Vatanımız Anadolu için kullanılan “fetih” hareketi, aynı zamanda İslami bir tebliğ, bir irşad faaliyetinin adıdır. Gelenek bunu ila-yı kelimetullah olarak adlandırmıştır. Alparslan’ın fethi ile başlayan irşad ve tebliğ çalışmasının dönüm noktasını bizde Konstantin’in İslambol’a dönüşmesi oluşturur. İrşad ve ila-yı kelimetullahın Batı’ya yansıyan ufku ise Cebel-i Tarık, İspanya’nın Endülüsleşmesi, Viyana kapılarıdır.
Tam da hadis-i şerifin müjdelediği şekilde cereyan etmiş bir tarihtir bu. Öyle demişti Hz. Peygamber (sas): “Kelime-i tevhid getirin, İslam olun; Bizans Sarayları da sizin olacak; Sasani toprakları da.”
Fetih hareketleri ile bu topraklarla birlikte toprağın üstündekiler de bizim oldu, insanlar kardeşlerimiz oldu, onlar “biz” oldu; biz hepimiz Allah’ın kulları, Resûlün ümmeti olduk.
Fetih, hidayete erenlere yeni bir “tarih” hediye ederken, hidayete kapalı olanlar başka bir “tarih” yaşadılar ve yazdılar.
Bu başka tarihin en önemli ayağı misyonerlik oldu.
Hristiyan âlemi; Papa’nın önderliğinde gâh Haçlı orduları kurarak fiili saldırıda bulundu, gâh İslam’ı tezyif eden, Kur’an-ı Kerim’i ve son peygamber Hz. Muhammed aleyhisselamı iftiralarla başka türlü gösterip hedef alan yayınlar yaptı. Bu bağlamda Kur’an-ı Kerim’in özel olarak çarpıtılarak yapılan tercümelerini, Concordances’ta olduğu gibi hadislerde çelişki bulmak için yapılan çalışmaları hatırlatalım.
Batı, bunların işe yaramadığı yerlerde, hedef kitlenin sosyolojisine göre yeni bir strateji belirledi; misyonerlik faaliyetlerine yöneldi.
Bizim yetişme çağımızda gündemimizin en önemli konularından biri idi misyonerlik. Hatta ortaokul Türkçe kitabımızda misyonerlerin ülkemize hizmet ettiği, Mustafa Kemal’in misyonerlere imkân tanıdığına dair bir okuma parçamız bile vardı.
Ortaokul 2. sınıf Türkçe kitabımızdaki metin Hikmet Feridun Es’e aitti ve “Kızımı da Götür” adını taşıyordu.
Kitabı kütüphanemde buldum. Adı geçen yazıyı şöyle özetleyebilirim:
İzmir Kadınlar Hapishanesi'ndeki mahkûm kadınlara akşam dersleri verilmesi kararlaştırılır.
Bir genç kız ben bu dersleri verebilirim der ve hapishane koğuşunda akşam derslerine başlar.
Sonra bu öğretmenin misyonerlik yaptığı ortaya çıkar ve öğretmen hakkında şikâyetler başlar.
Öğretmenin Kinder Garden Teşkilatında çalışmalar yaptığı ile ilgili bilgilere ulaşılır. Yazar Es, olayı küçümseme babında öğretmenin faaliyetini “Çocuklara iyi insan olmak etrafında birtakım telkinler”den ibaret diyor.