Asırlarca, neredeyse insanlık tarihinin önemli bir bölümüne sahne olmuş ve üzerindeki zamanın tozunu, toprağını geçirdiği dönüşümlerle ara ara silkelemiş olan Tekfur Sarayı, küllerinden doğan Zümrüd-ü Anka misali bugün, bütün heybetiyle karşımızda yükseliyor.