Karadeniz'i geçerek gelmişler fethe!

İstanbul'un Üçleri, Beşleri, Yedileri, Kırkları... Üstü kadar bereketli toprağının altıyla keşfedilmeyi bekler İstanbul.

Karadeniz'i geçerek gelmişler fethe!

Araştırmacı Tarihçi Dursun Gürlek hocamızın şu sözleri yerinde söylenmiş: “Edirne’yi görmek için iki gün, Bursa’yı görmek için üç gün yeter. Ama İstanbul’u görmek için bir ömür yetmez.” Evet ne kadar doğru bir tespit. Bir ömür… Dile kolay. İstanbul keşfedilmeyi bekleyen mübârek bir şehirdir. Eskilerin deyişi ile “İstanbul’un taşı toprağı altın”dır. Gezmek ve görmek lâzım. Evet bu konuda iki ehil kişiyi tanıyorum. Birisi Dursun Gürlek Hoca diğeri ayaklı kütüphane Süleyman Zeki Bağlan Hoca. Vaktini güzel değerlendirmek isteyen, bu güzel insanlara takılsın. Söz veriyorum İstanbul’a âşık olacaksınız.

Bir harita, bir fotoğraf makinesi, biraz ilgi, ver elini Aziz İstanbul

Evden işe, ordan tekrar aynı yere. Uzayıp giden tekrarlar. Yani kısacası “fotokopi günler” i biraz olsun es geçmek için biraz değişiklik yapmak kaçınılmaz. Yapılacak iş basit, ele bir şehir rehberi alıp yollara düşmek. Özellikle bu işe tarihi suriçinden başlamak önemli. Neler var neler! Camiler, mescidler, tekkeler, çeşmeler, medreseler, türbeler, sıbyan mektebleri...

Bir zamanlar İstanbul’un Tekke ve Zaviyelerini araştırmaya koyulmuştum. Ancak işin içinden çıkmak mümkün olmadı, bıraktım. Bıraktım, ama gezmeyi ve araştırmayı değil...

Üçler, Beşler, Yediler, Kırklar demine Hû...

Üçler Tekkesi

Vaktiyle Fatih, Silivrikapısı’nda bulunan bu dergâh Halvetiyye tarikatına bağlı bir derviş mekânı idi. Bugün sadece adı kaldı yadigâr.

Beş Kardeşler Haziresi

Fatih-Karagümrük’de, Nurettin Tekkesi Sokağı üzerinde yer alan kabristanda, rivayete göre İstanbul’un fethinde şehid düşen isimleri meçhul beş kardeşin kabirleri yer almaktadır. Civar halk tarafından edindiğimiz bilgiye göre bu kabirler vaktiyle Fevzipaşa Caddesi üzerinde yer alan Sağlık Ocağı’nın (Cedid Ali Paşa Medresesi) bulunduğu alanda iken bu mahale nakledilmiştir.

Yedi Emirler Haziresi (Fatih-Malta)

Fatih’de, Malta semtinde, Baş İmam Sokağı’nın üzerinde yer alan ve 1950’li yıllarda onarılan bakımlı hazirede isimlerini Hadikatü’l-Cevami’den öğrendiğimiz diğer bir adı Yedi Buharalılar medfundur. Bazı kaynaklarda  Üçler, Yediler, Yedi Azîzler, Yedi Buhârâlılar, Yedi Buhârîler, Yedi Emîrler, Yedi Kardeşler isimleri ile de anılmışlardır. Bu zatlar İstanbul’un fethine katılmış ve şehid olarak bu mahale defnolunmuşlardır. Cemaleddin Server Revnakoğlu’nun verdiği bilgiye göre Buhara kentinden Konstantiniyye’ye gelen bu yedi zat Nakşibendiyye Tarikatı dervişanındandır. İsimleri şöyledir; Seyyîd Abdurrahmân, Seyyîd Abdülazîz, Seyyîd Abdülgâfûr, Seyyîd Abdürrahîm, Seyyîd Âkil, Seyyîd Câ’fer ve  Seyyîd Hamzâ.Kırklar Sultan

Cemaleddin Server Revnakoğlu bir makalesinde Yedi Emirler hakkında bilgiler verir. Bu bilgilere göre aynı mahalle hem Üçler hem Yedi Emirler denmesinin sebebi önce vefat eden üç Seyyidin erken defnedilmesi, diğer dördünün sonradan vefat ederek Yediler adıyla nam bulmasına dayanır.

