Çokça secdede bulunan ve bu yüzden “seccad” sıfatıyla anılan İmam Zeynelabidin, yürekler dağlayan Kerbela vakasında sağ kalan tek erkek çocuğu olmuştur Hz. Hüseyin’in. Ağır bir rahatsızlık geçiriyor oluşundan ötürü, orada bulunuyor olmasına rağmen gözünü kan ve hırs bürüyen o büyük topluluğa karşı mücadele edememiş ve katliamdan sağ kurtulan kadınlar ve kız çocuklarıyla beraber Şam’a götürülen kafile içinde yer almıştır. Mübarek babasının, kardeşlerinin, akrabalarının ve Ehli Beyt dostlarının şehit edilişine tanık olmuş ve acı haberleri hasta yatağında alarak derin bir üzüntü ve keder deryasına dalmıştır.
Secdeyle ve zikrullahla dolu bir ömür
İmam Zeynelabidin, seccad oluşu ve zikrullahla dolu bir ömür yaşayışıyla bilinmiş ve kendisinden bizlere ulaştığı rivayet olunan “Cevşen’ül Kebîr” ile hayatımıza da zikrullahın dâhil olmasına bir güzel vesile olmuştur.
Sevgililer sevgilisi büyük dede Efendimiz (s.a.), ilmin ve cesaretin ete kemiğe bürünmüş hali olan büyükbaba Hz. Ali ve şehadetin en nazlı, en güzel, en kanlı canlı sembolü olan babası Hz. Hüseyin’in ak ve pak nesli olan İmam Zeynelabidin, “Sahîfe-i Seccadiye” isimli bir eşsiz dua buketi daha miras bırakmıştır bizlere ki, tadına doyum olmaz bir tevazu ve yakarışın dili oradadır. Ehli Beyt ırmağının en güzel, en muazzam damlalarından biri olan bu dua kitabı, Allah’a hamdi, Efendimize salavatı, diğer tüm peygamberlere, meleklere dua edebilmeyi öğretiyor, duanın gücünü yeniden hatırlatıyor.
Elleri göklerle doldurup, gökleri yüzlerle buluşturuyor
Allah’a iltica etmek... Kendinden ve kendi gibi olanlarla beraber bu dünyalık her şeyden Allah’a yönelmek, onun yoluna adanmak…
Affı ve mağfireti dilenmek, hayırlı akıbet istemek, güzel bir ahlakla ahlaklanmayı arzulamak, hastalıklardan ve günahlardan boşanmak ve kusurlardan özür dileyebilmek…
Bu muazzam reçete öğretiyor, hatırlatıyor, elleri göklerle doldurup, gökleri yüzlere sürmeye, buluşturmaya çağırıyor.
Tevbe kapısından içeri adım atmak ve ümitle orada beklemek…
Anne babaya, çocuklara, komşu ve dostlara, muhafız mücahitlere, yağmurla bereketlenmeye kapı aralıyor…
Zulüm ve haksızlıklardan kurtulmaya, sıkıntı, zahmet ve güç durumları atlatabilmek için bir dil, bir bağ yakalayabilmeye çağırıyor “Sahîfe-i Seccadiye”.
Yavuz Ertürk yazdı