Hacı Bektaş-ı Veli'nin araştırmacılar tarafından varlığı kesinleştirilen ama günümüze kadar bulunamayan Fatiha Tefsiri, Dr. Hüseyin Özcan tarafından İngiltere'de British Museum Library'de bulundu. Tefsir, Hacı Bektaş'ın meşhur eseri Makalat'ın son kısmına eklenmiş. Özcan'ın bu çalışmasını Horasan yayınları yayımladı.
Kitapta Tefsir'in tıpkıbasımının yanında Hacı Bektaş Veli portresinden, eserlerinden, Alevi-Bektaşi gelenekten, Bektaşi edebiyattan söz açılıyor. Biz de kitapta dikkatimizi çeken satırbaşlarını sizler için derledik.
Hacı Bektaş'ın İsminden Satırlar…
Hacı Bektaş-i Veli'den bahseden ilk kaynak Eflaki'nin Menakıbu'l Arifin'idir. (1360) İsmindeki “Bektaş”ın anlamı, “bey” anlamındaki “beg” kelimesinden gelir. “taş” da ortaklık ekidir.
Hacı lakabı da gerçekten hacca gitmiş olduğundan değil, bir keramet gösterdiğinden dolayı kendisine uygun görülmüştür. Hacı Bektaş'ın kaynaklarda ilk Türk mutasavvıfı olan Ahmet Yesevi'den feyz aldığı yazılmaktadır. Yesevi'nin dergâhından Anadolu'ya İslamlaşma ve Türkleşme'ye katkı sağlaması adına yollanmıştır. Anadolu'ya gelmeden önce Hz. Ali'nin türbesinde kırk gün (çile) çıkarmıştır. Daha sonra hac farizasını yerine getirmiştir. Hicri 620 yılında Anadolu'ya ayak basmış. Konya'da Mevlana ile görüştüğü rivayet edilir.
Onun Anadolu'ya geldiği dönem siyasal karışıklıkların olduğu bir dönemdi. Hacı Bektaş bu kargaşanın ortaya çıkardığı isyanlara uymayarak farklı, dağınık toplulukları bir ses altında topladı. Bu yeni oluşumla Bektaşiliği kurdu.
1270-71 yıllarında vefat etmiştir. Huzuru Nevşehir'in Hacıbektaş ilçesindedir.
Kitapta Hacı Bektaş'ın Eserleri…
Besmele Tefsiri, besmelenin faziletinden bahseder. Makalat onun bilinen eseridir. İlk ciddi çalışmayı merhum Esad Coşan yapmıştır. İnsanın kâinattaki yeri ve değerinin anlatıldığı bir eserdir bu. Konular ayet ve hadislerle işlenmiştir.
Kitapta Hacı Bektaş'ın düşüncelerinin kaynağında Hz. Muhammed'in bir hadisinin olduğunu okuyoruz. Anadolu'da var olan Kalenderi, Haydari gibi tarikatların zamanla Bektaşiliğe iltihak ettiği de kitapta konu edinilen meselelerden. Bektaşiliğin adab ve erkânı Ahmet Yesevi'den alınan “Dört Kapı Kırk Makam” anlayışına dayanır. Dört Kapı: Şeriat, Tarikat, Marifet, Hakikat.
“Alevi ve Bektaşi tanımlamalarının zaman zaman aynı anlamı taşıdıkları söylenir.” diyerek bir yerde söze başlıyor Hüseyin Özcan. Ardından da ekliyor: “Aralarında bazı farklar vardır.” En önemli fark olarak da Hacı Bektaşi Veli'nin merkezi bir sima olarak görülmemesini örnek gösteriyor.
Kitabın ilerleyen kısımlarında Bektaşiliğin edebiyatımıza katkısından bahsediliyor. Yüzyıllara göre bu edebiyatın gelişimi ve yetiştirdiği şairlerden söz açılmış. Şah İsmail Hatayi, Pir Sultan Abdal, Kul Himmet…
Fatiha Tefsiri'ne geçmeden önce son olarak Bektaşilerin Türkçe titizliğinden de bahsediliyor.
Tefsiri Nasıl ve Nerede Buldu?
Hüseyin Özcan Fatiha Tefsiri'nin varlığından kamuoyunu ilk haberdar eden isimlerden başlayarak, tefsiri nerede ve nasıl bulduğunu anlatmaya başlıyor. Baha Said Türk Yurdu dergisinde yazdığı bir makalesinde Fatiha Tefsiri'nin Tire'de Hacı Necip Paşa Kütüphanesi'nde olduğunu yazıyor. Fuad Köprülü de “Anadolu İslamiyet” başlıklı yazısında bunu doğruluyor.
Esad Coşan bahsi geçen kütüphaneye gidiyor fakat eserin hiçbir kopyasına ulaşamadığını söylüyor. Özcan, eserin 16 varaktan oluştuğunu İngiltere'deki bu nüshada son sayfanın eksik olduğuna işaret ediyor kitapta. Daha sonra Süleymaniye Kütüphanesi'nde bulunan başka bir kopya yardımıyla eksik olan bu son sayfa da çalışmaya dâhil ediliyor ve eser tamamlanıyor.
Eksik Tefsir!
Kitabın diğer bölümlerinde edebiyatımızda tefsir geleneğinden, tefsirin dil özelliklerinden bahsediliyor. Tefsirin bugün daha rahat anlaşılması için sözlük konulmuş kitaba.
Transkripsiyon alfabesiyle tefsirin metni yayımlanmış. Asıl önemli olansa tefsirin Süleymaniye Kütüphanesi'ndeki nüshası kitabın sonuna konulmuş. Eski Anadolu Türkçesi'ne hâkim olan okurlara orijinal yazımından okuyabilme fırsatı da verilmiş.
Hüseyin Özcan büyük bir özenle bu eseri bizlere kazandırdı. Kültür tarihimiz açısından da önemi tartışılmaz bu eserin Özcan'a yaşattığı mutluluğu biz de kendisiyle paylaşıyoruz. Hacı Bektaş Veli'ye ait olan Kırk Hadis adlı eser de bugüne kadar Latin harfleriyle yayımlanmamıştı. O esere de ulaşan Özcan, kitabında müjde veriyor: Kırk Hadis, Dr. Nurgül Özcan tarafından çalışılıyor…
Yakup Öztürk yazdı