Asırlık bir çınar, bir asra yakın ömrünü eğitime adayan idealist, vatansever, gerçek bir öğretmen. Milli Mücadele yıllarında dünyaya gelen, Cumhuriyet'in ilk yıllarında elifba ile okula başlayıp, Latin alfabesiyle bitiren, bir neslin kahramanı sayılabilecek gerçekten harika bir insan, Nazik Erik Hoca Hanım...

Nazik Hoca 1919’da doğup 25 Ağustos 2012’de hayata gözlerini yummuş. Hayat şartları, aile, çevre imkanları doğrultusunda dinî eğitim alamayan Nazik Hoca, öğretmenliğinin ilk yıllarından itibaren içindeki boşluğu keşfeder. Okul müdürünün verdiği bir kitap ile hayatı değişir. İşte aradığı tam da budur. İçindeki boşluğu doldurmaya çalışır. Allah'ı ve Resulünü tanır. Nereden geldiğini ve neler yapması gerektiğini sorgular. İçindeki boşluğu Allah ve Resulü ile dolduran Nazik Hoca, bir yandan öğrenmeye diğer yandan öğrencilerine aktarmaya devam eder. Öğrencilerin anlayabileceği bir tarzda, Allah'ı, Resulünü, evreni, yaratılış gayesini masallaştırarak öğrencilerine aktarır. Derslerinde öğrencilerini düşünmeye sevke eder, onlardan bir olayı ya da bir nesneyi yazmalarını ister. Çok sert ve notu da kıt bir öğretmen olan Nazik Hoca öğrencilerin yazdıklarını pek beğenmez. Bu beğenmemezlik onları yıldırmak için değil, aslında onları sürekli sorgulayan, sürekli daha iyiyi, daha güzeli arayan bireyler haline getirmek içindir.

Gönül Dostu Nazik Hoca, Kubbealtı Yayınları’ndan geçen aylarda neşredilen, Gazanfer Sanlıtop imzalı harika bir kitap... Yazar, öğretmeni Nazik Hoca'nın yaşamını naklediyor bizlere... Nazik Hoca'nın Anadolu'nun çeşitli yerlerinde, görevi sırasında öğrencileriyle yaşadığı ilginç olayları anlatıyor. Nazik Hoca sadece bir öğretmen değildir elbet. Sadece okulla da sınırlı değildir. Öğrencilerle, çevresindekilerle okul dışında da eğitime devam eder. Eğitim, ahlak üzerine sürekli münazaralar yapar. Evi adeta tekke gibidir. Geleni gideni çoktur. Nazik Hoca'nın sohbetlerinden, kütüphanesinden isteyen herkes yararlanır.

Çocuk sahibi olan ana babanın artık “kendi” olmaya hakkı yoktur

Eğitim sistemindeki aksaklıklara değinen Nazik Hoca, Batılı eğitim sistemleri ile ülkemizdeki eğitim sistemini karşılaştırır. Aradaki farklılıklara değinir. Özellikle kişiliğin oturduğu 0-4 yaş arası çocukların eğitimi üzerine eleştiriler yapar. Toplumdaki eğitim anlayışını sorgular. Satır aralarında ana babalara çok önemli öğütler verir. Kendi deyimiyle “çocuk sahibi olan ana babanın artık kendi olmaya hakkı yoktur.”

İlkokul yıllarındaki harf inkılabına, okullardaki Kur’an derslerinin kaldırılışına, o dönemki eğitim sistemine ince göndermeler yaparak okuyucuyu düşünmeye sevk eder. Ezberci eğitime daha mesleğinin ilk yıllarından itibaren karşı çıkar. Öğretmenliğin sadece ders kitabını öğretmek olmadığını vurgular.

Önemli olan karşıdaki çocuğa insan olduğunu hissettirmektir. İnsan olmak o kadar kolay değildir tabi ki... Beşer ile insan kavramlarını tahlil eder. Bu konuda öğrencileriyle sınıfta olsun dışarıda olsun sürekli tartışmalar yapar. “İlim, fen, teknik insanı güçlendirebilir ama gerçek insan iyilikten, doğruluktan, güzellikten nasibini almaktır” der. Kişi ister fakir olsun ister zengin, ister âlim olsun ister cahil önemli olan insan olmaktır. İnsan olmak, incitmemek değil, incinmemektir, hoş görebilmektir.

Eğitimden, tasavvuftan, felsefeden, tarihten, mantıktan, doğru düşünmekten çeşitli bilgiler de veriyor Nazik Hoca bizlere. Akıl, ruh, nefis üzerine düşüncelerini aktarıyor. Öğretmeler için bir ders kitabı niteliğinde. Herkesin içinde kendinden bir şeyler bulabileceği Gönül Dostu Nazik Hoca, kesinlikle okunması gereken bir kitap...

Son nefesinizi verseniz de sizin öğretmenliğiniz hâlâ devam ediyor Hocam

Nazik Hocam, belki sizi tanıma fırsatımız olmadı ama bu kitabı okuyarak hakkınızda çok şey öğrendik. Öncelikle belirtmek isterim ki öğretmenliğin ne olduğunu öğrendik sizden. İnsanın ne demek olduğunu, insan olabilmenin önemimi anlattınız bizlere. Biliniz ki biz öğrencileriniz hep düşüneceğiz. Nereden geldik? Niçin geldik? Nasıl yaşayacağız? Nereye gideceğiz? Bu soruları her gün soracağız nefislerimize. İyilikten, doğruluktan, güzellikten nasip almaya çalışacağız. Resulullah'ın ahlakıyla ahlaklanmaya gayret göstereceğiz. Ki O güzel ahlakı tamamlamaya gelmedi mi?

Hiç dersinizde bulunmadık ama Hocam şunu bilin ki bizleri de düşünmeye sevk ettiniz, bu örnek yaşantınızla... “Son nefesimi kürsüde vereceğim ana kadar öğretmen olacağım” derdiniz. Gerçekten bir öğretmen oldunuz ama bir konuda yanıldınız Hocam. Son nefesinizi verseniz de sizin öğretmenliğiniz hâlâ devam ediyor. Allah sizden razı olsun, mekanınız cennet olsun.

 

Şakir Gönülce yazdı