Ribat dergisi, Haziran sayısında tevbe konusunu ele almış. Abdullah Büyük Hoca, Müslümanların bilinçli olarak günah ortamlarına sürüklendiği günümüzde, tevbe müessesesinin önemine vurgu yapıyor. Özellikle içinde bulunduğumuz Ramazan ayında tevbe, daha bir önem kazanıyor. Bir asra yakındır Müslümanlar, baskı ve dayatma rejimleriyle yönetilmekte, bu durumda Müslümanlar için günah ortamlarının devreye sokulması kaçınılmaz olmakta. Bu günlerde Müslüman'ın durumu Peygamber Efendimiz (s.a.v) tarafından şöyle izah edilmektedir: "Öyle günler gelecek ki, o günlerde dinin emirlerine uyma hususunda gösterilecek sabır, ateş parçasını elde tutmak gibi zor olacaktır. O günlerde Müslüman olarak yaşamaya çalışanlara, bugünkü sizin elli kişinin amelini işleyen kimsenin sevabı kadar sevap yazılacaktır."

Bediuzzaman Said Nursi Hazretleri de bu günlerin afetleriyle ilgili şu açıklamada bulunur: "Bu günlerde insanı altı afet kuşatmıştır:

1- Mal ve şöhret düşkünlüğü,

2- Allah'tan başkalarından korkmak,

3- Bir şeyi hırsla istemek,

4- Irkçılık yapmak,

5- Enaniyet, benlik sahibi olmak,

6- Rahata düşkünlük hastalığına düçar olmak."

İmam-ı Gazali'ye göre ise tüm kötülüklerin yani günahların üç sebebi vardır:

1- Haksız kazanç,

2- Haksız yere harcama yapmak,

3- Halka (ihtiyaç sahiplerine) harcama yapmamak. Böyle olunca Müslüman için tevbe, yani Allah'a sığınmak kaçınılmaz olmalıdır. Zira günahlar, cennete engel olurken, pişmanlık duygusuyla yapılan tevbeler, cehennemden korunma barikatları olmakta, kalbe inmeyen (gönülden yapılmayan) tevbeler ise ayrı bir tevbeyi icab ettirmektedir.

Tevbe, İlahi sevgiliye ulaşma kapısının anahtarıdır

Tevbenin Allah katında kabul edilmesinin şartlarını, Prof. Dr. Ramazan Altıntaş, şöyle açıklıyor:

1- İşlenilen günahı terk etmek,

2- Geçmişte işlenen günahlardan dolayı pişmanlık duymak,

3- Tevbe-i Nasuh, yani günahı tekrar işlemekten sakınmak ve böyle bir günahı bir daha aklının ucundan bile geçirmemek. Tevbe, imana dair makamların ilki, hak yolculuğunun başlangıcı ve İlahi sevgiliye ulaşma kapısının anahtarıdır. Allah'tan asla ümit kesilmez.

Allah'ın yardımına layık olmak, bir Müslüman'ın imandan sonra gözleyeceği en önemli hedeflerindendir. Nureddin Yıldız'a göre Müslüman, günah işlemeyen insan demek değildir. Ancak günahlardan kurtulma mücadelesi, Müslüman'ın ilkesi olmalıdır. Bu mücadele, Allah'ın yardımını getirecektir, insanlara faydalı bir iş yapmak da böyledir.

Tevbenin sahih olmasının şartları

Musab Seyithan ise, tevbenin kabul edilmesinin şartlarını, Hz. Ali (r.a.)'ın dilinden anlatıyor. Hz. Ali (r.a.), tevbenin sahih olmasının altı şartını şöyle açıklıyor:

1- Yaptığına pişman olmak,

2- Gaflet ettiği farzları yerine getirmek,

3- Gasbettiği hakkı geri vermek,

4- Eziyet ettiği kişiden özür dilemek,

5- İşlediği günahı tekrarlamamaya azmetmek,

6- Günah işlerken zevk aldığı gibi, Allah'a itaat ederken de mutmain olmak.

Üç çeşit tevbe

Makbul bir tevbe, kul ile Rab arasındaki engelleri ve perdeleri kaldırır. Osman Nuri Topbaş, tevbeyi üçe ayırıyor:

1- Avamın tevbesi: günahlarından tevbe ederler.

2- Havâsın tevbesi: gafil bulunmaktan tevbe ederler.

3- Hâssu'l hâsın tevbesi: Allah'a yakınlık peyda edebilmek için tevbe ederler.

Son söz olarak, Mevlana'nın şu öğüdüne dikkat etmekte fayda var: "Akıllı kişiler, önceden ağlarlar. Bilgisizler ise işin sonunda başlarına vururlar. Sen, işin başlangıcında sonunu gör de kıyamet gününde pişman olma!"

Hüseyin Kahraman yazdı