Kurban Bayramı'nın yaklaştığı günlerde zihinlerde soru işareti olan vekâletle kurban kesimi hakkında eski İstanbul Müftüsü Prof. Dr. Rahmi Yaran'la konuştuk. Yaran, kurbanın kelime manasının Allah'a yaklaşmak olduğunu vurgularken şu ifadeleri kullandı: “Kurban kelime olarak yaklaşmak demektir ve Allah'a yaklaşmak maksadıyla yapılan diğer ibadetler ve taat denilen hareketlere de kurban denilebilir. Fakat Türkçede kurban dendiği zaman biz Allah için kesilen hayvanları anlıyoruz. Arapçada bu manada kurban kelimesi kullanılmıyor. Kelime Arapça ama. Arapçada kurban bayramında Allah için kesilecek hayvanlara udhiye denir. Diğer kurbanların da kendine has isimleri vardır.”

Rahmi Yaran, vekaletle kurban kesme hususunda şu şekilde konuştu: “Biz kurbanımızı kendi kesme durumuna sahip değilsek, birisine 'sen benim yerime kurbanımı kes' diyebiliriz. Bu bazen bir kasap gibi olur. Yani bir kasaba vekâlet veririz, kasap keser. Bazen de 'al kes, bütün işleri, dağıtımını falan yap' deriz. Bu doğal bir vekâlet işlemidir.”

Rahmi Yaran, kurban kesme gayemizin Allah'a yakınlık dileği olması gerektiğini şu cümlelerle ifade etti: “İbadet noktası burda çok önemlidir. Allah'a yaklaşma gayesi çok önemlidir. Bulunduğunuz yerde kesilmiyorsa veya bazılarınız olur ki kan görme rahatsızlığı olur. Hatta hiçbir mazeret olmasa da kan görmek şart değildir. Şartlara bağlı olarak da olayı değerlendirmek lazım.

Fakat şunu ihmal etmemek lazım; özellikle çocukların, gençlerin olduğu evlerde bir kurban hatırası yaşanmalı. Yani bir tanesini, iki tanesini dışarıya verirken evde de çocuklar bir kurban hatırası yaşamalı. Bunun önemli olduğuna şahsen inanıyorum. Hatta kurban almak için hayvan pazarlarını gezmenin de sosyal hayat ve gelecek açısından faydalı olduğuna inanıyorum. Fakat ihtiyaç noktası da önemlidir.”

Vekalet verirken dikkat edilmeli

Bazı kurumların vekâletle kurban kestiklerini hatırlatan Rahmi Yaran, “İşi en iyi yapana vekâlet veririz ve güvenilir insanlara vekâlet veririz. Burada da gerçekten çok sayıda kurum kurbana talip. Bunların bir kısmı biriktirmek için talip, bir kısmı eti alıp satmak, paraya dönüştürmek için talip. Hâlbuki bir sürü aç insan var dünyada. Güvenilir olmasını hep vurguluyorum. Güvenilir bir şahsa ya da kuruma vekâlet vermek lazım. Onun da kurbanı bizim adımıza kesmesi lazım.”

Kurban kesim işleminin 3 günde tamamlanması gerektiğine dikkat çeken Rahmi Yaran, bazı güven suistimallerinin yaşandığına şahit olduğunu şu ifadelerle anlattı: “Bazen duyarız veya kurbandan sonra gündeme gelir, kurban bedelinin para olarak verilmesi teklif edilir. Kurban Bayramı'nın ilk üç gününde kurbanlık hayvanlar kesilmeli. Kurban bedeli verilecek olursa kurban ibadeti değil de sadaka olur. Buna dikkat edilmeli. Böylelikle zaten sosyal hayatta bir bayram havası yaşanır. Yoksa 'ben bu parayı bir ay sonra vereyim' yahut 'kurbanı 2 ay sonra keseyim' ya da '5 ay sonra keseyim' dersen sosyal hayatta bir bayram havası yaşanmaz. Bu bayram havasının yaşanması önemlidir ve bu açıdan da vekâlet ancak güvenilen kurumlara verilmelidir.”

Rahmi Yaran, son olarak şu sözleri sarf etti: “Bu manada vatandaşlarımızın da büyük bir teveccühüne mahzar olan Türkiye Diyanet Vakfı, Diyanet İşleri Başkanlığı'yla işbirliği halindedir. Arzu edenler ya bankalara giderek veya internet kullanabilenler internet üzerinden yanı sıra müftülüklerimizden ve hocalarımızdan yardım alarak Diyanet Vakfı'na kurban kesimi için vekâlet verilebilir.


 

Ümmü Gülsüm Sarıoğlu haber verdi