Beyaz Adam'ın Amerika kıtasındaki hışmından Kanada yerlileri de nasibini almıştı. Katliamlar işe yaramayınca Kızılderili kültürünü ve kimliğini ortadan kaldırmak amacıyla çok sıkı bir asimilasyon politikasına başlandı. “Yerlileri çocukken yok edin” prensibi doğrultusunda 1840-1996 yılları arasında devlet, yerli çocukları ailelerinden zorla kopararak, kilisenin himayesindeki yatılı okullarda okumaya mecbur etti. 150 yıllık bu süreçte 150 binin üzerinde yerli çocuk sistemli bir asimilasyona tabi tutuldu. Yaşları 4 ile 18 arasında değişen bu çocuklar baskı ve tacize maruz kaldı. Hatta olumsuz şartlar sebebiyle bir kısmı öldü veya kayıplara karıştı.
Kilise okulları zamanla ölüm kamplarına dönüştü. Zorla Hıristiyanlaştırılan yerli çocukların isimleri değiştirildi. Kısırlaştırıldılar; cinsel taciz sonucu hamile kalan kız öğrencilerin bebekleri öldürüldü. Almanya’dan gelen Nazi doktorları aracılığıyla üzerlerinde deneyler yapıldı. Kasıtlı mikroplar bulaştırıldı. Her ne hikmetse, sık sık çıkan yangınlar sebebiyle bazıları yanarak can verdi. Türlü işkencelere maruz kaldılar: kırbaç, at kemeri, vidalı metal kemer ve bilardo istekasıyla dövülmek, aç ve susuz bırakılmak, elektrik şoku verilmesi, kış soğuğunda dışarda uyumak bunlardan sadece birkaçıydı...
Bu barbarlığı uzun süre saklamayı başaran Kanada devleti gerçeklerin ortaya çıkması sonucu 2008’de Başbakan Stephen Joseph Harper aracılığıyla yerli halktan özür diledi. Ancak bu hiç kolay olmamıştı. Yatılı okullardaki vahşetin ortaya çıkmasında Kevin Daniel Annett’in katkısı çok büyüktü.
Hayatı cehenneme döndü
Bir papaz olan Annett, yerlilere uygulanan soykırım üzerine bir doktora tezi hazırladı. Okullarla ilgili gerçeği fark edince kurbanların ailelerine ulaşmaya çalıştı. Görgü şahitlerinin itiraflarından yola çıkarak ilk defa 1995 yılında bir basın açıklaması yaptı. Buna karşılık kilise kendisini açığa aldı. 1996’da kurbanların devlete dava açmasına yardım etti. Bu defa da işinden kovuldu. Konuyla ilgili kitaplar yazdı, belgesel hazırladı. O çalıştıkça etrafındaki çember daha da daraldı. Hakkında deli raporu düzenlendi ve ailesinden koparıldı. Kısacası hayatı alt üst oldu. Buna rağmen pes etmedi.
2000 yılına gelindiğinde devlete açılan dava sayısı 10 bini bulmuştu. 2007’de olayı araştırmak amacıyla bir komisyon kuruldu. Kurbanların ifadesine başvuran komisyon, çalışmaları neticesinde bu okullarında hayatını kaybeden 5 bin 995 çocuğun kimliğini tespit etmeyi başardı. Komisyon yaklaşık 130 okulda 50 bine yakın çocuğun ortadan kaybolduğunu ileri sürüyor.
Konuyla ilgili birçok kitaba imza atan Kevin Daniel Annett, çektiği belgesel ve Youtube’dan yayınladığı videolarla Kanada devleti tarafından yıllarca uygulanan ustalıkla saklanmış bu dramı duyurmaya devam ediyor.
İşte o videolardan biri: https://www.youtube.com/watch?v=hGONKrujOEc
Munise Şimşek