Güvenilir hadisleri ve 'Hadis' diye uydurulan sözleri nasıl anlarız?

Sosyal medyanın herkesin hayatına girmesiyle birlikte özellikle uydurma hadisler konusu, Akif Köten Hoca'nın gündemine aldığı en önemli konulardan biri. Köten, bu konudaki düşüncelerini geçtiğimiz günlerde bir sohbet vesilesiyle aktardı. Ahmet Serin etkinlikten notlarını aktarıyor.

Güvenilir hadisleri ve 'Hadis' diye uydurulan sözleri nasıl anlarız?

İnsanın dünya hayatını mükemmel bir şekilde düzenleyip onu sonsuz mutluluğa eriştirmek iddiasında olan inanç sistemleri, bu iddialarını gerçekleştirmek için iman edenlerinden tam bir bağlılık ister. Bu bağlılık, birçok kötü niyetli insan için bir fırsat demektir bir yandan da. Çünkü insanın kendi hayatını bile gözünü kırpmadan feda edebileceği çok az şeyden biri de inancıdır. İnsan çünkü inancının kendisine buyurduğu şeyleri yaşamak ister. Bu uğurda bedel de öder seve seve. Bu bilinir ve bu bilindiği için de insanın inancına olan bağlılığı art niyetli kişiler tarafından kendi isteklerine uygun biçimde kullanılmak istenir.

Tarih bunun örnekleriyle doludur. Bizim tarihimizde de bunun birçok örneği vardır. 15 Temmuz ahlaksız darbe girişimini gerçekleştirenlerin inançlarıyla ve önderleriyle ilgili anlattıkları buna çok iyi örnektir.

Kişilere cephe alıp onları zorlamak yerine inandıkları değerler üzerinden ikna edip kullanmak, kötü niyetliler için her zaman yeğlenen bir yöntem olmuştur ve muhtemeldir ki olmaya da devam edecektir. Diğer insanları ikna etmek isteyen bu kişiler kutsal kitapları tahrif etmek dâhil her şeyi yapmışlardır tarih boyunca. Yapmaya devam edecekleri de öngörülebilir bir şeydir.

Uydurma hadislerle İslam’a zarar vermek

İslam da bundan uzak kalmamıştır yazık ki. Çoğu kötü niyetli, çok azı da iyi niyetli birçok insan, dinde olmayan şeyleri dinde varmış gibi göstererek insanları kandırmışlardır. İslam söz konusu olduğunda bu iş en çok hadisler üzerinden olmuştur.

Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Akif Köten, bu konuyu yakından izleyip insanları uyarmayı kendine görev bilen bir mümin. Sosyal medyanın herkesin hayatına girmesiyle birlikte, özellikle uydurma hadisler konusu, Akif Köten Hocanın gündemine aldığı en önemli konulardan biri. Sosyal medyanın inançlı insanlara nasıl bir tuzak hazırladığı konusundaki düşüncelerini paylaştı Akif Köten Hoca.

Hadis nedir, sünnet nedir?

Öncelikle kavramlar üzerinde duran Akif Köten Hoca, hadis ve sünnet konusunu, “Hadis ve sünnet eş anlamlıdır. Anlamı ise Peygamberimizin söylediği söz, uyguladığı davranış veya onayladığı işler demektir. Peygamberler hak üzere olmak zorundadırlar ve bu yüzden de gördükleri bir yanlışı düzeltmekle yükümlüdürler. Bu yüzden onların görüp de düzeltmediği şeyler de onaylanmış anlamına gelip sünnet çerçevesi içinde değerlendirilir ve buna fiili sünnet denir literatürde.” sözleriyle bir çerçeveye oturttu.

Uydurma hadis ifadesi de sorunludur

Daha sonra konuşmasına hadisler üzerinden devam eden Akif Köten Hoca, bu konuda şöyle dedi: “Uydurma hadis ifadesi de yanlıştır aslında. Çünkü böyle dendiğinde hadislerin bir kısmının uydurulmuş olduğu gibi bir algı oluşuyor. Onun yerine ‘Hadis yerine uydurulmuş söz’ demek daha doğrudur.”

Uydurma sözlerin kısa tarihi

Akif Köten Hoca, İslam’ın samimi olarak yaşandığı dönemlerde hadis uydurmacılığının başlamadığını, uydurmacılığın İslam’ın 40.-50. yıllarında başladığını ise “Hz. Peygamber zamanında uydurma söz yoktu. Hz. Osman’ın şehadetinden sonra, özellikle siyasi saiklerle Peygamberimize atfen söz uydurmaları başlamıştır. Kadim İslam âlimleri bu konuda ‘Hadis uydurmaları Şia ile başladı.’ derler.” cümleleriyle açıkladı.

