Süleymaniye'den Sultan Ahmed Camii’ne, Yeni Cami'den Eyüp Sultan Camii’ne kadar İstanbul'u İstanbul yapan tarihî 295 cami "İstanbul'un İncileri Sur İçi Camileri" adlı kitapta bir araya geldi. Kitap tarihî ve mimarî açıdan İstanbul'un en zengin bölgesi olan Tarihî Yarımada'daki camileri kapsıyor. Kitap Eminönü'nden başlayarak Fatih'e uzanan yolculuğunda, camilerin güncel iç ve dış fotoğraflarının yanı sıra, tarihini ve mimari yapısını da anlatıyor. "İstanbul'un İncileri Suriçi Camileri" kitabı, Sudi Yenigün'ün fotoğraf çekerek başladığı yazarlık serüvenindeki 3. kitabı.
Araştırmacı yazar Sudi Yenigün şunları söylüyor: "Camilerin 4 sene boyunca yıllarca iç ve dış fotoğraflarını çekerek tarihçelerine dair 40'tan fazla eser okudum ve onlar üzerinde çalışarak bu kitabı kaleme aldım. Büyük camileri herkes biliyor, hatta yabancılar bile... Benim gayem küçük denilen ve nazar-ı itibara alınmayan camileri de kitabıma almaktı. Küçük camilerin çok enteresan hikâyeleri var. Tarihçeleri var mesela. Bu şekilde birçok enteresan camiye rastladım. Bunlara özellikle yer verdim ve gayem suriçindeki bütün camileri bir araya getirmekti. Çinileriyle meşhur Rüstempaşa, İstanbul'un ilk camii dediğimiz Akbıyık camisi var. Akbıyık, sur içinde ilk yapılan camidir. Sur içi camilerinin en farklısı Nuruosmaniye Camii'dir. Barok tarzında inşa edilmiş."
Sur Dışı Camileri de yayında yayınlanacak
Kitapta, sur içinde inşa edilen camilerin yüzyıllara dağılımlarıyla ilgili bilgilere de yer veriliyor. Esere göre, sur içinde 15. ve 16. asırlar arasında 200'e yakın caminin inşam edildiği araştırmalarla netleştirilmiş. Kitap her caminin ayrı bir özelliğini ele alıyor. Bunlardan 3 mihraplı caminin hikâyesi oldukça dikkat çekici.
Yeni Cami ile Unkapanı arasındaki caminin neden 3 mihraba sahip olduğunun hikâyesi şöyle: Cami yapıldıktan sonra cemaat kalabalıklaşıyor ve yetersiz kaldığı için yandaki arsa da camiye katılarak büyütülmek isteniyor. Fakat caminin yanındaki arazi sahibi olan bânînin gelini, büyütülmesi planlanan ibadethaneye kendisi için de bir mihrap yapılmasını istiyor. Bir camide iki mihrap olur mu olmaz mı diye bir münakaşa başlıyor. Mevzu, dönemin padişahı Fatih Sultan Mehmed'e kadar intikal eder. Padişah da bir camide iki mihrabın olabileceğini ve kendisi için de bir mihrap ilave etmesini söyler.
Kitapta camilerin güncel adresi ve nasıl gidildiği hakkında ipuçları olduğunu söylüyor Yenigün: "kitaplardan aldığım bilgilerin yanı sıra imamlardan da aldığım bilgilerle beraber fizikî durumlarını ve son durumlarını da izah ederek kitaba koydum. Bir de en mühim hadiselerden biri, camilerin eski kaynaklarda olan adresleriyle şimdiki adresleri farklı. 2008'deki düzenleme ile mahalle isimleri sokak isimleri değişmiş veya etrafına binalar yapılmış. Bu camilere nasıl gidileceğini de kitaba açık açık yazdım."
Kültür A.Ş. yayınlarından çıkan 'İstanbul’un incileri sur içi camileri" kitabının ikincisi yani sur dışındaki camileri konu alacak olan eser de yakın bir zamanda raflardaki yerini alacak. Araştırmacı yazar Sudi Yenigün, şehrin bütün camilerini kapsayan sur dışı camilerini kısa bir süre içerisinde okuyucularıyla buluşturmayı hedefliyor.
Eda Sinem Bakioğlu bildirdi