Haziranlar gelip geçiyor. Yapış yapış sıcakların, bunaltan yalnızlıkların, örselenmiş umutların arkasından birden boşalan eleğimsağmalar gibi. Bungun sancılar içinde bunalan gökyüzünün aniden sicim gibi arıtan yağmurları boşaltması gibi. Sarı sıcak günlerde yalnızlığın ve acının en görkemli anlarına sinmiş derin yaraların kanayarak sessizce akması gibi…
Şairin ölüm haberinin dünyaya aniden yayılması… Güvercinlerin birden havalanması, göçmen kuşların yönlerini topyekûn değiştirmesi, masum çocukların nemlenen gözlerinin, derin haykırışlarının aniden boşalması gibi geliyor şairin ölüm haberi…
Unutulmuşluklar, tekrar tekrar okuduğum son zamanlarda yanımdan ayırmadığım kitaplardan. Uzun zamandır yazmayı düşünüyordum, yüce gönüllü şairin ölüm yıldönümüne dua niyetine yazılası varmış meğerki… Yazının da kaderi vardır, kelimeler düğüm düğüm yüreğimden boşalmayı bekleyen yağmurlar gibi, bungun ağrılar gibi beklerken dua niyetine Unutulmuşluklar’ı okuyorum sehere doğru… Sıcağı sıcağına dokunuyor satırlar yüreğime. Şairin yüreğinden öylece akarken, yazmak, anmak, yâd etmek üzere sehere doğru tekrar okumalar yapıyorum.
Maraş’ın mümbit topraklarında, Ahır Dağı’na yaslı evlerden bir evde ikiz kardeşi Usta Öykücü Rasim Özdenören’le aynı zamanda dünyaya gözünü açmış, Munzur Çayı’nın suyunu yudumlamış ince yürekli bir şair: Alaeddin Özdenören. Yoksulluğu ama o denli de bereketi kuşanmış toprak yollarında yürümüş kadim şehrin. Munzur Çayı’nın çılgın sularına çocuk bedenini bırakırken yine geceleri bir ninni gibi yüreğini büyüten suların akışına bırakmış rüyalarını. Suyun, toprağın ve dahi ağaçların, kuşların masalsı ikliminden bir öykücü, bir şair kadim dualar gibi akıtmışlar çocuk yüreklerine kahraman şehrin hikâyesini…
Rasim Özdenören yıllar sonra kardeşinin arkasından: “Büyük bir nesir ustası… Bizi bilenler bilir ki, bu cümleler, o benim kardeşimdir diye söylenmiyor. Onun iyi bir şair, büyük bir nesir ustası olduğunu bildiğim için söylüyorum… Acı, kızgın bir yalnızlık içinde geçti ömrü… Çoğu kez, kendi uzlet köşesinden uzun, çok uzun süren dönemler çıkmadı… Hayatı neredeyse bir talihsizlikler mahşeriydi…” diye bahsedecektir.