Yirminci yüzyılın önde gelen hadis alimlerinden ve mutasavvıflarından Muhammed Abdülhay el-Kettânî 1303/1886’da Fas’ta dünyaya geldi. Bir süre Fas’ta hüküm süren ve Hz. Hasan’ın neslinden gelen İdrisî şeriflerindendi ve pek çok âlim yetiştiren Kettânî ailesine mensuptu.
Abdülhay el-Kettânî oldukça iyi bir eğitim gördü. Babasından ve Fas’ın tanınmış âlimlerinden pek çok eser okuyup icazet aldı. Seyahatleri sırasında Hicaz, Mısır ve Şam’da pek çok âlimle görüştü ve onlardan da icazet aldı. Ayrıca bizzat okuduğu hocaları yanında İslam dünyasının çeşitli yerlerindeki hadis âlimleriyle yazışarak onlardan mükatebe (yazışma) yoluyla icazet almıştır. Bu şekilde topladığı icazetlerin sayısı 500’e yakındır. Bu hocalarının isimlerini Fihrisü’l-fehâris adlı kitabında saymaktadır. Bu kadar çok icazete sahip olması sebebiyle ilim talipleri kendisinden faydalanmak istemişlerdir. İslam dünyasının dört bir tarafından pek çok kimseye icazet vermiştir.
Fas’ta nüfuz sahibi bir hocaydı
1906’da ülkesine döndükten sonra ıslahat hareketlerine ve sömürgeci güçlere karşı mücadeleye katıldı. Fas Kralı Abdülhafiz el-Alevî’ye karşı mücadelesinde ağabeyine destek oldu. 1909’da ağabeyi, babası ve diğer bazı aile fertleriyle birlikte hapse atıldı. Ağabeyi vefat etti. Kendisi serbest bırakıldı.
Bir süre Karaviyyîn Üniversitesi’nde hocalık yaptı ve kütüphane idareciliğinde bulundu. 1915’te babası vefat edince Kettâniyye tarikatının başına geçti. Fas’ta hüküm süren hanedana karşı muhalefetini sürdürdü. V. Muhammed’in tahttan uzaklaştırılmasında rol oynadı. Ancak 1955 yılında V. Muhammed geri dönüp Fas’ta tekrar yönetimi ele geçirince Fransa’ya gönderildi ve kalan ömrünü orada geçirdi. Kettânî, bu dönemde Fransız yönetimine yakın bir tavır takındığı için eleştirilmektedir. 28 Eylül 1962’de Paris’te vefat etti.
130’a yakın eseri vardı
Kettani özellikle hadis ilminde derin bilgiye sahipti. Ayrıca İslam tarihi, tasavvuf, fıkıh gibi konularda geniş bir kültürü vardı. Ailesinden kendisine kalan oldukça büyük bir özel kütüphanesi vardı. İçerisinde çok kıymetli elyazması eserleri, yazışmaları, fotoğrafları barındıran bu zengin kütüphane ve arşiv sürgün yıllarında müsadere edilmiştir. Bu gün Rabat Umumi Kütüphanesi’nde özel bir bölüm halinde bulunmaktadır.
Hayatına çeşitli sahalarda 130’a yakın eser sığdırmıştır.
Ahmet Özel tarafından kaynaklarının tespiti ve bir nevi edisyon kritiği yapılarak Türkçe’ye çevrilen et-Terâtîbü’l-idâriyye: “Hz. Peygamber’in Yönetiminde Sosyal Hayat ve Kurumlar I-III” (İstanbul, 1990-1993) adlı eseri sahasında önemlidir.
Kettânî’nin ikinci önemli eseri Fihrisü’l-fehâris’tir. XI (XV.) yüzyılın ortalarından müellifin zamanına kadar hadis alanında eser vermiş âlimlerin biyografilerini içermekte, sahasında oldukça önemli bir eser sayılmaktadır. Müteahhir dönemde ulemâ hakkında araştırma yapanların başvuru kaynakları arasında bulunmaktadır.
Târîhü’l-mektebâti’l-İslâmiyye ve men ellefe fi’l-kütüb adında İslam dünyasında kütüphaneler ve bibliyografik kitaplar hakkındaki eseri de dikkat çekici bir kaynaktır.
Abdülhay el-Kettânî hakkında daha fazla bilgi için biyografisine dair yazılmış kapsamlı çalışmalardan Ömer b. Hasan el-Kettânî’nin Metâliu’l-efrâh ve’t-tehânî ve bülugü’l-âmâl ve’l-emânî fî tercemeti’ş-Şeyh Abdülhay el-Kettânî adlı kitabından yararlanmak mümkün. Ayrıca Ahmet Özel’in TDV İslam Ansiklopedisi’ndeki “Muhammed Abdülhay el-Kettânî” maddesi de derli toplu bilgi bulunabilecek Türkçe bir kaynak niteliğindedir.
Rahmi Gökmen