Yunus Emre, dilimizin ve edebiyatımızın ana kaynaklarının başında gelir. Bu sebeple de hemen her dönem halk arasında bir ozan ve âşık sıfatıyla dillerden/gönüllerden eksik olmamıştır. Her biri atasözü haline gelen mısraları halkın gündelik dilinde sağlam bir yer edinmiştir. Son yüz yıldır bu ilgi ve alaka daha akademik bir düzeyde ele alınmaya başlandı. Cumhuriyetin kuruluşunun ilk yıllarından itibaren yapılan Yunus Emre çalışmaları farklı amaçlara matuf olarak gerçekleştirildi. Yeni alfabe ve dilde sadeleştirme çalışmalarının bu yönelişi tetiklediğinde şüphe yok. Henüz Milli edebiyat döneminde başlayan bu ilgi 1950’li yıllarda zirveye çıkmıştır.