Arnavutluk bayrama hazır

Arnavutluk'ta Ramazan bayramına hazırlık başladı. Komünist rejim döneminde dini bayramlar ve geleneklerden uzak kalınmasına rağmen günümüzde bayram Arnavutluk'ta heyecanla bekleniyor. Halk bayram alışverişine başladı. Arnavutlar'ın bayram sofralarının baş kösesinde yine tatlılar olacak.

Tatlıcı Leyla Murati, Ramazan bayramı dolayısıyla Tiran halkının en çok baklava ve pastalara rağbet ettiğini, geleneksel Türk baklavası ve İtalyan usûlü pastaların daha çok tüketildiğini ifade etti. Murati, "Bazı Arnavutlar da kendi evlerinde yaptıkları tatlıları tercih ediyor." dedi.

Ancak pazar yerlerini tercih eden halk, yükselen fiyatlardan memnun değil. Alışveriş için pazarları dolaşan halk, fiyatların düşmesini umduklarını, yüksek fiyatlar nedeniyle alım gücünün düştüğünü söylediler.

Arnavutluk'ta ekonomik sorunların günden güne artması nedeniyle Tiran merkez pazarındaki satıcılar da satışların düşüklüğünden şikayetçi. Esnaf, fiyatların uygun olduğunu fakat mali darboğazın bayram satışlarını etkilediğini ifade ettiler.

Tiran'ın merkezinde bulunan tarihi Ethem Bey Camii imamı Osman Kabili, bayrama iki gün kala Müslüman aleminin bayramını kutladı. Kabili şu ifadeleri kullandı: "Bu mübarek Ramazan ayının ardından İslam ümmetinin en önemli günlerinden biri olan Ramazan bayramının barış ve huzur getirmesini diliyorum. Geleneksel olarak bayram namazını Tiran meydanında kılacağız. Ramazan ayında nasıl yoksullarla yardımlaştıysak, bayramda da aynı şekilde onları kollamak ve akrabalara iylik yapmak, bir Müslüman olarak vazifemiz."

"Burada bayram olmaz; Musul’a gideriz belki, orada bayram ederiz”

Irak Ramazan bayramına şiddet olaylarının gölgesinde giriyor. Erbil'de sokaklar ve çarşılar sakin. Mülteci kamplarında durum ise daha ağır. Kamplarda yaşayan binlerce mültecinin ise tek isteği var; evlerine dönebilmek.

Bayram öncesinde hayli kalabalık olması beklenen Kayseri Çarşısı'nda sakin günler yaşanıyor. Esnaf; çarşıya gelenlerin de alışveriş yapmadığını söylüyor. Irak’ta yaşanan gelişmelerin çarşı-pazarı her açıdan çok olumsuz etkilediğini vurgulayan esnaf, "Alışveriş yapanların sayısı azaldı, her şeyin fiyatı arttı. İnsanlar yine de çarşıya geliyor ama para yok. Sadece gezip gidiyorlar." diyerek bayram öncesinde çarşılara hakim olan havayı ifade etti.

Bayramın en ağır şartlar altında karşılandığı yerlerin başında da kamplar geliyor. Erbil’in 30 kilometre batısında yer alan ve çoğunlukla Türkmenlerin kaldığı Hazir Mülteci Kampı bunlardan biri. Mülteci kampları bayramın buruk karşılandığı, hatta belki bayramın çok da öneminin kalmadığı yerler. Erbil-Musul yolu üzerindeki Hazir Mülteci Kampı'nda çoğunlukla Türkmenler kalıyor ve bayramın herhangi bir güzelliğini yaşayamamanın burukluğu ile günlerini geçiriyorlar. Kampta kalanların tek bir isteği var; ülkede yeniden emniyetin sağlanmasıyla evlerine geri dönebilmek.

Kampta kalanlar arasında en zor durumda olanlar ise çocuklar. Ağırlıklı olarak mide ve karın ağrısı çekiyorlar. Kampta toplanan çocuklar, toprak üzerinde oynuyor, toprak üzerinde oturuyor ve toprak üzerinde uyuyorlar. Çocukların bayram istekleri de büyüklerden farksız. Çocuklar, "Burada bayram olmaz; Musul’a gideriz belki, orada bayram ederiz. Bayram için tek isteğim emin bir yer." diye hislerini ifade ettiler.

Pakistanlı kadınlar kına yakmak için arife gününü bekliyor

Pakistan'da Ramazan ayının nihayete ermesinin hüznü ile bayram sevinci bir arada yaşanıyor. Ülkede özellikle Ramazan ayının son on günü, alışveriş zamanı. Pakistanlı aileler iftarla sahur arasında da ışıklandırılmış caddelerdeki çarşı ve pazarların yolunu tutuyor. Dükkânlar alışverişlerini tamamlamaya çalışanlarla tıklım tıklım dolu.

Pakistan’da Ramazan Bayramı'na günler kala sokaklar hareketlendi. Özellikle bayram alışverişlerini en kısa sürede bitirmek isteyen Pakistanlılar için dükkânlar gecenin geç saatlerine kadar açık tutuluyor.

