Yaşadığımız büyük felaket sadece depremden etkilenen on vilayetimiz için değil, büyük deprem riski barındıran diğer illerimizle ilgili de tedbirler alınmasını gerektiriyor. Tabi olarak birinci sırada İstanbul düşünülecek.
Fiziki çevre hayat kalitemizi belirleyen en önemli faktörlerden birisi. Bugün çalıştığımız işyerleri, yaşadığımız konutlar, sosyal alanlarımız olumsuz koşullara sahip. Büyük şehirlerde yaşayanların her gün evden işe gidip gelmelerinin maliyetini düşünelim. Zaman kaybı, stres, hava kirliliği... Sadece arabalara ve yakıtlara harcanan parayla belki yeni bir İstanbul kurulabilir. Bu nedenle Atabolu şehri benzeri temel değer ve kültür boyutları olabilecek rasyonel bir şehir kurulması oldukça makul görünüyor.
Bu şehir bakir topraklarda kurulacağı için arsa maliyeti düşük olabilir ve vatandaşlar için de ucuz konut imkânı yaratılabilir. Böyle bir şehir zaman içinde büyük değer kazanacaktır. Bu şehir için büyük yapı firmalarının teklifleri değerlendirilebilir, maliyetin önemli bir kısmı özel sektör kaynaklarından karşılanabilir. Yeni şehrin özel sektör için cazip bir yer haline getirilmesi çok zor olmayabilir. Devletin kararlılığını göstermesi projenin başarısını belirler. Üniversiteler, sağlık merkezleri gibi çekim unsurlarının yanı sıra çeşitli turizm temaları ve vergi indirim araçlarına başvurulabilir.