İstanbul’un kapısı çok. Eğrikapı, Edirnekapı, Ahırkapı, Fenerlikapı, Odunkapısı, Çatladıkapı, Kumkapı, Narlıkapı, Yedikulekapı, Belgradkapı, Silivrikapı ve devam eden başka kapılar var bu “Bol Kapılı Şehir”de. Mevcud ve yok olanlarla birlikte sayı 55 civarında olduğu söyleniyor. Çoğu kaybolmuş. Sur içi, sur dışı derken, kendimizi kapının önünde buluyoruz. Yer; Silivrikapısı. Asırları devirmiş tarihî kapının önündeyiz.
Kapıdaki gürz kimin?
Kapıyı etraflıca incelerken, kapının iç duvarına zincirlerle monte edilmiş bir “gürz” dikkatimi çekiyor. Doğal olarak merak ediyorum. İhtifalci Mehmed Ziya Bey merhumun Boğaziçi ve İstanbul kitabında şu bilgiler merakımı gideriyor: “Bu gürz savaş meydanının yiğitlik ve kahramanlık nişanesi olup, yeniçeri askerinin düşmana karşı salladığı bir savaş aracıdır… Bu gürzün İdris isminde bir askere ait olduğu yazılıdır. Kitabesi şöyledir: “Eski Saray baltacılarından Rizeli Pehlivan İdris’in gürzüne nazar edip Fatiha-i Şerife okuyan iman ile gide H.1090 (M.1679)”
Hamdolsun Bağdad feth olundu
Silivrikapısı’ndan çıkınca sağda, girince solda, etrafı çevrili küçük bir kabir bulunmaktadır. Burası Seyyid Mehmed Haydar Dede’nin kabridir. Mezarında da yazdığı gibi, Sultan Dördüncü Murad Han Bağdad’ı fethettiği sırada Silivrikapısı’nın üstünde sakin sakin dururken veya otururken “Bağdad fetholdu” diye feryad ederek kendisini aşağıya bırakmış. Merhum Hattat Mustafa Halim Özyazıcı’nın rik’a hattı ile şunlar yazılmış taşa: “MURADI RABİ GÜNÜNDE/ BAĞDAD FETH OLUNDIĞI SAAT/ DE SİLİVRİ KAPUSI ÜSTÜNDE/ SAKİN İKEN KENDİSİNİ AŞAĞA/ BURAKUB BAĞDAD FETH OLDU/ DEYU HABERİ KERAMETİ ZU-/ HUR EDEN MERHUM SEYYİD/ MEHMED HAYDAR DEDE/ RUHUNA FATİHA/ SENE 1035 (1625)”
Sultan Fatih’in alemdarı Elekli Baba
Kapının önünde Elekli Baba, Elekli Dede, Elekçi Dede, Elekçi Muslih, Elekli Muslihuddîn Dede gibi isimlerle anılan fetih şehidinin mezarı var. Ord.Prof.Dr.Ahmed Süheyl Ünver’e göre eski ahşap türbesi 1925’lerde mum yakılması neticesinde yanmıştır. Kabri yenilenmiştir. Vaktiyle türbesindeki kitabede şunlar yazmaktaymış: “Ebû’l-feth Sultân Mehmed Hân/ Hazretlerinin alemdârlarından Merhûm/ Elekli Muslihüddîn Dede rûhuna el-Fâtiha/857 (1453).” Rivayete göre Elekli Dede, Fatih Sultan Mehmed Han’ın alemdarlarındandır. Diğer bir rivayete göre ise Hazret-i Eba Eyyüb el-Ensari ile gelen mücahidlerden bir zatdır. İstanbul’un fethinde çok başarılar göstermiş, Silivrikapı’ya kadar gelebilmiş ve “Elene elene buraya kadar gelebildik” demiş. Elek gibi olan kalkanından bir ok ile şimdiki medfun bulunduğu mahalde şehid düşmüştür. Kanuni Sultan Süleyman’ın vezirlerinden Hadım İbrahim Paşa’nın yaptırdığı camiye gelen cemaatin, namazdan sonra kale kapısı dışına çıkarak büyüklerden Elekli Dede’nin türbesi önünde hürmet ve tazimde bulundukları söylenir.
Doğan Pur şehrin kılcal damarlarında dolaşmaya devam ediyor