Zeynep Türkoğlu’nun sunumuyla 3 Ocak Salı akşamı gerçekleşen programda “Tıbba İman Çağı” kitabı ekseninde konuşuldu. Gümüşhane Üniversitesi öğretim üyesi olan Sertaç Timur Demir’le yapılan söyleşinin konuları arasında sağlığa bakışımız, değişen beden-ruh algımız, modern tıp ve alternatif tıp kavramları yer aldı.
İNCE İNSAN OLMAK YERİNE FİT OLMA MESELESİNİN ÖNE ÇIKTIĞINI GÖZLEMLEDİM
Söyleşinin başında “Tıbba İman Çağı” kitabının yazılış hikâyesinden bahseden Sertaç Timur Demir şunları söyledi: “Her çağın kendi insanını kuşatan farklı özellikleri var. Yani biz belki 17. yüzyılda yaşasaydık iktidarlar denen şey belki bizi sınırlandıran, cezalandıran, kısıtlayan bir şey olacaktı. Ama benim gözlemim şu oldu; çağdaş insan, modern insan tutsağı olduğu şeylere bir şekilde kendi eliyle düşen, kendi bağlarıyla gelen ve haz üzerine kurulu, tercih üzerine kurulu bir yapıdaydı. Ve baktım, bu insan için çok merkezî unsur ne, yani bu insanın gündemi ne, modern insanın benim de bir parçası olduğum dünyanın? Beden konusu biraz öne çıktı. Bir zamanlar ruhun emanetçisi ya da insanın emanetçisi olan, bir taşıyıcıdan ibaret olan bedenin bugün gitgide insanların daha fazla kimliklerini biçimlendirdiğini, merkeze aldıklarını, bunun uğrunda yaşadıklarını ve iyi insan olmak ya da ince insan olmak yerine fit olma meselesinin öne çıktığını gözlemledim. Kendim de bunun bir şekilde muhatabı oldum. Ve dedim ki öyleyse bugün beden sadece bir emanet olmanın ötesine çıktı ve kapitalist kültürün de üzerinde en fazla durduğu, tabiri caizse stratejilerini üzerine en fazla yürüttüğü, merkeze alarak yürüttüğü ve bütün söylemlerini bir şekilde oraya odakladığı bir unsur olarak bedeni buldum.”
EN DERİN SEBEBİ ÖLÜMLÜLÜK, FANİLİK KORKUSU
Sertaç Timur Demir, “Sağlıklı olmayı olumsuzlayan bir duruşumuz yok. Burada tıbba dönük eleştirinin kendisi de iyileştirici, tedavi edici bir vesile varlığı olarak tıbbın kendisine eleştiri değil. Kendisini mutlaklaştıran, bir şekilde yaşamın mutlak belirleyicisi olarak kendini konumlandıran, bir tür tanrısal bir tepeden bakışla, elitist tavırla, ‘şöyle yaşayacaksın’ diye net formülasyonlar belirleyen, bu formülasyonlar dışındaki her tür eylemi dogmatik bir yaklaşımla ötekileştiren tıp, modern tıp eleştirisi dediğim bu. Sağlığın kendisini de talep etmek problemli değil ama sağlıklılığı istememizin düşünsel arka planında özü itibariyle, bu sadece sağlıklılığı istemekle değil yaşlılığı istemememizin de, acıdan kaçınmamızın da, yani yüzümüzdeki en ufak bir göz altındaki kırışıklığa tahammül edemeyişimizin de ardında en derin sebebi olarak ölümlülük, fanilik korkusu olduğunu söyleyebiliriz.” sözleriyle kitabın temel meselesi olan tıp eleştirisini de açıkladı.
SERTAÇ TİMUR DEMİR KİMDİR?
1982 Erzurum doğumludur. Lisans eğitimini Anadolu Üniversitesi İletişim Bilimleri Fakültesi’nde İletişim ve Sinema-Televizyon bölümleriyle tamamlamış; bu süre zarfında bir yıl kadar Avusturya’da, Alpen-Adria Klagenfurt Üniversitesi’nde İletişim Çalışmaları alanında misafir öğrenci olarak bulunmuştur. Daha sonra devlet bursuyla gittiği Lancaster Üniversitesi’nde Medya ve Kültürel Çalışmalar alanında yüksek lisans ve sosyoloji alanında doktora derecelerini almıştır. Gümüşhane Üniversitesi’nde Radyo, Televizyon ve Sinema bölümünde akademik hayatını sürdürmektedir. Demir, evli ve iki çocuk babasıdır.