Anadolu’yu mayalayan irfan geleneğimizin mümtaz temsilcilerinden Şeyh Ahmed Kuddûsî

Şeyh Ahmed Kuddûsî, Rumeli ve Anadolu’da seyahat ettikten sonra Şam ve Hicaz’a giderek on yedi sene Medine-i Münevvere, Uhud Dağı yakınlarında mücavir alanda uzlet hayatı yaşamıştır. Ardından tekrar evine dönerek kendi zaviyesinde halkı irşad etmiştir. İbrahim Selamet yazdı.

Anadolu’yu mayalayan irfan geleneğimizin mümtaz temsilcilerinden Şeyh Ahmed Kuddûsî

Şeyh Ahmed Kuddûsî, (1769-1848) Niğde’nin Bor ilçesinde âlem-i dünyaya teşrif eden Allah dostlarından biri. Şiirlerini içeren Kuddûsî Divanı, manevî kurtuluş arayan, susayan gönüllere şifadır. Allah, himmetini âl’i eylesin.

Anadolu’yu mayalayan irfan geleneğimizin mümtaz temsilcilerinden, Türkmen velilerindendir. Rumeli ve Anadolu’da seyahat ettikten sonra Şam ve Hicaz’a giderek on yedi sene Medine-i Münevvere, Uhud Dağı yakınlarında mücavir alanda uzlet hayatı yaşamıştır. Ardından tekrar evine dönerek kendi zaviyesinde halkı irşad etmiştir. Seyr-u suluk yoluyla Allah’ı zikretmek isteyen kullara olan merhametinden dolayı divanında işaret ettiği ve izin verdiği “icazetname” meşhurdur. Kabri, Bor ilçesi Ervâh Mezarlığı’ndadır. “Ya Resulullah” başlıklı na’atı, Hazretin himem-i ruhaniyesine istimdad ederek, desturuyla sizlere arz etmek isterim.

Yüzünden halk-ı âlem pür ziyâdır ya Rasûlullah

Siyah gözünle kaşın dil-rubâdır yâ Rasûlullah

       Ruhın şevki ile gökte tarâb eyler kerrubiyyun

       Halâ’ik ışkına heb mübtelâdır yâ Rasûlullah

Dehânın nefhası vasfın idebilmez melek insan

Ki medh iden seni bizzât Hudâdır yâ Rasûlullah

       Mu’anber sünbülin şevkiyle yanar rûz u şeb gönlüm

       Dişinle arş-ı a’zam rûşenâdır yâ Rasûlullah

Dudağın lezzetine âb-ı kevser selsebîl uymaz

Lisânın tercumân-ı reh-nümâdır yâ Rasûlullah

       Vücûdın bâ’is-i halk-ı semâvât cümleye rahmet

       Diyen ol Hâlik-i u semâdır yâ Rasûlullah

Dahî re’s-i hümâyûnın yukaru yedi kat gökden

Mübârek ayağın tahte’s-serâdır yâ Rasûlullah

       Çün oldı cism-i pâkin mübtelâ bu kâinâta çün

       Yine ol kâinâta müntehadır yâ Rasûlullah

Teşerrüf ideriz ism-i şerifin itmek ile yâd

Be-külli derdlere zikrin devâdır yâ Rasûlullah

       Şefâ’at devletin Allah sana çün eyledi ihsân

       Gıyâsın müznibâna mültecâdır yâ Rasûlullah

Gürûh-ı mücrimânız biz ki icrâm eyledik bî-had

Ümîdimiz kıyâmetde sanadır yâ Rasûlullah

       Atamızdan bize erhâmsin ey lutf u kerem kânı

       Mürüvvet merhamet sana sezadır yâ Rasûlullah

Zebânîler eliyle hem cahîmde bizi yandırma

Ki bizim zenbimiz bî-intihâdır yâ Rasûlullah

       Bizim ancak işimiz dâ’imâ cürm ü hatâ iken

       Sana düşen hemân afv u atâdır yâ Rasûlullah

Ne mümkindür bu Kuddûsî fakîr meddâhın olmak kim

Murâdı rûz-ı mahşerde likâdır yâ Rasûlullah

YORUM EKLE