Türk sanat musikisi sanki Cumhuriyet'le birlikte inkıtaya uğramış gibi. Sınırlamalar, yasaklar, zorlamalarla belirli bir kulvara yönlendirilmek istenen kadim müzik zevki kısmen bu baskılardan etkilense de özünden pek sapmamıştır. Bu kadim musiki zevkini yaşatmak için sanatçılar hem ömürlerini bu yola adamışlar hem de talebeler yetiştirmişler.

Gelenekten kök alan musikiyi yaşatmak için muazzam şekilde çaba harcayan musikişinaslardan bazıları yurtdışında dahi büyük üne sahip olup, yabancı kulakları musikimize aşina kılarken yurtiçinde ise horlanmış, küçük görülmüş!

Geçmişteki ustalar bir şekilde kulaklarda yer etmiş. Değerli emekleri ölümleri ile daha da kıymet kazanmış. O kadar ki halihazırda yaşayan sanatçılardan ziyade onlar bilinmekte. Geçmişe nazaran günümüzdeki musiki sanatçıları daha geniş kitlelere daha rahat şekilde seslenebilirken yine de bilinmezlik tülünün arkasında kalıyorlar.

Bu geleneğin günümüzdeki bazı savunucularından, kıymetli icralarıyla açalım istedik. Bu musikişinaslar hakkında kısa dahi olsa bazı bilgiler ile bazı meşk numunelerini haberimizde bulabilirsiniz.

1- Niyazi Sayın

1927 doğumlu Niyazi Sayın yaşayan en kıymetli ney üstadlarındandır. Döneminin birçok üstadıyla çeşitli vesilelerle tanışıp ders alma imkanı bulan Niyazi Sayın, musikinin yanı sıra çeşitli sanat dallarıyla da ilgilenmiştir. Neyde getirdiği yenilikler sayesinde “Niyazi Sayın'dan önce ve sonra” diye bir dönemlendirme yapılabilir.

Pesendide Taksim:

2- Necdet Yaşar

1930 doğumlu Necdet Yaşar, musiki hayatına bağlama çalarak başladı. Mesud Cemil Bey'in tambur meşkini dinledikten sonra tambura yöneldi. Sonradan Mesud Cemil Bey'in yönettiği koroda bulunma imkanını elde etti. Yurtiçinde sayısız konsere, koroya, resitale katıldığı gibi yurtdışında da birçok organizasyona katıldı. Tambura yeni teknikler ve yeni açılımlar getirmiştir.

Hüzzam Taksim:

3- Erol Deran

1937 doğumlu Erol Deran ilk musiki eğitimini babasından aldı. Kanun sanatçısıdır. Erol Deran 1983 yılında İTÜ'de öğretim görevlisi olarak başladığı akademiden 2004 yılında emekli olmuştur. Bugün kendi atölyesinde çalışmalarını sürdürmektedir.

Nihavend Geçiş Taksim:

4- İhsan Özgen

İhsan Özgen 1942 doğumludur. Kemençenvîdir. Kendine has bir üslup geliştirmiştir. Özgen kemençeyi, “keman gibi değil; nefesli bir saz gibi yanık ve içten; adeta veremli bir kızın sadâsına sahip bir enstrüman” olarak tarif eder.

Acemkürdî taksim:

5- Necati Çelik

1955 doğumlu Necati Çelik 1970'lerde ud çalmaya başladı. Üniversitede müzik bölümünde hocalık yaptı. Çeşitli ustalarla birlikte kayıtlar yaptı. Necati Çelik hâlâ Kültür Bakanlığı İstanbul Devlet Türk Müziği Topluluğu'nda ud sanatçısı olarak görev yapmaktadır.

Nihavend Sazsemai:

6- Sadrettin Özçimi:

1955'te doğan Sadrettin Özçimi, Aka Gündüz Kutbay ve Niyazi Sayın gibi ney'in usta isimlerinden dersler aldı. Musikinin meşkinin yanı sıra nazariyatıyla da ilgilendi. Hâlâ İstanbul Devlet Türk Müziği Topluluğu’nda bulunan Sadreddin Özçimi Konya’daki Hz. Mevlana ihtifallerinde neyzenbaşılık görevini de ifa etmektedir.

Acemaşiran Taksim:

7- Ahmed Şahin

Neyzen Ahmed Şahin 1964 doğumludur. Konya'da Sadreddin Özçimi ile başladığı ney çalışmalarına daha sonra diğer büyük üstadlardan aldığı derslerle devam etti. Ney üflemenin yanı sıra dinî musikinin çeşitli makamlarındaki icralar ile de meşgul ve daha ziyade icracılığıyla meşhurdur.

Bayatî Taksim:

8- Murat Salim Tokaç

1969 doğumlu Murat Salim Tokaç, kendisi gibi neyzen olan babası Turgut Tokaç'tan ilk musiki eğitimini aldı. Neyzenliğinin yanı sıra tamburî de olan Tokaç, çeşitli korolarla konserler vermeye devam etmektedir.

Nihavend Tambur Taksim:

M. Murtaza Özeren derledi