Bugünün Balzac’ı…
Sorulduğunda, bir an bile duraksamadan hatırımıza gelen kitaplarına ve hakkında ciddi iddialara sahip olduğumuz kalemlerden biridir Balzac. Klasik Batı edebiyatında yerini almasıyla birlikte tanıma fırsatı yakaladığımız yazarın ilk romanı Köylü İsyanı’ydı. Talihsizliğini içselleştirdiği kitaplarında çizgisini hep korudu ve geriye yüzlerce nüsha bıraktı. Dönemine göre farklı kalemler tarafından çevrilen kitapları hızla kütüphanelerimizdeki yerini alırken artık aramızdan biri olmuştu. Ömrünün sonlarına doğru noktaladığı ürünlerin tümüne ‘Beşeri Komedya’ demekten kendini alamayan yazar, asırlara direnmeye devam ediyor.
Unutulan…
Bugün, ciddi bir Balzac hayranına çevrilen tüm kitaplarını okuyup okumadığını soracak olsak ne cevap vereceğini az buçuk kestirebilir durumdayız. Fakat benim iddiam şu ki bu cevabın eksik kalan tarafları illa ki olacaktır, tabii muhatabımız 50’lerin ve 60’ların sıkı okuyucularından biri değilse. Peki, çevrilmemiş bir kitabının kalmış olabilme ihtimali kimin aklına gelir? Yahut 40’larda, N. Sırrı Örik tarafından ‘Meçhul Şaheser’ ve daha sonraları Samih Rifat tarafından ‘Bilinmeyen Başyapıt’ diye adlandırılan ve zamanla sırra kadem basan (Can Yayınları tarafından yeniden tasarlansa bile) kitabını duymuş, bulmuş ve okumuş olabilme ihtimali olan kimdir?
1831 yılında kaleme alınan bu öykü, Balzac’ın aydınlık günlerinin anahtarı gibidir. Nerden baksanız elli sayfayı bulmamasına rağmen bütün bir soyut sanatın habercisi (post-Rönesans’ın da etkisiyle) ve ilham kaynağı olacaktır.
Etkisi büyük…
Öykünün, Frenhofer adlı baş kahramanının Türkiye’de getirdiği ses de kayda değer; başta Enis Batur (Frenhofer Olmak- Sel Y.) olmak üzere farklı yazarların dikkatini çekmiş, Soner Yalçın tarafından yazılan, ‘Marks kendini hangi edebi kahramana benzetirdi?’ adlı makalenin işaret ettiği kişi olmuştur.
Değerine binaen, Balzac, en ünlü yapıtlarından biri olan Gizli Başyapıt'ta, kusursuzluğu arayan ressam Frenhofer'in olağandışı öyküsünü anlatır. Başyapıtının üstünde tam on yıl çalışan bu XVII. yüzyıl ressamı, resmi bitirdikten sonra iki genç hayranına gösterir. Okuru, dünya edebiyatının en çarpıcı sürprizlerinden biri beklemektedir.
Gizli Başyapıt yalnızca Picasso'yu değil, Cézanne gibi bir ressamı, Henry James gibi bir yazarı, Jacques Rivette gibi bir sinema ustasını da derinden etkilemiş bir efsane öykü. Ressam Frenhofer'in çılgınlığı, belki de tüm sanatçıların çılgınlığı. Bu öykü, bir anlamda modern sanatın öyküsü...
Firdevs Aksoy
bilen bilir balzac çılara selam fransızcaya devam