Ramazan ayının gelmesi ile manevi bir atmosfer aldı şehrimizi. Her ne kadar “Ah nerede o eski Ramazanlar” diye feveran etsek de bu Osmanlı şehrinde on bir ayın sultanının ruhuna uygun güzel işler yapan güzel insanlar halen mevcut. Bu mevcudiyet de bizlere o eski Ramazan güzelliklerini yaşatıyor şükürler olsun. Bursa’da yardıma ihtiyaç duyan herkesin elini tutmayı, yarasına merhem olmayı kendisine düstûr edinmiş hayır kurumları fazlaca var şükürler olsun. Muhtaç ailelere senenin her günü hizmet götüren bu güzel kurumlar, Ramazan münasebeti ile daha da bir hareketleniyor. On bir ayın sultanı Ramazan-ı şerifin bizlere kazandırması gereken en önemli vasıflarından birisi olan “muhtaçları anlamak ve şükretmek noktasında neler yapılabilir” sorusuna güzel bir cevap teşkil ediyor bu kurumlar. Ekmeğini aşını paylaşmak için en güzel aracı konumundalar.
Sultan Çelebi Mehmed tarafından Yeşil semtinde inşa edilen, yoksulların ve özellikle de medrese talebelerinin yemek ihtiyacını karşılayan eski imarethane, şimdilerde de aslına uygun aşevi olarak hizmet veriyor. Yeşil Türbe’nin hemen yanı başında Arnavut kaldırımından müteşekkil yol boyunca uzanan bu imarethane aslına uygun olarak restore ediliyor ve muhtaçlar için bir kapı olması için hizmete açılıyor. Bursa’nın gönüllülük esasına dayalı olarak çalışan ve şehir insanı için sosyal, kültürel ve yardımlaşma noktalarında büyük hizmetleri olan Somuncu Baba Vakfı’na belediye tarafından bu güzel hizmetin devamı için imarethane hasrediliyor. İmarethanede senenin her günü tespit edilen ihtiyaç sahibi ailelere sıcak yemek yardımı yapılıyor. Ayrıca kıyafet, gıda, eşya akla gelebilecek her türlü yardım malzemesi gönüllü vakıf çalışanlarınca muhtaçlarla buluşuyor. Özellikle muhacir konumunda olan Suriyeli ailelere Asr-ı Saadet dönemindeki ensarca bir duruş sergiliyorlar.
Tarihi sokakta yol boyunca uzanan iftar sofraları
Tahsis edilen Yeşil İmareti Aşevi’nde her sene Ramazan ayı münasebeti ile iftarlar düzenleniyor. İhtiyaç sahibi, öğrenci, yolda kalıp evine yetişememiş ya da Ramazan’ın birlik ruhunu yaşamak isteyen herkese bu sofralarda yer açılıyor. Tarihi sokakta ilk dikkati çeken yol boyunu kaplayan ve uzanan iftar sofraları oluyor. İftar vaktinin yaklaşması ile birlikte tatlı bir telaş sarıyor aşevi çalışanlarını. Tabldotlara bir yandan çorbalar koyuluyor bir yandan sıcak yemekler. Sırada bekleyen herkesin iftar sevincine ortak olmak için gösterilen muazzam bir çaba. Yüzler yardımlaşmanın verdiği haz ile gülüyor. Hiç bir taşkınlık, kırıcı tavır gösterilmeye fırsat dâhi yok burada. Sırada bekleyip eline yemeğini alan, diğer kardeşine uzatıyor. Tam bir yardımlaşma ve dayanışma bilinci hakim. Masalar halihazırda beklerken, sular, hurmalar önlerinde bekleyen; oruç tutup sıhhat bulmak isteyen yüzlerce kişi ezanın okunmasını bekliyor.
Bu güzel manzara karşısında insanın şükredip sadece o atmosfere dâhil olası geliyor. Ezan vakti eller hep birlikte dua için kalkıyor. Az sonra hemen yanı başında Bursa’nın simgelerinden Yeşil Camii’nden, Tophane’den atılan topun sesi eşiğinde ezan sesleri yükseliyor. Herkes iftar etmenin verdiği sevinç ile oruçlarını açıyor. Tarih kokan bu güzide mekânda, bir yanda Yeşil Camii öte yanda Yeşil Türbe seyirli iftar etmek ve o havaya dâhil olmak çok güzel duygular bırakıyor insanda.
Bursa’nın manevi atmosferine katkı
Öğreniyoruz ki Somuncu Baba Vakfı şehrin 3 noktasında bu güzel hizmetlerini devam ettiriyor. Eski Bursa olarak nitelendirilen Tophane yakınlarındaki Eskici Mehmed Dede Efendi Aşevi’nde ve Üftade Tekkesi Aşevi’nde her gün iftar sofraları kuruyorlar. Günlük 2000-3000 civarı kişiyi iftar ettiriyorlar. Hizmetleri aşevlerinde sadece iftar vermekle sınırlı kalmıyor. Kurulan sofralara gelemeyenlere de bilfiil yemekler götürülüyor. Öyle ki iftarını eden ihtiyaç sahibi aileleri evlerine giderken yanlarında yemek kapları ile uğurluyorlar. Bu güzel hizmetleri ile Bursa’nın manevi atmosferine çok büyük bir katkı sağladıkları ortada.
İsmi ile müsemma Somuncu Baba Vakfı’nın bir güzel hizmetinden daha bahsetmeden geçmek olmaz. Kestel ilçesinde kurulu olan ekmek fırınında her gün pişirilen ekmekler şehirdeki ihtiyaç sahibi ailelerin sofralarına katık oluyor. Bu güzel işleri ile adını aldıkları Somuncu Baba’nın başlattığı sadaka-ı cariyeyi de bir nevi devam ettiriyorlar. Hayır işine gönül veren yüzlerce güzel yürekli insan hem madden hem manen emeklerini ortaya koyuyor. Sayılarının artması temennisi ile…
Rumeysa Kocamaz Akgün