Güvenilir hadisi nasıl anlarız?

“Bazıları ‘Uydurma hadisler o kadar çoğaldı ki artık doğruyla yanlış birbirine karıştı. Bu yüzden tüm hadisler şüphelidir.’ der. Bu yaklaşım da yanlıştır. Çünkü zaten belli bir zamana kadar uydurmacılık denen bir şey yoktu. Uydurmacılık başladığı anda da İslam âlimleri çok sağlam bir şekilde buna karşı tedbir aldı.” diyerek sözlerine devam eden Akif Köten Hoca, alınan tedbirleri de şöyle açıkladı:

“Uydurmacılık başladıktan sonra âlimler hadislerin doğruluğunu anlamak için isnad sistemi geliştirdi. Bu sistem, hadisi nakledenlerin bu hadisi kimlerden duydukları ile duyulan ve nakleden kişilerin güvenilir olup olmadıklarıyla ilgili bir sistemdir. Bu sisteme göre sahih hadisin beş özelliği olur: 1. Nakleden raviden başlayıp Hz. Peygambere kadar güvenilir bir ravi silsilesi olmalıdır, 2. Ravi zincirinde yer alan isimlerin hepsinin samimi, güvenilir ve doğru Müslüman olmaları gerekmektedir, 3. Raviler herhangi bir hastalıktan dolayı unutkanlık, dengesizlik vb durumlarında olmamalıdır, 4. Hadisler Kur’an ve sünnetin anlam ve ruhuna aykırılık içermemelidir, 5. Hadisin metninde bir kusur olmamalı, söz diziminde bir karışıklık olmamalıdır. Bu beş özelliği birden taşıyan hadislere, sahih hadis deriz.”

Güzel sözlerle başımız belada

Uyarıcı bir ders mahiyetinde devam eden sohbette Akif Köten Hoca, müminlerin hataya düştüğü bir hususun da güzel ve etkileyici sözlerle ilgili olduğunu söyledi. Bu durumlarda müminlerin çok dikkatli olması gerektiğini söyleyen Akif Köten Hoca şunları söyledi: “Uydurma sözler bazen güzel ve anlamlı olurlar ve insanlar da rahatlıkla bunlara hadis gözüyle bakar. Oysa bu bakış yanlış ve tehlikelidir. Bir sözün güzel ve anlamlı olması, o sözün hadis olması için yeterli değildir. Unutulmamalı ki bir sözün hadis olup olmaması, onun Peygamberimiz tarafından söylenmesi veya davranışıyla onaylamasıyla mümkündür. Bunun dışında güzel olsa, İslam’ın ruhuna uygun olsa bile hiçbir söz hadis değildir. Bu konu ayrıca önemlidir. İşin içinde Peygamberimizin olmadığı zaman hiçbir söze hadis denemez. Çünkü Peygamberimiz Allah tarafından gözetilen biridir ve o, hakkı tebliğ için vardır. Hakkı tebliğ noktasında yanlış yapmayacağı kesindir. O yüzden güzel sözlere hadis deme kolaycılığından mutlaka kaçınıp o sözün isnadını araştırmalıyız.”

Hadis uyduranın cezası nedir?

Peygamberimizin büyük bir öngörüyle söylediği “Kim benim ağzımdan çıkmayan bir sözü bana isnad ederek söylerse cehennemde yerini hazırlasın.” hadisinin müminler için yeterince uyarıcı olduğunu söyleyen Akif Köten Hoca, konuşmasına şöyle devam etti: “İslam tarihine baktığımız zaman hadis uydurmacılarının idam edildiklerini görürüz. Şuna dikkat etmek gerek: Kişinin idamının sebebi onun zındıklığı değildir, hadis uydurmuş olmasıdır. Hadis uydurmanın cezai karşılığı idamdır. Bu yüzden tüm müminler bu konuda çok hassas olmalıdır. İnsanlar bazen çıkar için, bazen siyaset için, bazen mezhebî kaygılarla bazen de iyi niyetle hadis uydurur. Hadisi uyduran kim olursa olsun sonuç değişmez. Hepsinin cezası aynıdır.

