“Mürîd-i râh-ı Hakk’a kıblegâh-ı âşıkandır bu,
Edeple gir gözün aç türbe-i Ümmî Sinan’dır bu.”
Ümmî Sinan Tekkesi, Eyüp Sultan’ın Düğmeciler Mahallesinde Ümmî Sinan Sokağında yer almaktadır. Halvetiyye tarikatının Sinâniyye kolunun kurucusu İbrahim Ümmî Sinan Hazretlerinin (ö. 976/1568) türbesini de ihtiva ettiğinden tekke, Sinâniyye’nin pîr makamı olarak kabul edilmiştir. Tekkenin kurucusu, Ümmî Sinan’ın halifelerinden Nasuh Dede’dir. Türbe kısmı tekkeye Ümmî Sinan’ın vefatının akabinde eklenmiştir. II. Abdülhamid ile bazı devlet ricâli de bu tekkeye mensuptur. Tekkenin içinde Abdülhamid dönemi ricâlinden birine ait tekke ziyareti esnasında dinlendiği ve şeyh ile sohbet ettiği mekân olan paşa odası vardır.
Tekkenin tevhidhâne kısmında hanımlar ve erkekler için ayrılmış mahfiller yer almaktadır. Tevhidhâne kısmındaki mihrapta sakal-ı şerîf hücresi vardır. II. Mahmut tarafından tevhidhâne ve türbenin yenilenmesi esnasında (1826-1839) eklenen hünkâr dairesi ve hünkâr mahfili günümüze ulaşmamıştır. Sadece cümle kapısı ve çeşme orijinal haliyle günümüze ulaşmıştır. Bir onarım esnasında tevhidhâne ve türbenin ahşap tavanlarında bulunan Sultan Mahmut güneşi motifi kaldırılmış, tavanlar beton olarak yenilenmiştir. Aynı onarımda mihrabın içerisinde II. Mahmut dönemine ait çeşitli motifler ortaya çıkarılmıştır. Tekkenin harem ve selamlık kısımları görünüş itibariyle ahşap İstanbul evlerinin özelliklerini sergilemektedir.
Tekkenin içinde yer alan türbenin niyâz penceresinin üstünde günümüze ulaşmamış bir levhada şu beytin yazılı olduğu bilinmektedir:
“Mürîd-i râh-ı Hakk’a kıblegâh-ı âşıkandır bu,
Edeple gir gözün aç türbe-i Ümmî Sinan’dır bu.”
Söz konusu levha günümüze ulaşmamıştır ancak bugün bu beyit Latin harfleri ile niyâz penceresi üzerinde yer almaktadır. Türbede ikisi Nasuh Efendi ile Ümmî Sinan’a ait toplam on iki ahşap sanduka vardır. Pîrin sandukası diğerlerinden daha büyük olup üstü yarım silindir biçimindedir. Sandukanın ahşap parmaklığının köşelerine Sinanî taçları kondurulmuştur.
Cumhuriyet döneminde tekkenin son postnişinlerinden Şeyh Yahya Galip (Kargı) Efendi’nin (ö.1942) ailesinin mülkiyetinde bulunan tekke ikâmetgâh olarak kullanılmıştır. Bu sayede tekkelerin sırlanması ile harap olmaktan kurtulmuştur. 1980 yılında da hayır sahipleri tarafından türbe ve tevhidhâne kısımları tamir ettirilmiştir.
Ümmî Sinan hazretlerinin ilâhileri günümüze kadar ulaşmıştır. En ünlüsü gül ilâhisi diye meşhur olan “Seyrimde bir şehre vardım” adlı ilahisidir.
Kulaklarımızın pası silinsin içün YouTube linkleri:
https://www.youtube.com/watch?v=Ff8UPAkw8HQ
Diğer meşhur ilahisi “Bizi güzel Muhammed’den Ayırma” ilâhisi de Sedat Anar tarafından seslendirilmiştir:
https://www.youtube.com/watch?v=KcDngzAKwfU
Merve Koç