Osmanlı döneminden kalma cami, medrese, türbe, han, köşk ve saray gibi yapıların dış cephelerinde karşımıza çıkan kuş evleri nedir? İlk defa hangi yüzyılda ortaya çıktı?
Kuş evi nedir?
Kuş evleri, cami, medrese, türbe, han, köşk ve saray gibi mimari yapıların dış cephelerine güvercin, serçe gibi kuşların barınmaları için özel olarak yapılan yuvalardır. Kuş evi, kuş sarayı veya güvercinlik olarak isimlendirilen bu minik yapılar, Türk toplumundaki kuşlara duyulan muhabbetin bir yansımasıdır.
Yapılışları bakımından kuş evlerini iki gruba ayırmak mümkün. a) Kuş evleri çoğunlukla binaların dış yüzeylerinde hücre ve küçük odacıklar şeklinde yapılmıştır. Üsküdar Ayazma Camii’nin dış cephesindeki kuş evleri buna örnek verilebilir. b) Kuş evleri bazen de duvara niş yoluyla monte edilen minik yapılardan oluşur. Bunlar tek katlı ve bazen de iki katlı olabilir.
İlk kuş evi hangi yüzyılda yapıldı?
Osmanlı mimarisinde ilk kuş evi örneklerine 16. yüzyılda rastlanmaktadır. Bunlar genelde saka, serçe, güvercin gibi kuşlar için inşa edilmiştir. İstanbul başta olmak üzere Doğu Bayezid, Tokat, Amasya, Kayseri, Niğde, Antakya, İzmir, Bolu, Bursa, Tekirdağ, Kırklareli, Edirne, Filibe, Tırnova gibi Osmanlı şehirlerinde de kuş evi örnekleri bulunmaktadır. Bu gelenek 19. asra kadar devam etmiştir.
Sanat tarihçisi Süleyman Faruk Göncüoğlu’na göre İstanbul’daki ilk kuş evi fetihten sonra Eyüp Sultan Camii'ne yaptırılmıştır, ardından bütün İstanbul yapılarına bu gelenek aktarılmıştır. Bunlar dünyada çok nadir örneklerdir. İstanbul’daki meşhur kuş evlerinden bazıları şu tarihi eserlerde bulunmaktadır: Laleli’de Sultan Üçüncü Mustafa Türbesi, Üsküdar Cedide Valide Sultan Camii, Üsküdar Ayazma Camii, Çarşıkapı Kara Mustafa Paşa Medresesi, Amcazade Hüseyin Paşa Medresesi, Bayezid’de Seyyid Hasan Paşa Medresesi, Veznecilerde Ragıb Paşa Mektebi, Ayasofya’da Sultan Birinci Mahmud Mektebi, Fatih’te Sultan Birinci Mahmud Kütüphanesi.
Yabancı seyyahları gözüyle kuş evleri
17. yüzyılda Osmanlı coğrafyasını gezen Fransız seyyah Jean de Thevenot, seyahatnamesinde kuş evleri hakkında şunları yazmıştır:
“…Onların iyilikseverliği hayvanlara, bu arada kuşlara kadar ulaşır. Her gün birçok kimse pazarlara kuş satın almaya gider ve bunları serbest bırakırlar. Söylediklerine göre, bu kuşların ruhları, kıyamet gününde Allah’ın huzurunda onların iyiliklerine şahitlik edeceklerdir” demektedir. Moltke ise “Türkiye Mektuplarında Türkler hayırseverliklerini hayvanlara karşı bile gösterirler. Üsküdar’da bir kedi hastanesi bulursun, Bayezid Camii’nin avlusunda da güvercinler için bir bakım yeri vardır. Birçok mezar taşının altı yalak şeklinde oyulmuştur. Buraya yağmur suları toplanır ve sıcak yaz günlerinde köpekler ve kuşların susuzluklarını giderebilecekleri küçük mikyasta bir fukara mutfağı vazifesini görür. Müslümanlar hayvanların şükranının da insanlara hayır getireceğine inanırlar.”