Tren yolculuğu yapmak eski zamanların lüksüydü belki, ancak modern zamanların nostaljisi haline geldi. Elbette treni benim gibi uzun yolculuklarında tercih eden insanlar hâlâ var ama bu insanların büyük kısmı treni ucuz olduğu için seçiyor.
Trenin keyfini genelde çocuklar ve bir de bu işten anlayanlar çıkartıyor.
Trenin verdiği enerjiyi, sohbet ortamını merak edip de tren yolculuğu yapanlar büyük kalabalıklarda parmakla gösterilecek kadar az.
Lükse alışmaktan korkarım!
Arabaya binmeye, uçak seyahati yapmaya ve daha nice türlü konforlu yolculuklara alışkın olmamak önemli bir durum. Lükse ve konfora düşkün olmaktan çekinirim. Trenin ucuzluğu, yolculuktaki çeşitli sıkıntılar, gideceği yolu çok uzun bir sürede kat etmesi ve rötarsız sefer yapamaması harika şeyler!
Trenler hıphızlı gitmiyor! Hızlı trenler gibi değil benim bahsettiğim trenler. Yavaş yavaş, “çufçuf”layarak, en beklenmedik anda arıza yaparak, bir sondaki trenin geçmesini bir durakta saatlerce bekleyerek belki… Böyle çıkıyor trenin güzelliği ortaya. Kondüktöre merakla “ne zaman kalkacağız acaba” diye sormak, duraklardaki çocuklara ve elleri kına kokan, elleri toprak kokan ninelere el sallamak mesela…
Rötarsız tren mi olurmuş!
Bindiğim trenin gecenin bir vakti ıssız bir tren istasyonunda rötar yaparak belki iki belki de üç-dört saat beklemesi anneler için her zaman bir talihsizlik olsa da, treni sevenler için inanılmaz bir keyiftir. Dualar kabul olmuştur, daha saatlerce bu durakta duracağızdır, yolculuk neredeyse hiç bitmeyecektir!
Trenler rötar yapınca, hele de geceyse; hava puslu ve sisli, hafif soğuksa; ceketi kaptığı gibi aşağıya sigara içmeye inen amcalar, uyanıp ağlayan yan kompartımandaki bebekler, istasyondaki büfeden bir şeyler alması için babasına ısrar eden çocuklar… beni her zaman mutlu eder.
Hemşerim esas memleket nire?
TCDD ile neredeyse her şehre gitmek mümkün. İstanbul’dan Diyarbakır’a, Kars’a, Van’a kadar gidebiliyorsunuz. Yol üzeri güzergâhlardan başka şehirlere de ulaşabilirsiniz elbette. Memleketinize bu sene trenle gidin inşallah! Varsa, çocuklarınıza mutlaka tattırın bu keyfi. Ailecek bir kompartıman kapatarak yapacağınız yolculuklar çocuklarınız için ömür billah unutulamayacak derecede büyük, nefis bir hatıra olacaktır.
Misak-ı Milli’yi unut artık!
Bildiğiniz gibi trenle Tatvan’a, Şam’a, Halep’e gidebiliyoruz. İnşallah yine eskisi gibi Hicaz topraklarına da rayların üstünde varacağız yakın tarihte bir gün. Misak-ı Milli diye sınırların olmadığını, Şam’ın, Halep’in, Mekke’nin ve elbette Beyrut’un, Saraybosna’nın bizim kokumuz gibi koktuğunu, bizim gibi gülümsediğini oralara yolculuk ettiğimizde daha iyi idrak ederek anlayacağız. Özellikle de trenle gittiğimizde…
Merve Büşra Bozcu Haydarpaşa’dan el salladı
