Yaz sıcağına iyi gelebilir!

'Tüm bunlara rağmen tarihimizin en canlı ama hayatımızın sessiz tanıkları olarak yaşamaya devam etmektedir çeşmeler...'

Yaz sıcağına iyi gelebilir!

Her bir uygarlık bir şekilde suyla irtibat kurmuştur. Batı meydanlarında büyük havuzlar ve heykeller karşılarken sizi İslam şehir meydanları çeşmeleriyle karşılar. Batının bir süs öğesi olarak kullandığı su, İslam medeniyetinde işlevsel bir anlama karşılık gelir. Var olduğu ilk günden beri suyu gündeminden düşürmeyen İstanbul şehri, büyük fetihle birlikte Roma anlayışının sarnıç ve mahzenlerde hapsettiği suyu gün yüzüne çıkarmış ve suya da kendi mührünü vurmuştur. İstanbul’un fethi aynı zamanda suyun da özgürleştiği bir fetih olmuştur.

Su en belirgin şekilde çeşmelerle hayatın içine girmiştir. Her meydanda, her mahallede, her köprü başında, belki her sokakta bir çeşme karşılar sizi. IV. Murat döneminde yapılan bir araştırmada ülke sınırları içinde 10390 çeşmenin olduğu tespit edilmiştir. Bunların her birinin sorunuyla “Hafız-ı Tas”lar ilgilenmiştir. Ancak gün gelmiş devran dönmüş birçok şey gibi çeşmelerin de statüsü değişmiştir. Artık kim ilgilenecektir onlarla? Ve bir bir çeşmeler kaderine bile terk edilmemiş adeta katledilmiştir. Harf inkılâbından bile olumsuz etkilenmiştir çeşmeler. Birçoğunun kitabesi ziftlenerek kapatılmış, birçoğunun kitabesi de sökülmüştür. Bazı çeşmeler yol yapım çalışmalarında yıkılmış, bazı çeşmeler sökülerek depolarda saklanmış, bazı çeşmeler bir şantiye alanı içinde yok olup gitmiştir.

Fındıklılı Mehmet Ağa Çeşmesi

Tüm bunlara rağmen, tarihimizin en canlı ama hayatımızın sessiz tanıkları olarak yaşamaya devam etmektedir çeşmeler… Bir köşeye çekilmiş kırık kurnası, çalınmış lülesiyle ben varım demektedir çeşmeler…

Onlardan biri de Fındıklılı Mehmet Ağa Çeşmesi’dir. Birçok yazarın kitaplarında, şiirlerinde selam vermeden edemediği bir çeşmedir Fındıklılı Mehmet Ağa Çeşmesi. Sezai Karakoç’un toplu şiirlerinin yer aldığı Gün Doğmadan kitabında müstakil bir yere sahip olan Çeşmeler şiirinde ilk ismi yer alan çeşme de Fındıklılı Mehmet Ağa Çeşmesi’dir. Yine Yusuf Atılgan’ın Aylak Adam kitabında bu çeşmeden bahsedilir.

Fındıklılı Mehmet Ağa Çeşmesi

Çeşme Ne Durumda?

Bu gün kitabesi okunaklı bir şekilde duran çeşmenin lülesi yok! Yani suyu akmıyor. Civardaki yerli esnafa sorduğumuzda çeşmenin yirmi yıl kadar öncesinde suyunun aktığını söylüyorlar. Ki çeşme kısa bir süre önce İl Özel İdaresi’nin katkısıyla restore edilmiş olduğu halde hala fonksiyonunu yerine getiremez durumda.

Kitabesini de Okuduk!

Lailahe illallah Muhammed Resulullah selamıyla başlayan kitabede sahibül hayrat vel hasenat Fındıklılı Mehmet Ağa yazıyor, ruhu için el fatiha… Ve bir tarih, bir kayıt düşülmüş onun da yanına... O günden bu güne mezar yeri bile bugün olmayan Silahtar Tarihi yazarı Fındıklılı Mehmet Ağa’nın ismini yaşatır bu vefakâr çeşme.

Çeşme Nerede?

Bütün bu anlattıklarımızdan sonra çeşmenin nerede olduğunu merak edenler için söyleyelim: Çeşmeye Fındıklı tramvay durağında inip Mebusan Yokuşu’nu çıkarak ulaşabilirsiniz. Mebusan Yokuşu’nu bitirdiğinizde karşınıza çıkan ayrımda bu sefer Kazancı Yokuşu’nu takip edeceksiniz. Kazancı Yokuşu’na girdiğinizde sol tarafınızda kalan bu küçük çeşme Fındıklılı Mehmet Ağa Çeşmesi’dir.

Fındıklılı Mehmet Ağa Çeşmesi

Ne Yapmalı?

Bütün bu anlattıklarımızdan sonra ne yapmalı? Gidip Sezai Karakoç gibi “acı salatalıklar” mı yıkamalı suyunda… “İçilmez, bozuk suyunda.” Artık çok geç! Suyu bile akmıyor çeşmelerimizin. Bir selam vereni bile kalmadı çoğunun. Ama bizler dünyabizim ekibi olarak iyi bir kitap haberi gibi duyurmak istiyoruz size çeşmelerimizi. Dünyabizim takipçilerinin bir çeşmenin yanından geçerken onun varlığından habersiz geçmesini istemiyoruz.

Kulağınıza çeşmelerle ilgili haberler uçurmaya devam edeceğiz.

Besim Bal serinledi, yazdı!

YORUM EKLE
YORUMLAR
berad
berad - 12 yıl Önce

Şehirdeki insanın ihtiyacı çok akan bir çeşme sesini duymaya.