Yavuz Sultan Selim'e ağır uyarı geldi!

Ulema dediğin hakkı ve doğruyu her platformda dillendirebilendir.

Yavuz Sultan Selim'e ağır uyarı geldi!

Memluk hanedanı döneminde, dört mezhebe göre kadı atandığını, bu kadıların atanması sırasında da makamın ihalesi karşılığı atanan kadılardan yüklü meblağda “bağış” alındığını bilen İdris-i Bitlisi, defterdarın aynı uygulamanın devamı yönündeki temayülünü öğrenince Yavuz Sultan Selim’e şu satırlarla hitap edebilmiştir:

“Benim sana nasihat ne haddime! Fakat Peygamberimiz Ahmed-i Muhtar’dan bir hadis bana elçidir.

Kim açık bir kötülük görürse gücü yettiğince onu ortadan kaldırmaya çaba harcamalıdır. Eliyle başaramazsa onu diliyle engellemeye çalışmalıdır.

Ey padişah, neden senin gibi dini bütün ve âlim bir kişi şeriat ve akıldan tam ayar nakit çıkarmaz?

Neden senin devrinde ilim cehaletin ayakları altındadır? Sen ki vaktin İskender’isin, neden hikmet zelil durumdadır?

Allah vaadiyle sana vefa bağışladı. Sen de Hakk’ın gölgesisin, ahdini akla getir.

Hakk’ın verdiği nimetin şükrünü yerine getir, çünkü enbiya o ilahi bağışa yüzlerce kez şükretmişlerdir.

Allah beytini lütfuyla sana teslim etmiştir, Hakk’ın Kabe’si olan kalbin mimarı da sensin.

Hakk’ın evinin ortasında hep batıl baş göstermiş, oraya kafirlerin musallat olması reva mıdır?

Resulün ruhunun cilvegahı olan Medine’yi adaletsiz asilere vermen nasıl uygun olur?

Mescid-i Aksa’nın içinde, Kudüs ülkesinin zaptına dev gibi kan içen bir din düşmanı oturmuş!

Halil İbrahim peygamberin sofrasının çevresinde hıyanet eli dolaşmakta, nebilerin mezarları ayaklar altında.

Dinsizlerin ellerine neden dini emanet edersin? Öyle ki bu kimseler, din satıp dünya almayı şiar edinmişlerdir.

O şeriat makamında oturanlardan sual edeyim; dini makamın alınıp satılması reva mıdır?

Yüce şeriatı vaz edenin hakkı için, fuhuş ticareti yapmak ondan yüz kat iyidir!

Dini senden satın alan onu çok çabuk satar, bedava metaı olan bunu bağışlarken zorlanmaz….

Zaman iyiyi kötüyü tamamen ayırır ve seçtiklerini tarihin defterine kaydeder.”  

(İdris-i Bitlisi, Selim Şah-Name, sf 360 vd.)

Abdülhamid Ahdar alıntıladı

Bu yazı bağlamında, Osmanlı’da ulema ve meşayıh geleneği ile İdris-i Bitlisi’yi anlatan haberimizi okumak için tıklayınız.

YORUM EKLE