“Bize bir nazar oldu…” Tatiller tadil üzere mi oldu?

Zeynep Sultan Sınırlı

“Bize bir nazar oldu…” Tatiller tadil üzere mi oldu?

Modern zaman modern olmadan önce İslâm devletinde yaşayan Müslümanlar, mübarek cuma gününü kutsal kabul ettiği için bugünü istirahat ve ibadet günü olarak değerlendirmişlerdir. Masal değil esasında toplumumuzun tatil günü yüzyıllarca cuma günü olagelmiştir. Tıpkı Müslümanların Cuma günü gibi Hristiyanların da tatil günü yalnızca kiliseye gitme günü olan pazar günüydü, Yahudilerin ise kutsal günleri olan cumartesi günüydü. Cuma günü ilk kez 1839 yılında Tanzimat Fermanı ilanı sonrası resmi tatil günü olarak ilan edilmiştir. Uygulama Cumhuriyet ilanı sonrasında da 2 Ocak 1924 tarihinden itibaren resmi ilanla teyit edilmiştir.

Dünyanın dönüşümü

1800’lü tarihlerde dünya bazı meselelere gebeydi. Sonrasında da oldukça sancılı bir doğum gerçekleşecek ve bunun sonucu olarak tüm dünyada bir değişim yaşanacaktı. Bu değişim tüm dünya ülkelerinde olduğu gibi bizim de kültürümüzü ve medeniyetimizi tadilimizden tutun da tatilimize kadar etkileyecektir. Bu değişim önce bilim sonra teknolojinin gelişmesi neticesinde ortaya çıkan ürünlerle doğrudan ilgiliydi. 19. yüzyılın ikinci yarısında başladığı kabul edilen Sanayi Devrimi önce İngiltere’de daha sonra da Kuzey Avrupa ve Kuzey Amerika’da yayılmıştır. İlk olarak demir-çelik sektöründe ve tekstil sektöründe başlayan devrim sırayla tüm sektörlere yayılmıştır ve insan hayatını her alanda yavaş yavaş değiştirmeye başlamıştır. Sanayi devleri bizatihi duruma parlak fikirleriyle şekil vermekten hiç kaçınmamışlardır. Üretim hızı arttıkça hızlıca zenginleşmek mutluluğu artırdığı için halkları topyekûn üretim ve tüketim çemberinde yaşamaya alıştırma fikri kendilerine çok cazip gelmiştir. Bu da hepimizin bildiği gibi Kapitalizmin kendisidir.

“Sermaye” anlamına gelen Latince “Capitale” kelimesinden türetilen Kapitalizm literatürde; üretim araçlarının özel mülkiyetine ve bunların kâr amacıyla işletilmesine dayanan ticaret ve endüstrinin; bireyler, şirketler veya özel girişimlerin kontrolünde bulunduğu ve devlet müdahalesinin sınırlı olduğu bir ekonomik sistem şeklinde tanımlanır. Bu sistemde tüketici çok büyük bir rol oynar. İşte bu noktada hafta içi çalışıp hafta sonu tatil yapan bir toplum “Hafta sonu daha çok zamanı olacağı için daha fazla kıyafet alabilir, daha fazla yemek yiyebilir ve daha fazla otomobile binebilir.” Bu cümlenin sahibi ünlü araba markası Ford’un kurucusu Henry Ford, fikrini hayata geçirmek için 1926 yılında fabrikasını cumartesi ve pazar günleri kapatma kararı aldı. Bay Ford aynı zamanda kendi çalışanlarının en iyi tüketiciler olabileceğinin de farkına varmıştı ve işçilerinin otomobil satın almak için otomobil kullanacak zamana ihtiyaçları olduğunu bildiğinden bu uygulamaya geçmekte hiç gecikmedi. Özellikle Amerikalı girişimci Henry Ford’un bu kararı sonrasında hafta sonu tatilleri hem dinlenme hem de tüketin zamanı olarak görülmeye başlandı. Ayrıca diğer fabrika işçilerinin de aynı yolu izleyeceklerini ve aynı hakkı talep edeceklerini tahmin etti. En sadık anti-kapitalist sendikaların bile bu hak için mücadele edeceğini düşünen Bay Ford haklı da çıktı.

Kapitalist ta’dil

Önce tüm işçilerine bu hakkı verdi, ardından diğer işçi ve sendikalar da aynı yolu izleyerek bu hakkı talep etti. Sonunda, 1938’de Amerika Birleşik Devletleri’nde tüm işçiler için hafta sonu hakkını resmen tanıyan bir yasa çıkarıldı. Bu hak, Ford’un fabrikasından tüm Amerika’ya ve ardından dünyanın geri kalanına yayıldı. İronik bir şekilde, Henry Ford işçilerine bu hakkı verdiğinde bunun kendi işçileriyle sınırlı kalmayacağını biliyordu ve Amerika Birleşik Devletleri dışındakiler de dâhil olmak üzere diğer işçilere ve sendikalara bu talebin yayılacağını tahmin etti. Ana hedefi çalışanlarına fayda sağlamak değil, herkese her yerde araba satmaktı ve hedefine ulaştı. Bu uygulama daha Avrupa’da çok yeni çıkmış ve yeni benimseniyorken Türkiye Cumhuriyeti Devleti de 1935 yılında bu uygulama ile modernleşmenin zirvesine çıkacağımızı anlamış olacak ki hafta tatili cuma gününden pazar gününe alındı.

27 Nisan 1935 yılında çıkarılan yasa, Batı’yla artan “ticari ilişkilerde zarardan kaçınmak ve modernleşmek” amacıyla resmi olarak ilk kez 1 Haziran 1935’te pazar günü uygulandı. Hemen ardından Yahudilerin tatil günü olan cumartesi günü yarım gün tatil edildi 1974 yılında ise cumartesi günü de tam gün tatile çıkarıldı. İşçileri işçi yapan düzen bu işçilere haklarını vermiş oldu, bu faaliyet zahir görüntüde adalet için yapıldı. Yani hafta sonları tadil üzere tatil edildi. İşçi sınıfını çok sevdiği için fabrika sahipleri gibi biz de fazla geç kalmadan bu modern adalete uyum sağladık. O günlere dair hislerini aktaran Arif Nihat Asya’nın şu dizelerinin konuyu çok iyi özetlediğini düşünüyorum:

“Bize bir nazar oldu.

Cumamız Pazar oldu.

Ne olduysa hep azar azar oldu!”

Zeynep Sultan Sınırlı

YORUM EKLE