Knut Hamsun'un (1859-1952) 1890’da yayınlanan Açlık romanı yazara 1920 yılında Nobel edebiyat ödülünü kazandı. Açlık Norveçli yazarın biyografisi gibidir. Ünlü bir yazar olma sevdasıyla Kristiania’ya (Oslo) gelen genç bir yazarın açlık ve sefaletle mücadelesini işler roman. Yaşadığı sefaletin boyutları ve katlanmak zorunda kaldığı açlığın şiddeti öyle korkunçtur ki, bunun fiziksel ve ruhsal etkileri çok sarsıcıdır. Yazdığı yazılardan kazandığı parayla geçinen genç yazar derme çatma pansiyonlarda yaşar. İşler yolunda gitmediğinde parklardaki banklarda uyumak zorunda kalır. Sahip olduğu eşyaları teker teker satar. Hatta kitaplarını da…
Türkçeye Behçet Necatigil tarafından çevrilen roman en çok okunan dünya klasiklerinden arasında yer alır. Kitaptan derlediğimiz 10 alıntı:
1. ‘’Sonbahar gelmişti: her şeyin renk değiştirip öleceği nazlı, serin mevsim. Sokaklarda başlamış gürültü beni dışarıya çağırıyordu: Attığım her adımda taban tahtaları esneyen bu boş oda, ıslak ve korkulu bir tabuttu sanki.’’
2. ‘’İnsan deli olmasa bile, biraz duyarlı bir kalbe sahip olabilir pekala.’’
3. ‘’Sokaklarda sürtmeye devam ettim. Her şeye kayıtsız, avare yürüyor, bir sokak başında sebepsiz duruyor, hiç işim olmayan bir yan sokağa sapıyordum. Her şeyi oluruna, kendimi şen sabaha bırakıyor, mutlu insanlar içinde ben de kaygısız, öne arkaya sallanıyordum. Bulutsuz, berraktı gökyüzü; benim de gönlüm gölgesiz.’’
4. ‘’Belki de hemen bugün, gelecekteki suçlar yahut irade özgürlüğü üzerine bir makale, okumaya değer bir şey yazar, hiç değilse on kron alabilirdim. Böyle bir makale düşüncesi, birdenbire, derhal başlamak, dolu beynimi sağmak tutkusuyla doldurdu içimi.’’
5. ‘’Belli belirsiz bir duygu, bana şu kaldırım taşları üzerinde yürüyen, sinip küçülen kimsenin ben olmadığımı söylüyordu.’’
6. ‘’İnzivamın olanca tadını en iyi böyle çıkarıyordum. Gönlümde tek bulut yoktu, tek rahatsızlık duygusu, düşüncelerimin eriştiği ölçüde, gerçekleşmemiş tek arzu ya da heves yoktu. Gözlerim açık yatıyor, benliğimden sıyrılmış bir halde kendimden uzaklarda olmanın sefasını sürüyordum.’’
7. ‘’Bir zaman yattığım yerden karanlığı; kavrayamadığım, uçsuz bucaksız ve kalın karanlık kitlesini seyrettim. Aklıma sığdıramıyordum karanlığı. Bütün ölçülerin üstünde bir karanlıktı bu: yakınlığı altında eziliyordum.’’
8. ‘’Deliliğim bir güçsüzlük, bir bitkinlik sayıklamasıydı, fakat bilinçsiz değil.’’
9. ‘’Ölecektim işte; sonbahardı, her şey kış uykusuna gömülüyordu.’’
10. ‘’Güçbela birkaç kısa cümle yazabildim; sırf ilerleyebilmek için çekiş döğüş zorla ele geçirebildiğim bir düzine çaresiz sözcük!