertipleyen öğrencilerin başında geldiği, kabri başında da meşhur bir konuşma yaptığı bilinir. Yazar, anılarında, Akif'in mezarı başında yaptığı konuşma nedeniyle sorguya çekildiği Emniyet'te "Ne sıfatla, resmi makamların törene gerek görmediği bir şairin kabri başında konuşma yaparsın?" sorusunu, "Ben herhangi bir şairin değil, Türk bayrağı göndere çekilirken yazdığı İstiklal Marşı ile göklere seslenen bir zatın kabri başında milletimin duygusunu, saygısını dile getirdim." şeklinde cevapladığını aktarır.
İstanbul Üniversitesi'nden mezun olduktan sonra Samsun Lisesi'nde edebiyat öğretmenliği görevine başlayan Karahan, burada 19 Mayıs Dergisi'nin başına geçti. Ardından İzmir Lisesi'ndeki öğretmenlik yıllarında Fikirler Dergisi ile Yeni Asır Gazetesi'nde yazdı.
Türkiye'nin 3. Edebiyat Doktoru
Karahan, 1945' te "Fuzuli: Muhiti, Hayatı ve Şahsiyeti" adlı eseriyle "Pekiyi" derecesi alarak Türkiye'nin üçüncü "Edebiyat Doktoru" unvanının sahibi oldu. 1947'de İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Eski Türk Edebiyatı Kürsüsü Metinler Şerhi ve Osmanlı Edebiyatı'na doktor asistan olarak atandı.
İlmi araştırmalar için 1948'de Fransa'ya giden Karahan, 1950'de Fransa'da Sorbonne Üniversitesi, Hocaları Hazırlama ve Olgunlaştırma Yüksek Okulu'ndan ve Fonetik Enstitüsü'nden diploma aldı. Fransada bulunduğu yıllarda, Fransız Milli Kütüphanesi'nde bulunan önemli Türk el yazmalarının örneklerini inceleyen yazar, Fransızcanın yanı sıra Arapça, Farsça ve İngilizcesini ilerletti.
Karahan, 1952'de Türkiye'ye dönerek, "İslam Edebiyatında 40 Hadis" doçentlik tezini ikmal ederek, Eski Türk Edebiyatı doçenti oldu. Ardından İstanbul Üniversitesi'nde "Mukayeseli Edebiyat" dersi okuttu, Halk Edebiyatı Kürsüsü'nü kurdu.
İslami ilimler alanlarında 40'ın üzerinde eseri var
Eski Türk Edebiyatı profesörlüğüne 1963'te yükselen yazar, emekli olduğu 1 Ocak 1983 tarihine kadar Eski Türk Edebiyatı Kürsüsü Başkanlığı görevini yürüttü.
Karahan, Yüksek İslam Enstitüsü ve Kahire Ayn Şems Üniversitesi'nde dersler verdi. Özellikle Eski Türk Edebiyatı ve başta hadis olmak üzere İslami ilimler alanlarında 40'ın üzerinde eser veren yazar, yurtiçi ve yurtdışında birçok ilmi makale yayımladı.
Tasvir, Yeni Sabah, Hürriyet, Milliyet, Tercüman, Güneş ve Türkiye gazetelerinde yazılar yazdı. Milli Eğitim Bakanlığı, Türkiye İlim ve Edebiyat Eseri Sahipleri Meslek Birliği (İLESAM), Türk Edebiyatı Vakfı, Türkoloji Enstitüsü gibi kurumlar tarafından birçok ödüle layık görüldü. Dünya Mukayeseli Edebiyat Birliği, Altay İlimleri Daimi Konferansı, İkbal Akademisi'nin yanı sıra bir çok milletlerarası ilmi kuruluşa üye oldu.
Süreyya hanımla yaptığı evlilikten Zeynep isimli bir kızı olan Karahan, 27 Temmuz 2000'de İstanbul’da vefat etti. Kabri, Zincirlikuyu Mezarlığı'nda bulunmaktadır.