Hadis uyduruculara baktığımızda, özellikle zındıkların hadis uydurduklarını görüyoruz. Müslüman olmadıkları halde Müslüman görünen zındıklar, Müslümanlara zarar vermek için hadis uydururlar. Bir diğer hadis uydurucu grup ise vaizler ve kıssacılardır. İlgi çekip daha çok bahşiş almak amacıyla Kur’an-ı Kerim’de ve hadislerde geçmeyen kıssaları anlatan kıssacılarla dinleyicileri etkilemek için hadis uyduran vaizler de vardır. Bunlar çok dikkatli olmalı, kendilerini nelerin beklediğini bilmelidirler. Bazı cahil Müslümanlar da iyi niyetle hadis uydurmaktadır. Mesela çok yaygın olan ve surelerin faziletlerini anlatan bir hadis vardır. Bu hadisi uyduran kişiye bu hadisi uydurma sebebi sorulduğunda ‘Kur’an’dan uzaklaşan Müslümanların dikkatini tekrar Kur’an’a çekmek için uydurdum.’ demiştir. Bu ve bunun gibi uydurmalar karşısında müminler çok dikkatli olmalıdır. Zahid ama cahil Müslümanların bu şekilde uydurdukları hadisler, başka uydurmalardan daha fazla dine zarar vermektedir. Çünkü zahitçe bir hayat yaşayan kişinin inandırıcılığı çoktur ve insanlar ona hemen inanır.”

Uydurma hadisleri nasıl anlarız?

Akif Köten Hoca, bir hadisin uydurma olup olmadığını anlamak için bazı standart şeylere bakmanın yararlı olacağını söyledikten sonra bu standartları ayrıntılı bir şekilde açıkladı: “Yapılan iş ile orantısız günah veya sevap öneren hadisler uydurmadır. Yine, adrese teslim hadisler de uydurmadır. Bunlar özellikle mezheplerle ve mehdilik iddiasında bulunanlarla ilgilidir. Bu uydurmalarda, anlatılan şeylere bakıldığında sözün ya bir topluluğu ya da bir kişiyi doğrudan gösterdiği görülmektedir. Bu sözlere karşı dikkatli olunmalıdır. Yine yapılan basit bir fiilin insanı sonsuza kadar cehennemlik yapacağı veya yine basit bir fiilin insanı hemen cennete götüreceği şeklindeki sözler de böyledir. Belirli günlerle ilgili ibadetleri anlatan sözlerin çoğu da uydurmadır. Bu konuda Peygamberimizin birkaç hadisi varken şu an bu konuyla ilgili dolaşımda olan hadisler bir külliyat oluşturmaktadır ki çoğu uydurmadır. Unutulmamalıdır ki belli günlere, belli gecelere özgü ibadet şekilleri yoktur. Bunu söyleyen sözlere dikkatle yaklaşmalı ve hemen sahih kaynaklara bakılmalıdır. Zındıkların Müslümanları dünyadan uzak tutmak için söyledikleri sözler de uydurmadır. Yine belli olayların belli tarihlerde olacağını söyleyen sözler yanında, bir ırkın diğer ırktan üstün olduğunu söyleyen sözler de uydurmadır. Unutulmamalıdır ki bir kişiyi, bir ırkı, bir mezhebi vb tarif eden adrese teslim hadis diye bir şey yoktur.”

Sahih hadisler gerçekten sahih mi?

Bu konuda Müslüman âlimlerin çok ciddi çalışmalar yaparak hadis konusunda ciddi bir tasnife gittiklerini söyleyen Akif Köten Hoca, konuyla ilgili şu sözleri söyleyerek sohbetini bitirdi: “Hadislerin senetleriyle tasnifi hicri 50. yıldan 5. asra kadar devam etti. Sahih hadisler senetleriyle birlikte tasnif edildi. Hadis ravileri, bu ravilerin özellikleri, hayat hikâyeleri vb. hakkında yeterli ve ayrıntılı külliyatlar ortaya çıktı. Yani hadislerle ilgili tüm çalışmalar hicri beşinci asra kadar yapıldı ve bitirildi. Bu da Müslümanlar için bir ölçüdür. Bu tarihten sonra tasnif edilen hadisler varsa bunlar da uydurma sözlerdir çünkü bu konuda nokta konan tarih ve oluşturulan külliyat net olarak bellidir. Gerçekten samimi olup dinini güzel bir şekilde yaşamak isteyen Müslümanlar biraz zahmete girerek bunları öğrenebilir. Günümüzde her eve girmiş olan sosyal medya, uydurma hadis kaynıyor. Üstelik de bu hadislere kaynak da gösteriyorlar ama Müslümanlar bilsin ki bunların çoğu uydurmadır. Bunları araştırmadan yayılmasına yardım etmek de vebaldir. Yapılması gereken en doğru şey, sosyal medyadan uzak durmaktır. Bu yapılmıyorsa eğer, her an bir yanlışa düşüp vebale girme tehlikesi vardır.”

Ahmet Serin

YORUM EKLE