Normal de zamana bağlı bir şeymiş. Şimdi anlıyoruz. Eskiden daha fazla etkilendiğimiz olayları şimdi giderek normal karşılıyoruz. Bu bize insanın nelere tahammül edebileceği konusunda fikir veriyor.
Korona sürecinde yaşadığımız kayıplar olağan bir hale geldi sanki. Çevremizde nice dostumuzun şaşkınlık ifade eden sözler arasında bu dünyadan geçip gittiğine şahit oluyoruz. Ne yazık ki gidip cenaze merasimlerine katılmamız bile mümkün olmuyor. Bu nasıl bir iştir? Eskiden sadece siyasi anlamda sakıncalı olan kişilerde görülen manzaralara bugün gözle görülmeyen bir virüs yol açıyor. 65 yaş üstü bir arkadaşın telefonda ilginç bir yorumu oldu: Çember daralıyor! Aslında asıl problem gaflet içinde o çemberi görememektir.
Komşumuz durumunda olan Prof. Bilal Eryılmaz hocayı en son bir namaz çıkışında görmüştüm. Cami avlusunda mesafeli durarak biraz sohbet etmiştik. Komşu olmamız nedeniyle daha sık bir araya gelelim demiştik. “Hele şu pandemi dönemi geçsin”. Derken bir gün haberi geldi. İlahiyat Fakültesi Camii’nde bir Cuma namazı sonrası yeşil bir kamyonette, yeşil örtülü, uzun bir sandukadaydı. Arabanın yanında bekleyen ailesine başsağlığı dileyerek geçtik. Nice yıllar üniversitelerde hizmet etmiş, ağırbaşlı, efendi, kişilikli bir akademisyen, bir aydın, iyi bir Müslümandı. Allah rahmet eylesin.