Revnakoğlu’na göre Yedi Emirler, Şekerci Han’ın arka sokağında, büyük Karaman Hamamının karşısındaki çevirmede yatıyorlar. Bunlar da Şeyhü’l-Ahrâr’ın mensuplarından… Nakşibendilik’in İstanbul’da ilk temsilcileri… Baba Hayder-i Eyyubî ile birlikte İstanbul’a gelmişler ve gönüllü olarak Fatih’in ordusuna katılmışlar.

Yedi Emirler hakkında anlatılan menkıbelere göre mânevî bir işaret üzerine Buhara’dan kalkıp, Karadeniz kıyılarına gelmişler. Hedef, İstanbul. Asıl vazifeleri Nakşîbendilik’i yaymak ve yaşatmak, diğer maksatları da, Fatih’in hizmetine girip, Fetih ordusuna mânen yardımda bulunmaktır. Postlarını denize atıp “Ya Allah” sayhası ile bu tarafa geçmişler, ordudaki vazifelerini alıp, fethin sonuna kadar Fatih’in ve Akşemseddin’in yanından ayrılmamışlardır. Revnakoğlu’nun bildirdiğine göre Fatih Câmi-i Şerifi içinde, mihrabın sağında, Akşemseddin’e ait olduğu rivayet hâlinde bulunan yeşil tâcı ve asayı, bunlar getirmiştir. Bugün mevcut olmayan ahşap türbeleri, Fatih yangınında yanmıştır. Peygamber neslinden olduğu bilinen bu yedi Seyyidin yakın zamânâ kadar çift sıra, yedi toprak mezarı duruyormuş.

Yedi Emirler Haziresi (Zeytinburnu-Kazlıçeşme)

Zeytinburnu, Kazlıçeşme’de yer alan bu etrafı duvarla çevrili hazirede yedi fetih şehidinin kabri yer almaktadır. Duvardaki kitabenin dışında mezar şahidelerinde her hangi bir yazı yoktur. Dolayısıyla burada yatanların isimleri bilinmemektedir.

Yedi Emirler Haziresi (Fatih-Kocamustafapaşa)

Fatih, Malta ve Kazlıçeşme’deki Yedi Emirler Hazireleri’nin haricinde yine Fatih’de, Kocamustafapaşa semtinde yine isimleri na-malum yedi fetih şehidinin topluca medfun bulunduğu bir hazire vardır. Rivayete göre bu zatlar da Fatih Sultan Mehmed devri askerlerindendir. Hazirede toplam 7 tane mezar bulunmaktadır. Her birinin baş ve ayak taşları mevcuddur. Ayakucu taşlarında şu yazılıdır:

Şehîd

Rûhuna Allah

Rızâsı içün

Fâtiha

Kabakulak Tekkesi HaziresiKabakulak Tekkesi Haziresi

Adı değişik bir tekke daha. Kabakulak, Kadiri Dergahı. Meşhur Karagümrük meydanının hemen iki alt sokağında, bilenler için kolay, bilmeyenler için olay olacabilecek bir adreste. Tahminen kırk kadar Kadiri şeyh ve dervişlerinin sırlanmış olduğu bu mübârek mekanda Kadiriyye yolunun meşhur sufilerinden Şeyh İbrahim Edhem Efendi Hazretlerinin kabr-i şerifi bulunmaktadır.

Kırklar Sultanı

Beykoz’da Dereseki Köyü’ndedir. Mescid ve türbe, Sultan III. Selim Han devri Şeyhülislamlarından Fenarizade Muhyiddin Çelebi tarafından yaptırılmıştır. Daha önceleri normal boyutlara sahip olan türbe bir kadının gördüğü rüya üzerine 9 metreye çıkarılmıştır. Kırklar Sultan, rivayete göre Kadiriyye tarikatının piri Gavs-ı Azam Seyyid Abdülkadir Geylani Hazretlerinin kırk dervişinden birisidir. Ordu ile birlikte İstanbul’a girerken derenin setinde şehid olmuş.

Doğan Pur rahmet dileyerek yazdı

YORUM EKLE