İnsanların giderek birbirinden soyutlanan, duyarsızlaşan, hatta bencilleşip vicdansız bir karakter kazanan yönlerini görmeye şöyle ufak bir gözlem yeterlidir. Gün geçmiyor ki dinin emirlerinin ya da geleneksel değerlerin geçerliliğini kaybetmesinin ötesine geçen durumlar çoğalmasın. Bugün yıkıcı baskısı içten gelen insanlar hiç olmadığı kadar kalabalık ortamlarda yaşamasına rağmen yalnızdırlar. Modern zamanlarla birlikte kulluğun ima ettiği tüm anlamlar muğlaklaşmıştır. Hakikat ile yalan arasındaki ayrımın altı oyulmuştur.
Kesintisiz iletişimle tanımlanan fakat günden güne yoksullaşan bu yüzyılda yeni bir nihilizm yaygınlık kazanıyor. İnsanlar, sahte haber, dezenformasyon ve komplo teorisi çağında gerçekliği ve olgusal hakikatleri yitiriyor. Dijital yaprakların hışırtısıyla yaygınlaşan hakikat krizi aslında bir toplum krizidir. Dostluklardan, arkadaşlıklardan, ilişkilerden, ilgisizlikten, kalabalıklar içinde yalnızlıktan yakınılmasının sebebi toplumun içsel olarak çözülmesidir. Özellikle hiper-gerçek bir uzayda dönüp dolaşan gençler aile sıcaklığı eksikliğinden, yakınlık olmayışından, dertlerinin dinlenmemesinden mustarip.
Dünyayı değiştiren ve açan hakiki bilginin, enformasyondan çok farklı bir boyutu vardır. Enformasyon çok kısa bir güncellik aralığına sahipken hakikatin alametifarikası sürekliliktir. Zira bilgi ancak ve ancak insanlığın hayrına vesile oluyorsa meşru ve makbuldür. İlahi vahiy bilgisi ve nübüvvet pratiği mutlak iyidir. İnsanlığın felahı bu mutlak iyiden esinlenen bilgi ile mümkündür. İslâm, Allah’tan bağımsız bir insanı ve din ile dünya ayrımını tanımamaktadır. Bu sebeple de modern sekülarizm ile telifine imkân yoktur.
Bugün istikamet üzere olmak için daha çok çaba harcama zamanıdır. İstikamet yok ise, hiçbir şey yoktur. Zira istikamet dosdoğru yolda doğru yürümek demektir. Hem yolun dosdoğru hem de yürüyenin dosdoğru olması şarttır. İfrat ve tefritten uzak, aşırılığa kaçmadan, itidal üzere bulunup orta yolu takip etmek demektir. İstikamet; kalbe tevhit, davranışlara ise salih amel şeklinde yansır. İstikamet üzere olmak, her türlü aşırılıktan uzak, dengeli, kararlı ve hak yol üzere istikrarlı bir hayat yaşamanın adıdır.
Hakikat krizi, anlam kaymaları, irşad dili ve ramazan orucu arasında nasıl bir ilişki var? Bilindiği üzere ramazan orucu tüm ibadetleri çağırır. Dünyaya başka bir ritim ve ifade katan ramazan bütün boyutlarıyla dini yaşam alanımıza çıkarır. Gelgelelim İslâm milleti bir ramazan ayına daha çetin sınavlarla, acılarla, sıkıntılarla, hüzünlerle ve kederlerle giriyor. Müslümanlar, bütün insani denge ve ilkelerin parçalandığı Filistin/Gazze’deki emperyalist işgale bir an evvel son vermek zorundadır. Bu sebeple saatler dirilişe ayarlanmalıdır. Müminler ramazan ayında kendilerini tepeden tırnağa hesaba çekmeli, istikamet üzere olmak için neler yapılması gerekiyorsa ertelemeden onları yapmalıdır.
Özellikle Filistin ve Gazze’deki insanlık dramına dikkat çeken dergi, Müslümanların insani denge ve ilkelerin parçalandığı bu dönemde üzerlerine düşen sorumlulukları yerine getirmesi gerektiğini vurguluyor. Emperyalist işgallerin sona ermesi için Müslümanların uyanık olması ve Ramazan ayını bir diriliş süreci olarak görmesi gerektiği belirtiliyor.
ÖNE ÇIKAN YAZILAR
Umran Dergisi'nin Mart 2025 sayısında yer alan bazı önemli yazılar şu şekilde:
- Direniş ve Diriliş Ayı Ramazan / Abdullah YILDIZ
- Ramazan: Dünyaya İnen Bir Arş Aşısı / Alaaddin YURDERİ
- Hutbe, Vaaz ve İrşad Dili Üzerine Tenkit, Teklif ve İnşa / Ercan YILDIRIM
- Bilge Lider Gannuşi’nin Siyasi ve Fikrî Mücadelesi / Yasin AKTAY
- Duyarsızlaşan İnsanlık ve Çözüm Arayışları / Mehmet Furkan ÖREN
- Trump İsraillileri Alaska’ya ve Grönland’a Yerleştirsin / Yusuf Bin Trad ES-SADUN
- Liz Behmoaras, Yahudilik ve İsmet Özel / Nazgülü ÇARKANAT
Mart 2025 sayısında, modern çağın getirdiği hakikat krizinden, toplumun içsel çözülmesine ve irşad diline kadar geniş bir perspektifle ele alınan konular okuyuculara sunuluyor. Umran Dergisi, Ramazan ayının manevi atmosferinde istikamet üzere olmanın önemine vurgu yaparak, Müslümanların bu ayı bir muhasebe ve diriliş fırsatı olarak değerlendirmesi gerektiğine dikkat çekiyor.