Arkadaşlarımızdan, tanıdıklardan, akrabalarımızdan gördüğümüz, gözlemlediğimiz ve duyduğumuz kadarıyla insanların sahurla ilişkileri birbirinden epey farklı. Nasıl mı? Efendim şöyle kabataslak bir kategorize etsek herhalde kusur etmiş olmayız:
Sahura hiç sektirmeden kalkanlar
İlk sıraya düzenli olarak ve bir gece bile sektirmeden sahura kalkanları yerleştirelim. Hem Sünnet-i Seniyye’ye ittiba etmiş oluyorlar böyle yapmakla. Hem de o günün orucu için güç ve kuvvet toplamış oluyorlar. Tabi bunların içinde ‘aman hiç acıkmayalım, susamayalım’ diye düşünerek dozu kaçırıp karnını davul gibi şişirenler de vardır çok büyük ihtimalle. Bu tedbirin hem dinen hem tıbben pek sağlıklı olmadığını en azından gelecek sahurlar için hatırlatmış olalım.
'Eyvah sahura kalkamadım, sırat köprüsünden geçeceğim'
İkinci sıraya arasıra da olsa sahura kalkamayanları koyabiliriz. Bunların içinde özellikle bünyesi zayıf olanlar veya açlığa dayanıksız olanlar vardır. İşte bunlardan bir kısmı gün boyu ya içinden yahut da bunu söze dökerek hayıflanıp dururlar. O gün onlara öyle uzun gelir ki kendilerini sırat köprüsünden geçiyor sanırlar.
Sahura kalkmıyor ama aslan gibi oruç tutuyor!
Oruç tutanlardan bir kısım müslümanlar da bazı geceler sahura kalkıp Allah’ın nimetlerinden nimetlenirler. Sahura kalkamamayı çok da sorun etmezler. Oruçlarını güzelce ve sessizce tutarlar.
Bir de hiç sahura kalkmadan oruç tutanlar vardır ki insan bunların sabrına ve dayanıklılığına şaşırıp kalır. Nerdeyse Ramazan ayı dışındaki günleri gibi dinç ve hareketli yaşarlar bu oruçlu günleri de. Allah nazarlardan korusun bu kardeşlerimizi!
Ramazan'da en fazla sevabı kimler kazanıyor?
Efendim bir de hem açlığa ve susuzluğa çok zor dayanabilen ama buna rağmen uykunun güzelliğine mağlup olup sahura kalkamayan müslimler de vardır. Ki onların hali yürek dağlayıcıdır. Yani elinizde olsa onlara dayanıklılığınızdan ve gücünüzden biraz verirsiniz. Galiba Ramazan’da en çok sevabı bu kişiler kazanıyor olmalı.
Hassas ebeveylerin sevgisi sahurda nasıl olur?
Tabi her oruç tutanın sahura kalkmasının zorunlu olmadığını bildiğimiz halde zorla sahura kaldırılan şanslı kişiler de yok değil. Mesela, yaşı epey ilerlemiş olduğu halde henüz evlenemeyip baba evinde ikamet eden delikanlılar ve kızlar için sahura kalkmak vacip hale gelebilir. Aşırı sevginin tezahürü diyebiliriz bu uygulamaya. Aman benim çocuğumun bünyesi zayıf, dayanamaz. Süzülür de bir yerlerde yıkılayazar diye düşünür hassas ebeveynler.
Uyurken sahur yapanlar!!!
Başka ilginçlikler de var bu konuda. Örneğin adam uyumayı seviyor. Ama yemek yemeyi de seviyor. Bu durumda uyuyarak, nerdeyse gözlerini hiç açmadan gelip sofrada yemeğini yiyor ve sonra doğrudan yatağına gidiyor. Zannediyorum yurtlarda veya öğrenci evlerinde kalanların bir kısmı böyle enteresan sahnelerle karşılaşmışlardır.
Kimler sahura kadar ayakta?
Elbette sizlerin de ekleyeceği tipler, tarzlar vardır bu anlattıklarımıza. Biz artık sözün sonuna ve ayrıca da Ramazan’ın sonuna yaklaştık. Efendim bendeniz de bunları sahur vaktinden evvel yazıyorum. Birazdan iftardan kalan bazı yemeklerle ve kahvaltılıklarla çay eşliğinde iftar edceğim. Öyleyse ben sahura kadar yatmayanlar, kaim olanlar grubuna girmiş oluyorum. Bu tarz Müslümanlar da ya az uykuyla yetinenlerdendir yahut da Ranzaviler'dendir. [Ranzaviler için bkz.]
Son beş dakkada sahura kalkanlar!
Bu güzel Müslümanların en sonuna sahura son anda kalkıp hızla bir şeyler atıştıranları ve bir bardak suyu bir dikişte içiverenleri de ekleyelim. Böylece oruç tutup derece derece Allah'ın rahmetine nail olanları yad ederken bu grubu da anmış olalım. Efendim hayırlı sahurlar. Afiyet olsun. Kalkamayanlara da Allah has ve saf rüyalar görmek nasip etsin.
Mustafa Nezihi sahur vakti yazdı