20. yüzyılda etkili olmuş tarikat şeyhleri arasında Türkiye’nin ismi dünyada en çok duyulan şeyhlerinden birisidir Muzaffer Ozak. 1985 yılına vefat etmesine rağmen etkisi hala sürmekte. Kitapçısı hizmet vermekte, kitaplarına ve cd'lerine özellikle yurt dışında hala rağbet edilmektedir.
Muzaffer Ozak, 1966 yılında şeyhi İbrahim Fahreddin Efendi'nin irtihaliyle Cerrahiyye tarikatının postnişini olmuştur. Sahaflar çarşısında bulunan sahaf dükkanı nedeniyle “Sahaflar Şeyhi”, bir dönem verdiği vaazlara daha fazla kadınların rağbet etmesi nedeniyle de “Kadınlar Şeyhi” olarak da anılmıştır zaman zaman.
İstanbul'un büyük camilerinde fahri vaizlik yapan Muzaffer Ozak son dönem vaazlarını ise Kapalıçarşı'da vermiştir. Bu vaazlar daha sonra kitap olarak toplanmıştır ve halen kitapçılarda mevcuttur.
Nasıl bu kadar meşhur oldu?
Muzaffer Ozak'ı 20. yüzyılın en meşhur şeyhlerinden biri yapan şey, 70’li yıllarda Türkiye'nin sınırlarını aşıp Almanya, İngiltere, Fransa ve ABD gibi birçok ülkeye ziyaretlerde bulunmuş olmasıdır.
Kiliselerde, konser salonlarında ve benzeri ilginç gelebilecek yerlerde yaptıkları sohbetler neticesinde birçok kişi müslüman olmuştur. ABD'ye yaptığı seyahatlerin bir kaçında ise hem TV’ye hem de radyoya çıkmış, bu vesile ile milyonlara ulaşma imkanı bulmuştur. Lex Hixon, Robert Frager gibi önemli yerlere sahip ABD’li isimler de dahil binlerce kişi, onun yaptığı seyahatler vesilesi ile müslüman olmuştur.
Yurt dışına yaptığı seyahatler neticesinde insanların manevi açlıklarını farkettiğini söyleyen Ozak, yurtdışındaki insanlara özel kitaplar yazmış, bu kitaplar İngilizce, Almanca, İspanyolca gibi farklı dillerde yayınlanmıştır. (Bu kitaplardan halen Türkçe'de yayınlanmamış olanları dahi mevcuttur). Özellikle İrşad kitabı bu noktada önemli bir yere sahiptir (Hazretin diğer kitaplarının bir çoğu Salah Bilici Kitabevi tarafından basılmıştır.)
Heybetli cüssesi, deruni bakışları ve davudi sesi ile izleyeni kendisine bağlayan hazret, çıktığı TV programlarında ve yaptıkları sohbetlerde birçok kişiye ulaşma ve birçok kişiyi etkileme imkanı bulmuştur. Öyle ki yaptığı ilk seferin ardından bir çok kere daha yurt dışına gelmesi teklif edilmiş. Bu gösterilerin ardından Beyazıt'daki dükkanı turistlerin uğrak yeri haline gelmiştir.
O meşhur cevap!
Türkiye'de çok meşhur olan; bir imam ile papazın arasında geçen diyaloğa dair hatıra, Muzaffer Ozak'ın yaptığı bu seyahatler sırasında vuku bulmuştur. Aşk Yolu Vuslat Tariki kitabında anlattığına göre bir gösteri için kiliseye giden ekibi ile namaz kılmak için yer sormuşlar ve kendilerine uygun bir ye gösterilmiş. Ekip namazlarını eda ettikten sonra Muzaffer Ozak'ın yanına gelen papaz istihzalı bir şekilde "Buraya kadar geldiniz ve bizden kilisede namaz kılmak için yer istediniz. Biz de size uygun bir yer gösterdik. Acaba biz Türkiye'ye gelsek ve sizin büyük camilerinizden birinde ayin yapmak istesek izin verir misiniz?" diye sormuş.
Muzaffer Ozak da o bilinen cevabını söylemiş; "Hayır bu mümkün değil. Biz, sizin peygamberleriniz olan Hazreti Musa ve Hazreti İsa'ya inanıyor ve onları seviyoruz. Hadi siz de bizim Peygamberimiz olan Hazreti Muhammed Mustafa Sallallahu Aleyhi ve Sellem’e inanın ve onu sevin; ondan sonra buyurun camimizde istediğiniz ibadeti yapın!”
Etkileri ve hakkında yazılanlar
70 li yılların hareketli günleri arasında kendi meşrebince irşad faaliyetlerini sürdüren Ozak, 80 sonrasında suların durulması ile Türkiyede'de daha fazla bilinir hale gelmiştir. Vefatından sonra ise İngilizce ve Türkçe'de hakkında çeşitli çalışmalar yapılmıştır. Yurtdışında yaptıkları sohbetler ve zikirler yayınlanmış (ör: Garden of Paradise: Sufi Ceremony of Rememberance (Cennet Bahçesi: Sufi Zikir Seremonisi), hakkında kitaplar yazılmış (ör: Lifting the Boundaries: Muzaffer Efendi andTtransmission of the Sufism in the West: Sınırları Aşmak; Muzaffer Efendi ve Sufismin Batıda Yayılması), onun vesilesi ile müslüman olanlar tarafından sözleri ve yaptıkları derlenmiş (Robert Frager: Love is the Wine-Aşktır Asıl Şarap ismiyle türkçeye çevrilmiş, Keşkül yayınları tarafından yayınlanmıştır).
Türkiye'de ise onun vefatından sonra bir adet master (Ramazan Fevzi Kahtalı; "Muzaffer Ozak'ın Hayatı Şahsiyeti, Eserleri ve Tesirleri", Ankara Üniv. Sos.Bil. enst. (basılmamış yüksek lisans tezi)) bir adet de doktora tezi (Fulya Atacan tarafından Marmara Üniversitesinde yapılan bu doktora çalışması daha sonra Cerrahiler ismiyle Hil yayınları tarafından basılmıştır) hazırlanmış ve Samanyolu TV tarafından yapılan Abide Şahsiyetler belgesel dizisi içerisinde, kendisi ile ilgili kısa bir belgesel hazırlanmıştır
13 Şubat 1985 tarihinde vefat eden Muzaffer Ozak'ın cenaze namazı Fatih Camii'nde Gönenli Mehmet Efendi Hazretleri tarafından kıldırılmıştır.
Allah bizlere alimlerden, ariflerden nasiplenmeyi nasip etsin.
Mehmet Erken
böyle büyük allah dostları bize hz.peygamber(s.a.v) in ilmini kokusunu
yansıtan ve bizim henuz anlayamadığımız mana alemınden bize gönde
rilen şahsiyetlerdir. ve onlarda hz.peygember(s.a.v)imizin manasını bula
bilir onu bu velilere bakarak bir nebze olsun ıdrak edebilirsiniz. içindeki
kakikat-i muhammedi-yi ortaya çıkarmakta onları taklit etmekle mümkündür.yüce rabbimiz onlardan razı olsun.