Rengârenk işlemeli bilezikler, Pakistanlı hanımların bayramlarda olmazsa olmaz olarak nitelediği aksesuarlardan. Pakistanlı hanımlar bayram günlerinde çeşitli şekillerde kına da yakıyorlar. Tezgâhlarda bilezikler ve kına paketleri yan yana dizilmiş şekilde alıcılarını bekliyor.

Geleneksel motiflerle işlenen ahşap kına kalıpları da kullanıma hazır halde bekletiliyor. Ancak Pakistanlı kadınlar geleneksel olarak kına yakmak için arife gününü bekliyor. Bayramdan bir gün önce yani 'çand rad' gecesinde, kadınlar ellerine ve ayaklarına kına yakıyor. Renkli bilezikler ile de bayram hazırlıklarını tamamlamış oluyor.

Bilezikler Pakistan ve Hindistan'ın ortak kültürü. Düğünlerde de bilezik takılıyor. Ancak özellikle bayramda Pakistanlı ve Hindistanlı kadınlar için bilezikler önemli. Kadınlar, ellerine ve ayaklarına da geleneksel kına yakıyorlar. Kına ve bilezikler Pakistan halkının şenlik kültürünün öğeleri.

Bayram alışverişinin en önemli duraklarından bir diğeri Pakistan halkının geleneksel kıyafeti şalvar satan dükkânlar. Bayram sabahı, kadın-erkek bütün Pakistanlılar, misafirlerini yeni şalvarlarıyla karşılayabilmek için dükkânların yolunu tutuyor.

Pakistanlılar, bayram için kadın-erkek şalvar alışverişine çıkıyor. Bir gelenek olarak devam eden bu alışverişe Pakistanlılar çok önem veriyorlar. Geleneklerini muhafaza etme yönünde gayret sarf eden Pakistanlılar, kamis adını verdikleri şalvarı giyerek, çocuklarını da kültürlerinden haberdar ettiklerini vurguladılar. Pakistan'da ışıl ışıl sokaklarda bayram alışverişi arife gecesine kadar sürecek.

Lübnan'da mülteciler eski bayramları özlemle anıyor

Suriye'deki iç savaştan kaçarak Lübnan'a sığınan Ümmü Ömer ve üç çocuğu için Ramazan ayı çok zor geçti. Ramazan ayının ilk günlerinde Suriye'den kaçarak Lübnan'a sığınan aile, kalacak yer bulamayınca sokakta uyumaya başladı. Çaresiz anne çocuklarına yiyecek bulmakta zorluk çekiyor.

Ev kiralayacak paralarının olmadığını ifade eden Ümmü Ömer şu ifadeleri kullandı: "Sokakta yatıyoruz. Çocuklarımız geceleri uyuyamıyor, açlıktan kıvranıyorlar. Bazen bisküvi veya patates istiyorlar. Ancak alamıyoruz. İş arıyoruz ama bulamıyoruz. Allah yardımcımız olsun."

Yataklarının yanındaki su, içinde az miktarda yiyecek bulunan bir kutu ve yol kenarına parkedilen bir araba üzerinde kurumaya bırakılan eski elbiseler ellerindeki tek varlıkları. Ramazan bayramı geliyor ama çocuklara elbise alacak kimseleri yok.

Ümmü Ömer'in kocası Suriye'de şehit olmuş. Çocuklarıyla birlikte bir başına kalan Ümmü Ömer çektiği sıkıntıları şu ifadelerle anlattı: "Çocuklar bazen birşeyler istiyor ancak alamıyoruz. Bunu yapamadığımız için de ağlıyoruz. Bayram için kıyafet, ayakkabı istiyorlar. Ancak elimizden bir şey gelmiyor. Bazen öyle şeyler istiyorlar ki, alamadığımız için yüreğimiz yanıyor. Kocam savaşta şehit oldu. Bu onsuz ilk Ramazan ayıydı. Ramazan bayramında da onsuz olacağız."

Ümmü Ömer ve ailesi ev edindikleri kaldırımda yalnız değiller. Hemen yanlarında başka bir Suriyeli aile daha kalıyor. Herşeylerini savaşta kaybeden aile eski bayramları özlemle anıyor. Suriyeli mülteci Ebu Hıdır, yaşadıkları zorlukları şu sözlerle anlattı: "Krizden önce çok mutluyduk. Çocuklarımız bayram sabahları akrabaları ziyarete giderdi. Birbirimizi kutlardık. Çocuklar lunaparka gidip oynarlardı. Çok mutluydular. Şimdi ise 100 dolar eksik ödedik diye evden atıldık ve çocuklarımızla sokakta kalıyoruz. Bazıları halimize üzülüp sadaka veriyor."

Devam eden savaş yüzünden hem Suriyeli mültecilerin hem de vatanlarından ayrı geçirilecek bayramların sayısı artacak gözüküyor.



 

 

Kuzey Haber Ajansı