Muhammed Emin Saraç Hocaefendi ülkemizin önde gelen ilim adamlarından biriydi. İçinde bulunduğumuz yılın Şubat ayında Fatih Camii’nin haziresinde ebediyet yurduna sırlanan M. Emin Saraç; tefsir, hadis, usul ve fıkıh sahalarında sadaka-i cariye kabilinden pek çok değerli ilim insanı yetiştirmişti.
Ömrünü İslami ilimlerin tahsiline ve tedrisine adayan M. Emin Saraç, Fatih Camii’ndeki ilim halkaları geleneğinin son mümessiliydi. Haftanın tüm günlerini talebelerinin, Perşembeleri de halk günleri sadedinden Ümmet-i Muhammed’in irfanına hasreden M. Emin Saraç Hoca, ‘İlmin zekâtı yüzde yüzdür’ fehvasınca İslâmî ilimler alanındaki tetebbuatını, hüvesi hüvesine, milimi milimine ilim sevdalılarına aktarmıştı.
Şifâ-yı Şerif, Kudûrî-i Şerif, İhtiyâr, Hidâye, Ahkâmü’l-Hadis, Tefsir-i Celâleyn, Tefsir-i İbn Kesîr, Meram, Tâc, Sahîh-i Müslim, Sünen-i Ebi Davud, Sünen-i Tirmizî, İbni Mâce, “Biz o derin âlimlerin, güzel insanların sonuncularına yetişebildik. Şimdi o hocalarımın vazifelerini uhdeme tayin edilmiş birisi olarak görüyorum. Yalnız başına olsam da ilim halkasını kurup tedrise devam ediyorum.” buyuran M. Emin Saraç Üstadın, evvelemirde okuttuğu kitapları teşkil etmekteydi.
Pek çok ilim, hikmet ve dava insanı yetiştirdi
Osman Topbaş Hocaefendi, Prof. Dr. Cevat Akşit, Prof. Dr. Osman Öztürk, Prof. Dr. Kemal Sandıkçı, Prof. Dr. Ahmet Turan Arslan, Prof. Dr. Mehmet Bulut, Prof. Dr. Mustafa Avcı, Prof. Dr. İbrahim Hatiboğlu, Doç. Dr. Seyyid Bahçıvan, Yrd. Doç. Dr. Halil İbrahim Kutlay, Yrd. Doç. Dr. Abdullah Özcan, Dr. Ahmet Efe, Dr. Salim Sancaklı, Mustafa Demirkan, Hamdi Arslan, İsmail İpek, Hafız Osman Şahin, Nurettin Yıldız, Ahmet Yüksek, M. Salih Köse, Ahmet Hamdi Yıldırım ve M. Fatih Kaya, eser telif etme yerine canlı eserler bırakmayı tercih eden M. Emin Saraç Hoca’nın rahle-i tedrisinden geçen kıymetli talebelerinden evvelemirde isimleri akla gelenler…
Muhterem M. Emin Saraç Hocaefendi’nin hatırasını yâd etmek için Başakşehir’de M. Emin Saraç Anadolu İmam Hatip Kampüsü inşa edildi. 2013-2014 yılında eğitim öğretim hayatına başlayan kampüs, hâlen ülkemizin en büyük ve en kapsamlı İmam Hatip Mektebi olma hususiyetini hâiz.
Fi-Zılali’l-Kur'ân’ın mütercimleri arasında bulunan Hocaefendi’yi evimizin hemen karşısında bulunan M. Emin Saraç Anadolu İmam Hatip Kampüsü’nde tahsil görmekte olan yüzlerce öğrenci ile birlikte hemen her gün hayır ve rahmetle yâd ediyorum.
Böyle bir girişten sonra meselemize gelelim. Bugünkü yazımızın öznesinde bereketli ömründe yurtdışındaki ilim meclislerinde memleketimizi temsil ederek Suudi Arabistan, Mısır, Suriye, Ürdün, Filistin, Kuveyt, Hindistan, Pakistan ve diğer İslâm ülkeleriyle ilmî irtibatını devam ettirmiş bulunan M. Emin Saraç’tan bir hatıra var. Katılım bankacılığının duayenlerinden bir büyüğümden birkaç yıl önce M. Emin Saraç’ın rik’a kalemiyle yazarak kendisine takdim ettiği bir mektubu murakkaa yapmak üzere almıştım.
