İbnülemin Mahmud Kemal ismi anılınca gayriihtiyari birkaç sahne gözümün önüne geliyor. Tabi ki ben bu sahnelerin ortak temasını çok sonra fark ettim fakat şimdi bir arada ele alacağım.
Evvela, Vefa Lisesi’nin yola bakan sınıflarından birinde camdan bakıyorum. Yanımda bir arkadaş, karşıdaki yurdun adını hafiften heceleyerek okuyor. İsmin uzunluğu ve “eski”liğine kahkahalarla gülüyor; “ib-nül-e-min-mah-mut-kem-al-in-al”. Bu sahne sinirli bir hisle aklımda yer etmiş, fakat okunan/okunamayan ismin peşine düşmek ihtiyacı hissetmemiştim.
Sonraki senelerde Dergah Yayınları'ndan yayınlanan bir kitap. Yazarı Hüseyin Vassaf, düzenleyenler İsmail Kara ve Fatih Şeker, kitap İbnülemin üzerine. Bu bilgileri veriyorum ama kitabın bu bilgilerini sonradan öğrendim, yakın zamana kadar bu kitap, benim açımdan kapak fotoğrafından ibaretti diyebilirim. Vakar mı desem, olgunluk mu desem bilemiyorum fakat “haza beyefendi” dendiğinde de bu görüntü aklıma geliyor; İbnülemin Mahmut Kemal İnal’ın profilden görünüşü.
“Güzel insanlar diyarı”nda hiyerarşik olarak en tepede
Çok geç sayılabilir ama ancak geçtiğimiz sene bu ve benzeri birkaç sahne kafamda bir araya geldi. Ahmed Güner Sayar’ın sahhaf Raif Yelkenci üzerine kitabını okurken bazı taşlar yerine oturdu. Bu güzel ve sürükleyici kitabı okuyup Raif Yelkenci ve diğer insanlarla tanışamamış olmanın âhını hissettiğim bir anda İbnülemin’e dair anektodlar beni bir nebze çarptı. “Güzel insanlar diyarı”nda hiyerarşik olarak en tepede duran isim İbnülemin’di. O yoldan geçerken herkes ayağa kalkar ve kendisine selam verirdi. Laubali değildi, ciddiydi, omzunda yılların birikimi ve ağırlığı vardı.
Kendisi hakkında anektodları okuyunca, Mercan'daki konak ve bunların İlim Yayma Cemiyeti'ne bağışlanması bahisleri… derken “kimmiş bu hazret” sorusunu sormak gereği duydum.
Kimdir peki İbnülemin?
Mutasavvıf, musiki ve sanat muhibbi, arşivci, kitap sevdalısı... Bu nitelemeler doğru mu bilmiyorum, ama yeterli olmadıkları kesin.
İstanbul Beyazıt’ta başladığı hayatı yine Mercan’da eski bir konakta nihayete ermiş. Osmanlı arşivlerinde tasnif heyetinde yer almış, Yıldız Sarayı arşivlerini düzenlemiş. Ve normal olarak kendisi de büyük bir arşivciymiş. (Vefatından sonra, kitaplarını İstanbul Üniversitesi kitaplığına bağışladığını not edelim.)
Bunlar işin bir yönü. İbnülemin, en genel manada, Osmanlı'nın son döneminden Türkiye Cumhuriyetine bağlanan bir kaç büyük köprüden biridir denebilir.
Son Hattatlar, Hoş Sada, Osmanlı Devrinde Son Sadrazamlar gibi son dönem eserlerinin yanında tercümeleri, gazete yazıları, kitapları, ve bir kısmı yayınlanmış bir kısmı yayınlanmamış risaleleri…
Düzenli süren meclisler ve büyük bir vakar, büyük bir ilim ve irfan
İbnülemin’in kendi dönemi açısından bir diğer özelliği, toplayıcı kişiliği. Diyebiliriz ki Cumhuriyet kurulduktan sonra, köşesine çekilen Osmanlı beyefendileri, muhtelif mekanlarda toplanıp muhabbet eder, tekke erbabı zikir çeker, musikişinaslar icra yapar, herkes kendi meşrebince evlerde bir araya gelir ve dışarılarda çok “görünmez”miş. İbnülemin’in Mercan’daki evi de bu toplanma mekanlarının en büyüğü ve meşhuruymuş. Cumhuriyet öncesinde başlattığı bu toplanma adeti, Cumhuriyet döneminde de devam etmiş. Bu meclislerde pek çok insanı toplamış, tanıştırmış, görüştürmüş ve şifahi olarak insanların yetişmesine ön ayak olmuş.
Sefine-i Evliya yazarı Hüseyin Vassaf’ın İbnülemin üzerine hususi bir risale yazmak ihtiyacı hissetmesi de onun muhtelif alanlardaki kemâlindendir zannederim. Zira Hüseyin Vassaf vefat ettiğinde, bizim İbnülemin’i tanımamızı sağlayacak kitapların hiçbiri ortada yoktu, bir diğer deyişle magnum opusları daha yayınlanmamıştı. Birkaç küçük risale, tercüme ve kitap… Fakat düzenli süren meclisler ve büyük bir vakar, büyük bir ilim ve irfan.
Haberi sonlandırırken başa dönecek olursam; 24 Mayıs 1957’de vefat eden İbnülemin Mahmud Kemal İnal hiç evlenmemiş. Bu nedenle vefatından sonra kitaplarını İstanbul Üniversitesi'ne, Mercan'daki konağını İlim Yayma Cemiyeti'ne bağışlamış, kalan terekesinden ise İbnülemin Mahmut Kemal İnal Vakfı kurulmuş.
Mekanı cennet olsun.
Mehmet Erken yazdı
Hazret Nakşi Halidi halifesidir.