Güzel şehrimiz İstanbul’un hemen hemen her bir köşesinde Sahâbe-i Kirâm, Evliyâ, Pâdişah, Vâlide Sultan, Şehzâde, Devlet Ricâli ve Fetih Şehîdleri ile Gâzîleri’nin (Ni’me’l-ceyş) türbe ve kabirlerine rastlamak mümkündür.
Başta Fâtih ilçesi olmak üzere Eyüp ve Üsküdar ilçelerinde bu ziyâret yerlerinin sayıları epeyce fazladır. Bu türbe ve kabirlerin kimisi ihyâ edilerek günümüze kadar intikâl edebilmiş, kimisi bakımsızlıkdan harâb olmuş, kimisi de ne yazık ki tamamen ortadan kaybolmuştur. Özellikle Ramazân-ı Şerîf aylarında (üç aylarda; Receb, Şa’bân ve Ramazân) ve sâir mübârek gün ve gecelerde bu mânevî mekânlar yediden-yetmişe, erkek-kadın, genç-yaşlı insanlar tarafından yoğun bir şekilde ziyâret edilmektedir.
O gece ne oldu?
Fâtih’te, Molla Gürani’de Dede Paşa Sokağı’nın birleştiği köşede Fâtih Sultan Mehmed Hân’ın Tablacıbaşı Âmiri Mustafâ Efendi’nin kabri yol üzerinde yer almaktadır. Tablacıbaşı Kaşıkçı Mustafa Bey, Kaşıkçı Mustafa Efendi, Kaşıkçı Dede isimleriyle anılmaktadır.
Halk tarafından Kaşıkçı Mustafa Efendi için şu menkîbe rivâyet edilmektedir: Fâtih Sultan Mehmed bu zâta ihtiyacı kadar kaşık yapmasını emreder. Ancak bu siparişi kabul etmesine karşılık söz verdiği gün gelmesine karşılık o hiç oralı olmaz, kaşık yapmaya girişmez. Kendisinin şayet siparişi yerine getirmeyeceği takdirde cezalandırılacağını bilenler merakla onu izlerler. En sonunda gece vakti atölyesine girer ve sabaha dek sanki yüzlerce kişi kaşık yapıyormuş gibi sesler gelir. Sabah olduğunda gerçekten de istenilen miktarda kaşığın yapıldığı görülür. Kaşıkçı Mustafa Efendi keramet göstererek kaşıkları sabah teslim etmiş ama hemen akabinde de canını Cenâb-ı Hakka teslim etmiş ve erenlere karışmış.
Kabrinde şu yazı yer almaktadır:
FATİH SULTAN MEHMED HAN
TABLACIBAŞISI AMİRİ
KAŞIKÇI MUSTAFA
RUHUNA FATİHA
1146
Doğan Pur, İstanbul’un altı çok zengin dedi