Şimdi, 36 yıl öncesine, 1985 yılına gidelim… Ülkemizin ilk faizsiz finans kuruluşlarından Al Baraka Türk’ün kuruluşunun ilk ayları… Muhammed Emin Saraç Hocaefendi, Albaraka Türk’ü ziyaret eder. Hayır, dualarda bulunur… O esnada cebinden dolma kalemini çıkararak Osmanlı Türkçesiyle Türkiye’nin ilk faizsiz finans kurumunun hayır ve bereketlere kapılar aralaması niyazıyla bir yazı kaleme aldıktan sonra mezkûr büyüğümüze takdim eder. Büyüğümüz o tarihten itibaren M. Emin Saraç Hocaefendi’nin kaleminden neş’et eden yazıyı teberrüken işyerindeki çekmecesinde muhafaza eder.
Büyüğümüz mektubu bu satırların yazarına murakaa için verdiklerinde dolmakalem mürekkebiyle aharsız kâğıt üzerine yazılan metnin murakkaa işlemi esnasında zarar görebileceğini düşündüm. Akabinde Küçükköy’deki evinde biiznillah büyük hüsn-i hat hizmetleri vermekte olan Hattat Mahmut Şahin arkadaşımızla birlikte mektup kâğıdını efradını cami bir şekilde inceledik ve netice olarak murakkaa yapılması durumunda mürekkebin dağılacağı kanaatine vardık. Ve böylelikle mektubu paspartuya alarak muhafaza etme yönünde karar kıldık ve çerçeve içerisine aldık.
“Tövbe ettim, âriyet hiç kimseye vermem yazı!”
Yazı, araya pandeminin de girmesiyle birlikte epeyce uzun zamandır emanetimde duruyor. Neyse ki önümüzdeki hafta içerisinde emanet yerine ulaşacak biiznillah. Bir miktar daha duracak olsa katılım bankacılığında olduğu kadar, şiir ve geleneksel sanatlar alanında da ince bir sanat zevkine sahip büyüğüm bu kadar beklemenin ardından “Tövbe ettim, âriyet hiç kimseye vermem yazı!” şeklinde bir serzenişte bulunacak olsa sezadır!
Sadırda kalmaz satırda kalır!
Merhuma rahmeti vesile kılma niyazıyla “Sadırda kalmaz satırda kalır” atalar kelâmının müşahhas bir nişânesi olarak dünden bugüne sarkaçlanmakta olan söz konusu mektupta M. Emin Saraç Hocaefendi’nin rik’a kaleminden neş’et eden ibareye aşağıda yer veriyorum.
Makâmı âlî; mekânı Firdevs olsun. “Âmin. Ruhu için Fatihalar okuyalım.
“Bismillahirrahmanirrahim.
Barekâllah “Al-Baraka” Vecealehallâhü mübâreken li-müessesîhâ ve’lil ümmeti’l-İslamiyyeti cümeâe. Vevaffakaha li ıslahı mâ efsedehu’rribeviyyûne fi’lbilâdi bimennihî teâla ve kerremehû. “İnnehû semiun mucîb. Senelerdir milleti İslamiyyemizi ifsâd ve tahrîb eden fâiz musibetinden halâs olmamıza vesîle olacağını ümîd ve temenni ettiğimiz bu mübârek müessesenin yevmen fe yevmen inkişâf etmesini Cenâb-ı Feyyâz-ı Mutlak Hazretleri’nden niyâz eder, müessislerine ve milletimize an samimi’l- kalb tebriklerimi arz eylerim. Vallahü veliyy’üt-tevfîk. Mehmed Emin Saraç. 6 Cuma Şabani şerif sene 1405”
(Hicri Şaban 1405 yılı Nisan-Mayıs 1985 yılına tekabül ediyor.)
İbrahim Ethem Gören
Kaynak: İttifak Gazetesi