Muzaffer Ozak'ın cümlesi çarptı beni!

Elhac Muzaffer Ozak’ın ‘Envâr-ül Kulüb’ isimli eserinde bir cümle geçiyor ki bu ne güzel bir müjde dedik.

Muzaffer Ozak'ın cümlesi çarptı beni!

İnsanoğlunun kendisi dahi Allah’ın en şerefli, en güzel sözüdür. Ki Rabbimiz beyan etmiştir, “Ahsen-i takvim üzerinde halk ettik insanı” diye. Doğmakla insan olmak yolculuğumuz başlar, ya alâ-yı illiyyîn mertebesinde ya da esfeli sâfilîn derekesinde. Bütün bunların ötesinde biri vardır ki, en müstesna güzel, dürr-i yekta, Hazret-i Resul. Aslında bütün bir mevcudat onun etrafında döner, bütün bir hayat ya onunla anlam kazanır ya da onsuz manasızlığa bürünür.

Elhac Muzaffer Ozak’ın hatırında geçen ifade…

Allah’ı sevdiğimizin göstergesi yaptığımız ibadetlerdir. Kalbimizde duyumsadığımız ferahlık, belki ibadetlerimizin makbul olduğuna dair işarettir. Hazreti Peygamberi sevdiğimizin göstergesi ise sünnet-i seniyyeye tabi olmaktır, yani Hazreti Resul’un yaptıklarını yapmak, yapmadıklarını yapmamaktır. Zaten Allah’a kulluk bu demektir, Allah’a kulluk da bunu gerektirir. Ve Hazreti Peygamber en güzel kuldur.

Sözü Elhac Muzaffer Ozak’ın eserinde geçen ifadeye getirmek istiyorum. Merhum Ozak, Envâr-ül Kulûb (Kalplerin Nurları) adlı eserinde, “Resul-ü Zişanı rüyasında görmek saadetine erenlerin bu rüyaları, ahrete imanla göçeceklerine işarettir (sayfa; 52)” demiştir ve ne ümid verici, güzel bir hakikate işaret etmiştir.

Hakikat: Hazreti Peygamberi ne kadar seviyoruz?

O hakikat de şu: Hazreti Peygamberi ne kadar seviyoruz, ona hayatımızda ne kadar yer veriyoruz? İnsan neye ihtiyaç duyarsa onu görürmüş rüyasında. Rüyalarımızın üzerindeki esvapları ve dünyevî perdeleri kaldıralım ve öyle bakalım hayatımıza. Nerede duruyor iki cihan serveri hayatımızda? Ona ne kadar yer vermişiz ya da vermemişiz? Ümmet sancağının kokusunu alabiliyor muyuz uzaktan? Yoksa nefsanî rüyaların içinde boğuluyor muyuz? Ruhumuz atlasında siyah benekler mi yoğunluktadır yoksa beyaz güller mi çoğunluktadır? Sahi, şu kadar yıl binlerce, onbinlerce gecedir uyuyoruz da görebiliyor muyuz Efendimiz'i? En son Efendimiz'i gören kimi gördük, kiminle sohbet ettik?

Merhum Elhac Muzaffer Ozak’ın hatırından geçen bu sözü bana bütün bunları düşündürdü ve nefsime bu soruları sordurdu.

Faik Öcal yazdı

YORUM EKLE
YORUMLAR
muzaffer tekin
muzaffer tekin - 11 yıl Önce

rahmetullahi aleyh..demeliyiz..

ömer asım
ömer asım - 11 yıl Önce

değerli paylaşımınız için teşekkür ederim. fakat böylesi zevât-ı kirâma "merhum" demesek dahi iyi, daha doğru olur. yani gönenli mehmed efendi, zahid kotku efendi ve diğer büyük zevatın ölmüş olduğunu ve dünyadayken Allah'ın rahmetinden uzak olduğunu düşünemeyiz değil mi. kabalığımı mazur görün ve buna lutfen dikkat edelim. Allah derecatını ali etsin denebilir mesela.

bekir cenk
bekir cenk - 11 yıl Önce

aynısının arapçası olur galiba. bence de bu güzel insanlar dünyada allah'ın rahmetinden ayrı değillerdi. kul herşeyi burdan götürüyomuş ya oraya